9. bölüm

322 20 0
                                    



Herkese merhaba dostlarım.1 k okuyucuya ulaşmışız. Cidden çok teşekkür ederim.Sizi çok seviyorum.Umarım yeni yılınız mutlu ve huzurlu geçer.Oylarını eksik etmeyen okuyucularım,sizin yerinizde çok ayrı.Tekrardan teşekkür ederek çok uzatmadan bölüme geçiyorum.


Sabah gözlerimi burnuma dolan abimin çikolata ile kahve karışımı kokusu ile açtım.Cidden bu kadar tatlı kokmak zorundamıydı?Abimi uyandırmamaya özen göstererek sessiz bir şekilde yataktan ayrıldım.Aklıma dün Gece abim ile olan konuşmalarımız gelince üzüntü içinde yüzümü buruşturdum.Bitmek bilmeyen kavgalarımız niye hiç Gece abim ile Yankı abim arasında yaşanmıyordu ki?


Kafamdaki sesleri savuşturarak aşağıya indim.Açlığımı  birazda olsa yatıştırmak için dolaptan süt çıkardım.Genelde kahve seven insanlardan değildim.Tam tersi pek haz etmezdim kahveden.Sütü ufak bir cezveye döküp ısınmasını beklerken zihnimi ele geçiren çimen yeşili gözleri düşünmeden edemedim.Onu daha fazla düşünmeye devam edersem akıl sağlımı kaybedeceğimden endişe duyuyordum.O sırada mutfağa giren abimi bile fark etmemiştim.Tavrımı  koyarak olabildiğince soğuk bakışlar atarak sessiz kaldım.Soğukluğumu fark etmişe benziyordu.E yani bir zahmet diyen iç sesime ilk defa hak vererek sütü ocaktan aldım.Abim sessiz bir şekilde beni izliyor,af  dileyen bakışları adeta ruhumu delip geçiyor vicdanımın ''yeter artık affet onu'' diye inlemesini sağlıyordu.Vicdanımın sesini zorda olsa bastırırarak abimin bakışlarına kayıtsız kaldım.Kaslı kolların arkadan bedenimi sarması ile daha fazla kayıtsız kalamayarak yüzümdeki tatlı tebessüme engel olamadım. 

''Güzelim tek amacım seni korumak.Öyle sert bir şekilde çıkıştığım için özür dilerim.Ama bende buyum biliyorsun.Sakın bana ben kendimi koruyabilirim edebiyatı yapma.Sen kendi ayakları üstüne durmanın sözlük anlamını bile tam olarak bilmiyorsun.Hayatı kolay sanıyorsun.''

 Abim haklıydı.Hala olgunlaşmamış,dallardaki yeşilliğini koruyan kırmızı bir meyveydi düşüncelerim.Rengi oturmamış,tadı gelmemiş,gerçek şeklini almamıştı.

Daha fazla dayanamayarak bende ona sarıldım.O benim en büyük koruycum aynı zamanda en büyük destekçimdi de. 

''Demek bensiz kardeş sarılması yapıyorsunuz ha''diye bir ses işitmemiz ile ikimizde başımızı mutfak kapısına doğru çevirdik.Bize sırıtarak bakan Yankı abimi de aramıza almamız ile tamamlanmıştık işte.


Gece abim ile barışmamızın ardından rahatlamış,kuş gibi hafiflemiştim.Ama ikisininde işim var diyerek evi terk etmesi nedeni ile bütün gün çok sıkılmıştım.Daha fazla dayanamayarak sahile gitmeye karar verdim.Üstüme bir siyah jean ve siyah sweat geçirerek aşağı indim.Kulaklıklarımı da alarak dışarı adım attım.Yüzüme vuran soğuk ile rahatlamıştım.Çoğu insan soğuktan hoşlanmasada ben seviyordum.Zihnimedeki seslerin bir süre susmasını sağlıyor,beni kendime getiriyordu.Sahile belki Akay'ı görürüm düşüncesi ile inmem gerçeği beni bozguna uğrattı.Ne ara bu kadar bağlanmıştım bu çocuğa?


Sahile gelince uzun bir süre etrafı kolaçan etmiş Akay 'ı aramıştım.Tam ümidi kesmiş eve dönecekken ''Benimi arıyorsun?'' diyen bir ses duymak yerime adeta çivilenmemi sağladı.Utanç içinde yüzümü Akay'a dönerek ''hayır sadece etrafa bakıyordum'' diyerek yalan söyledim.

''İnandım say'' diyen Akay'a yanaklarımı istila eden bir sıcaklık ile sevimli bir tebessüm göndermeye çalıştım.Artık ne kadar olabiliyorsam?

Bir banka oturarak denizin sağladığı anlamsız huzur ile sahili izlemeye başladık.''Beni niye arıyordun sen?'' dedi,sesi dümdüzdü.Yanaklarımı tekrar istila eden sıcaklık ile başımı biraz  daha yana çevirerek yüzüne bakmamaya çalıştım. ''Hey konumuz bu değil.'' diye geçiştirdim Akay'ı.

''Bana baksana sen''dedi ölümcül bir sakinlikle.Yüzümü ona çevirdiğimde aramızda bir karışlık mesafe olduğunu fark ettim.Bu yakınlıktan dolayı kalbim ağzımda atıyor,damağım kuruyordu.Bakışlarının dudaklarıma kayması ile bende bakışlarımı istemsiz bir şekilde onun etli dudaklarına indirdim.

Yüzünün yüzüme iyice yaklaşması ile belli belirsiz başımı sallayarak ''bunu yapamayız'' dedim kısık bir sesle.'' ben napmıştım?'' aniden basan utanç duygusu ile ordan bir an önce uzaklaşmaya başladım.Akay'ın arkamdan bağıran sesini işittim.Ama durmadım.Belki sonra bu yaptığım haltı düşünüp büyük bir pişmanlık duyucaktım ama şuan mantıklı olan buydu.

Eve olabildiğince hızlı bir şekilde varıp anahtarı kapının deliğine soktum.Bizimkiler daha evde değidi.Hızlı adımlar ile odama çıkıp kendimi yatağa attım.Uzun bir süre bakışlarım tavan ile buluşuk kalarak düşünmemeyi tercih ettim.Ama düşününce büyük bir acı hissettim.Bu acı uzun süre devam etti.Bazı acılar insanın kemiklerini bile acıtabiliyordu ve sanırım kalbim acımaktan yorulmuş olacak ki,acısını kemiklerime devretmişti.

Bir insan,bir insanda başka bir hayatın aralık duran kapısını görünce aşık olurdu.Sanırım ben Akay'a aşık olmuştum...Ruhumdaki izlerin fısıltısını duyuyordum...



Eveeeet yeni bölümümüz bu kadardı.Umarım beğenirsiniz.Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.Sizi çok seviyorum...





























LAVİN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin