∆2∆

1.1K 75 38
                                    

Selamlar!

Yeni bölüme hoşgeldiniz!

Bol bol yorum bekliyorummm!

Sizi daha fazla tutmadan bölüme alayım.

İyi okumalar!

------------------------------

Bölüm Şarkısı: ILLENIUM & OEKIIN - All Together





Sıkıca kavramış olduğum bıçağı tutan eli ve gözleri arasında gidip gelen gözlerim, her saniye daha da korkulu bir hale dönüşüyordu. 

Genç adamın cümlesinden sonra, yüzünde oluşan psikopatça sırıtış, gözlerimi ardına kadar açamama ve ondan gerileyerek uzaklaşmama neden olmuştu.

"Hadi ama Granger," dedi hala sırıtken. "Senin o ünlü Gryffindor cesaretine n'oldu?"

Bıçağı ben bıraktıktan sonra bile hala sıkıca tutarken, bana doğru ilerlemişti. Gözlerim mümkünmüş gibi daha da büyüdüğünde, sertçe yutkundum.

"Uzak dur benden!" 

Histerikçe güldü ve elindeki bıçağı alaylı gözlerle süzdü.

"Seni burada öldüreceğimi düşünüyor olamazsın değil mi Granger?" dedi alınmış numarası yaparak. "Daha eğlenmedik bile."

Bana doğru yürümesiyle birlikte, geriledim. Lakin o, beni ben daha kaçamadan yakaladığında, sırtımı hızla duvara çarpmıştı. Titrek bir nefes verdim. 

Eğlence? 

O kadar ileri gidemezdi değil mi? 

Dudaklarını kulağıma yaklaştırdı fakat tenime dokundurmadan fısıldadı.

"Her zaman burada olmayacağım. Ve eğer ben yokken yaramazlık yapmaya kalkışırsan," cümlesini tamamlamasını beklerken, karnımda, kazağımın izin verdiği ölçüde hissettiğim bıçağın soğuk yüzeyiyle, ağzım hafifçe açıldı ve nefes almaya çalıştım. "Sonuçlarına katlanırsın."

Tepki vermediğimde, sırıtmış ve dudaklarını saçlarıma doğru yaklaştırmıştı. Bedenimi ondan uzaklaştırmak adına duvara daha çok yaklaşırken o, oldukça şaşırmama neden olacak bir şekilde, burnunu saçlarıma gömmüş ve içine derin bir nefes çekmişti.

Bir süre oraa kaldıktan sonra hızla geri çekilmiş ve sorgularcasına yüzüme bakmıştı. Şok içindeyken ona bir cevap veremeyip sadace kocaman açılmış gözlerimle ona bakmaya devam ettim. Tepki vermememden ona itaat ettiğimi sanmış olmalı ki, sırıttı. 

"Güzel." 

Arkasını dönüp merdivenlere doğru ilerlediğinde, arkasında hala olayların şokunda ve olduğu yerde kalakalmış bir Hermione bırakmıştı.

•§•§•§•§•

Uyumak için yatağıma girdiğimde, kapım tıklatılmadan ardına kadar açılmış ve genç adam oldukça rahat bir tavırla içeriye adımlamıştı. Hızla yatağımdan doğruldum ve gözlerimi ardına kadar açtım.

"Hey! Uygun olmayabilirdim." dedim sinir içinde haykırarak.

Sözlerimle, tezgahın üzerindeki sağlık malzemelerinin üzerinde gezinen elleri durmuş ve bana dönmüştü. Gözlerinden okunan zevk, dudaklarındaki hınzır sırıtışla harmanlandığında, her ne kadar kabul etmek istemesem de oldukça çekici görünüyordu. Yatağıma yaklaştı ve tek kaşını kaldırıp, beni dikkatle süzdü.

"Eh," dedi ellerini yavaşça saçlarımda gezdirirken. "En azından, farklı aktivitelerde bulunurduk da, şu saatlerdir yüzünde olan somurtuk ifadeyi daha fazla çekmek zorunda kalmazdım."

İma ettiği şeyle gözlerim kocaman açılırken, ağzım da ona eşlik etmiş ve onun koluna var gücümle bir yumruk atmıştım. Kaşları çatılır ve kolunu şüpheyle süzerken, benden hızla uzaklaşmış ve yüzünü buruşturmuştu.

"Ah! Anlaşılan şimdi de derimi yüzmek zorunda kalacağım." dedi kolunu sanki iğrenç bir şeye bakarmış gibi izlerken.

Gözlerimi devirdim ve onunla olan göz temasımı kestim. O da bir süre sonra tekrar iksirlere geri dönerken, bulduğu Geyikotunu, kolunda bıçakla açmış olduğum yere hafifçe sürdü. Yaradan ufak bir duman yükselir ve yırtılmış deri diğeriyle birleşirken o, tek bir mimik bile yapmamıştı.

Aynada kendine son bir kez baktıktan sonra, bir daha bir kere bile dönüp bana bakmadan kapıya yönelmişti. İçimde, giderek büyüyen o soruyu sormamak için kendimi sıkarken, sonunda dayanamamıştım.

O, kapıyı aralayıp dışarı doğru bir adım attığımda, hızla atıştım ve o cümleyi kurdum.

"Neden?"

Duraksadı. Kapıyı tutan kolunun kasıldığını ince t-shirtünden rahatlıkla görebiliyordum. Bu da daha çok meraklanmama neden olmuştu. Cevap vermemesinden cesaret alarak, aklımdaki tüm soruları sordum.

"Neden beni buraya getirdin? Neden lorduna ihanet ediyorsun? Ne çıkarın var?" dedim yatağımda doğrulup, iki dizimin üstüne kalkarak.

O ise hiç kıpırdamamış, arkası hala bana dönükken öylece dikilmeye devam etmişti. Bir süre sonra iç çektiğini duydum. Ardından ise kafasını öne eğdiğini...

"İyi geceler... Granger."

Bunlar, odada yankılanan son kelimeler olmuştu. Genç adam hemen ardından kendini kapıdan dışarı attığında ben, aklımdaki soru işaretleriyle aynı yerde dikilmeye devam etmiştim.


-----------------------

İkinci bölümü nasıl buldunuz???

Neredeyse hiç yorum yapmıyorsunuzzz. Lütfen biraz daha yapınnn.

Her neyse. 

Sizleri seviyorum.

Sonraki bölümde görüşmek üzere.

Öpüldünüz! <3

<3<3<3

Hostage || DramioneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin