∆8∆

900 66 171
                                    

Yazar Notu: Bu bölüme çok yorum istiyorum! Bol entrikalı bir bölümle geldim bu sefer! Umarım beğenirsiniz! İyi okumalar! <3

-------------------------------------------------

Bölüm Şarkısı: Trevor Dainel - Falling




Onun gittiğini belirten kapı sesini duyalı, ne kadar olmuştu?

Zor geçen saniyeler mi? Sese veda eden dakikalar mı? Yoksa aceleci saatler mi?

Bilmiyordum. 

Tek bildiğim birine ihtiyacım olduğuydu.

O anda, aklıma gelen bir kişi vardı.

Pansy Parkinson.

"Pansy..." diye fısıldadığımda, etrafa dikkatle bakınmıştım. Tek bir ses bile çıkmayan ev, sonunda delirdiğimi düşünmeme sebep olmuştu. 

Ta ki, küçük bir duman bulutuyla, önümde dikilen Pansy'i görene kadar. 

Elinde asasıyla korkuyla etrafa bakınırken, bir tehdit görmemiş olmasıyla kafasını eğip bana döndü.

"Hermione! Beni sadece tehlike hissettiğinde- Aman Tanrım, bu halin ne?!"

Kafamı ona kaldırmış ve yüzümün tamamını görmesini sağlamışken aldığım tepki buydu. Sinirle gülüm ve gözlerimi ovuşturdum.

"O kadar kötü görünüyorum demek..." kendi halime gülerken, o beni acıyan gözlerle izliyordu.

Yanıma eğilip, çenemi tuttu ve yüzüne bakmamı sağladı. Burnumu çektim ve derin nefesler aldım.

"Draco nerede?" dediğinde beynimden vurulmuşa dönmüştüm, gerginlikle saçımı geriye attım ve kafamı cama çevirip yağan karı izlerken konuştum.

"Cehennemin dibinde."

Kaşlarını çatıp karşıma, yere oturdu ve bağdaş kurdu. Ellerimi avucunun içine aldığında, dudağımı ısırarak ona döndüm.

"Onunla mı ilgili?" 

Sinirle güldüm.

"Hayır," dedim kendimi inandırmak adına kafamı sallarken. "Onunla değil, benimle ilgili. Ona güvenmemle ilgili. Aptal gibi onun eline malzeme vermemle ilgili ve ben... Benim..."

Devamını getiremediğimde, şaşkınlıkla ağzını açtı.

"Salazar aşkına, Hermione!" dedi gözlerini ardına kadar açmışken. "Bana ona karşı bir şeyler hissetmediğini söyle."

"Hissetmiyorum..." dedim artık yalan olduğunu bilmeme rağmen. "Belki de... bilmiyorum sadece..."

Sol eliyle saçlarımı kuşağımın arkasına attığında, gözlerimi ona kaldırdım. Bana şefkatle bakıyordu.

"Hermione, her ne kadar bunu söylemek hoşuma gitmese de seni uyarmak zorundayım..." dedi gözlerini benimkilerden kaçırırken.

Kafamı salladım ve devam etmesini işaret ettim.

"Draco'ya güvenemezsin." dedi uzun bir aradan sonra. "O, kimsenin hislerini umursamaz. Seni umutlandırıp, mutlu ettikten sonra, tek bir kalemde seni silebilir."

Gözümden düşen yaş eşliğinde, kendime lanet ettim. 

"A-ayrıca değerlendirmen gereken bir ihtimal daha var." dediğinde kafamı merakla ona kaldırdım. 

Hostage || DramioneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin