∆9∆

987 58 91
                                    

Yazar Notu: Yeni yıla girerken, size böyle bol Dramione'li bir bölüm atmak istedim. Bol bol bol bol bol bol bol bol yorum istiyorum!!!!!!! Yeni yılda tüm dileklerinizin gerçekleşmesi dileğiyle! İyi okumalar! <3

----------------------------------------------

Bölüm Şarkısı: Julia Micheals - Heaven



Hafif bir mide bulantısıyla uyandığımda, kendimi zorlukla mutfağa atabilmiş ve kendime bir sandviç yapabilmiştim. Çünkü bu lanet olasıca evde, sandviç malzemesi, kahve ve alkol dışında hiçbir şey yoktu!

Sandviçimi de alıp masaya oturdum ve yanan şömineye bakarak kahvaltımı etmeye çalıştım. Ta ki, merdivenlerden inen birinin sesini duyuncaya kadar. Gözlerimi devirdim ve yüzümü olabilecek en boş ifademe ayarladım.

Yüzsüzce karşıma geçip rahatça sandalyeye yayıldığında, ona bakmamaya özen gösteriyordum. 

"Çocuk musun Granger?" dedi keyifle bir nefes verirken. "Gerçekten konuşmayacak mısın?"

Kafamı kaldırdım ve oldukça ilgili bir ifadeyle kaşlarımı kaldırıp 'hı?' dedim. Onun dediklerini dinlememiş gibi yapışım onu sinir etmişken, sanki normal bir günmüş gibi sandviçimden geniş bir ısırık aldım ve kenarda duran kitabımı okumayı sürdürdüm.

"Biliyor musun, Granger?" dediğinde ona bakmamayı sürdürüyordum. "Bugün Londra'ya ineceğim."

Kafamı kaldırdım ve tek kaşımı havalandırdım.

"Peki?"

"Tanrı aşkına neler oluyor!" diyerek kitabımı önümden çektiğinde, onu oldukça düz bir ifadeyle kahvemi yudumlayarak izliyordum. "Niye böyle davranıyorsun?"

"Olması gerektiği gibi davranıyorum," dedim omuz silkip kitabımı geri alırken. "Mümkünse Londra'ya ulaştığında, Micheal'ın evine uğrayabilir misin? Onda birkaç eşyam kalmış olacaktı. Bilirsin... İç çamaşırı vesaire."

Yüzünün kıpkırmızı kesildiğindi gördüğümde, içten içe kahkahalar atıyordum. Masanın üzerinde, elindeki kahve bardağını sıkan yumrukları ise cabasıydı.

"Bu, dedikoduları doğruluyor yani," dedi gözlerini inatla bana dikmişken. Ben hala kitabıma bakıyordum. "Onunla yattın?"

"Eh, birkaç kere." dedim önemsiz bir şeymiş omuz silkerek.

Kaşlarını çattığını gördüğümde, inatla yüzümdeki düz ifadeyi korumaya devam ediyordum.  Saniyeler sonra, Malfoy kapıyı arkasından kapatıp dışarı çıktığında, kahkahalara boğulmuştum. 

***

"Salazar aşkına, dışarısının ne kadar soğuk olduğunu tahmin edemezsin Granger!" dediğinde ona dönmemiştim bile. 

Bir süre olduğu yerde kalır ve sinirli bir nefes verirken, elindeki bir paketi hızla bana fırlatmıştı. Yüzüme çarpan paketle bir çığlık atarken, o kıkırdamıştı. 

"Senin problemin ne?!" dedim sinir içerisinde burnumu tutarken. 

O bana cevap vermemişken, paketi açmamla kaşlarımı çatmam bir olmuştu. İçinden bir sürü iç çamaşırı çıkmıştı, fakat hiçbiri benim değildi.

"Malfoy!" dedim üst kata çıkmış olan genç adama seslenirken. "Bunlar kimin iç çamaşırları?"

"Senin!" diye seslendiğinde sinirden kızarmıştım.

Hostage || DramioneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin