Giriş

2.9K 56 10
                                    

Sabah gözüme nüfuz eden güneş ışıklarıyla gözlerimi açtım. Kalktığım andan itibaren bedenimi saran uyuşukluğu ılık bir duşun alabileceğine kanaat getirip kendimi suyun rahatlatıcı etkisine bıraktım.

Bu arada kendimi tanıtmayı unutmuş olabilirim. Ben Asel Zümrüt. 22 yaşındayım. Size biraz kendimden bahsedeyim. Sıradan denebilecek bir kız değilim. Başına buyruk, dediğim dedik ama duygusallığıyla bilinen bir kızım.

Size kendimi daha çok anlatmak isterdim ama maalesef beni kahvaltıya çağıran güzel annemin sesi ile duştan acele ile çıkıp bornozuma sarıldım. Rutin işlerimi de halledip iyice yaklaşmakta olan yazın sıcağında saçlarımı kuruması için açık bıraktım. Üstüme beyaz ip askılı crop top ve siyah kot şort giyip merdivenlerden koşarak aşağı indim. Aşağı inmem ile burnuma gelen enfes kokularla kendimden geçmiştim.

Bu hayatta en sevdiğim insan olan annemin yanağına sulu bir öpücük bırakıp "Günaydın Handan Sultan, bakıyorum döktürmüşsün yine!" Bana bakıp tatlı tatlı gülümseyen annem olmasaydı bu dünyada ne yapacağımı düşündüm bir an. Beni bu düşüncelerden alan annemin sesiyle kendime geldim. "Günaydın deli kız, ne oldu çok mu özledin beni. Kalkmak bilmiyorsun artık. Üniversitenin bitmesi sana yaramadı." Dedi.
"Aa aşk olsun Handan Sultan deme öyle. Biliyorsun ne kadar emekler verip eğitimimi tamamladığımı."
"Biliyorum canım kızım kızma takılıyorum sana öyle arada." Bu arada sizi dünyanın en tatlı babası ile tanıştırmayı unutmuşum. Gülerek salona giderken her sabah yaptığı gibi gazetesini okuyan babam ile karşılaştım. Karşısındaki sayfaları dikkatle çeviriyor, kaşlarını çatıp ana başlıklara göz gezdiriyordu. Hemen gidip arkasından sarıldım. "Günaydın dünyanın en tatlı babası. Kaldırmıyorsun yine başını o gazeteden" gülerek söylediğim cümleler üstüne babamın yanağına bir öpücük kondurmuştum. "Günaydın canım kızım. Ne yapalım pazar sabahı gazete keyfim olduğunu biliyorsun. Babadan kalma alışkanlık ne yapalım." Dedi. Annemin içeriden kahvaltı hazır demesi ile babamla içeriye doğru geçtik. Annemin her sabah yaptığı gibi donattığı kahvaltı masası ile karnım acıktığını belli edercesine guruldamıştı. Acele ederek kahvaltı masasına oturup hoş bir sohbet eşliğinde kahvaltımızı tamamladık. Annemin daha fazla yorulmasını istemediğim için masayı toparlayıp bulaşık makinesine bulaşıkları dizip odama çıktım.

Odaya girdiğim gibi çalan telefonumun melodisiyle telefonuma baktığımda en yakın arkadaşlarımdan biri olan canım dostum Afra'nın aradığını gördüm. Parmağımı yeşil imgeye bastığım an çoşkulu sesi ile "Günaydınlar Asel Hanımcığım, aklınıza gelmiyoruz kep attıktan beri arayıp sormuyorsunuz." Demesiyle kıkırdamıştım. "Olur mu öyle şey güzel arkadaşım benim sadece okul bittikten sonra kendimle başbaşa kalmayı özlediğimi farkettim o kadar." Dememle bir cırlama duyuldu. "Tamam canım bu kadar kendinle baş başa kalman yeter, bugün abimin barında kutlama yapıyoruz. Tabii ki sende orda olacaksın." Suratım zor geldiğini belli edercesine asıldığında sanki hissetmiş gibi "Hiç asma o suratını. Bu partiye gelinecek ben seni evden alırım detayları mesaj atarım canım." Cevap vermeme bile zaman tanımadan telefonu suratıma kapatmıştı deli kız.

Her zaman böyle tavırlar sergilerdi alışmıştık biz ona. Anında WhatsApp grubumuza gelen mesaj ile gülümsedim.

Afra: Kızlar parti saat 10 da başlıyor. Giriştekilere isminizi vermeniz yeterli. Sizi almaya gelemeyeceğim maalesef, barda eksikleri tamamlamaya gidiyorum şimdi. Öpüldünüz.

Sena: Tamam Afracığım. Sabahtan beri kaçıncı söyleyişin yine de tamam :)

Afra: Aa öyle deme Sena. Aseli aradığımda daha haberi bile yoktu (!)
Aklında kalmamışsak eğer söylesinde bilelim değil mi yani.

ELAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin