∆13∆

704 43 38
                                    

Yazar Notu: Merhabalar! Uzun süredir bölüm atmadığım için üzgünüm :( Benim açımdan çok yoğun bir haftaydı. Fakat şimdi buradayım! Bölümler daha hızlı gelecek! Beğenmeniz umuduyla... İyi okumalar! <3

-------------------------------------

Bölüm Şarkısı: Billie Eilish - No Time To Die



Ellerimin titrediğini hissediyordum. Neden onu ailemle tehdit ediyordu? Ailem iyi miydi?

Benden bu kadar şey sakladığına inanamıyordum. Kendimi ona bu kadar teslim etmiş olduğuma inanamıyordum. 

"Hey Granger," dedi onun sesi, kapıyı tıklatırken. "İyi misin? Kaç dakika oldu."

"Bir şey yok Malfoy." dedim sesimdeki siniri mümkün olduğunca engelleyerek. Telefonu kapattım ve havluların arasına sakladım. Kapıyı açıp dışarı çıktığımda, bana merakla bakıyordu. 

"Gerçekten uykum var Malfoy." dedim onun yüzünü görmemek isteyişimi bahanelere vururken. "Yarın görüşürüz." 

O benim arkamdan şaşkınlıkla bakarken, ben onun tek bir kelime bile konuşmasına izin vermemiş ve kendimi odama atmıştım. 

Yalanlarını daha fazla dinlemek istemiyordum. 

***

Önümdeki salatayı çatalımla didiklerken, onun dikkatli bakışlarını üzerimde hissediyordum. 

"Merlin aşkına!" dedim en sonunda dayanamayıp çatalı tabağıma bırakır ve bakışlarımı ona kaldırırken. "Neden öyle bakıyorsun?!"

"Sadece, neden böyle davrandığını anlayamıyorum." 

"Nasıl davranıyormuşum?"

"Soğuk ve uzak..." dedi elini yanağıma götürür ve kırgın bakışlarını üzerimde gezdirirken. "Sanki, hiçbir şey yaşanmamış gibi."

Derin bir nefes verdim. 

"Benden bir şeyler sakladığının farkındayım Malfoy," dedim onu şüpheyle süzerken. "Bu şartlar altında sana normal davranmamı bekleyemezsin."

"Neyi öğrenmek istiyorsun?" deyip ellerimi avuç içine aldığında, içimi kaplayan heyecana lanet okudum. Hala onun dokunuşlarıyla heyecanlanıyordum. 

"O odada ne var?" dedim bir an bile beklemeden.

Bakışları soğur ve dudakları düz bir çizgi halini alırken, elimi bırakıp geri çekildiğinde kalbimin tekrar parçalara ayrıldığını hissediyordum. Gözlerimin dolmaya başlamasını hissettiğimde onun bakışlarının hiç değişmediğini farketmiştim. Ne sanmıştım sanki? Bana gerçekten kendini açacağını mı?

"Üzgünüm," dedi uzun bir aradan sonra boğazını temizleyip. "Bunu sana söyleyemem."

Onu bir süre süzdükten sonra, buna bile değmeyeceğine karar vermiştim. Gözlerimi kaçırır ve şöminede yanan ateşi izlerken, yaptığım her şeyden pişmanlık duyuyordum. Beni bu kadar kolayca kendine bağlamış olmasının verdiği hınç tüm damarlarıma yayılırken, ayağa kalktım.

O beni izliyor fakat kılını bile kıpırdatmıyorken, tabağımı masadan alıp yavaş adımlarla mutfağa yöneldim. 

İçimdeki ürperti, aylardır kaldığım bu evi bana yabancı kılıyordu. Aramızdakilerin, kurduğumuz değerlerin yavaşça içimde yıkıldığını hissediyordum. Tabağımı çeşmenin altına soktum ve yandaki süngeri alıp üzerine deterjan sıktım. 

Hostage || DramioneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin