Herkese merhaba dostlarım.Sizi çok özledim sizde beni özlediniz mi? Yeni bölümümü umarım beğenirsiniz keyifli okumalar...Bedenimin dünya üzerindeki o silik varlığına çarpan güneş ışığını hissediyordum.Nefesim,ciğerlerim boyunca iki büyük yarık açarak karşıladı içimi.Gözlerimi ağır ağır açmaya çalıştığımda,odağıma anemin bakışları girdi.Anlaşılan beni uyandırmasına gerek kalmadan açmıştım gözlerimi,iğrenç olacağını hissettiğim bir güne. Gözlerimi açmamalıydım aslında ama uzun zamandır aksayan derslerim aklıma gelince yüzümü ekşittim.Annem kahvaltının hazır olduğunu söyleyip beni boktan dünyamda yalnız bırakırken dün yaşadıklarım aklıma gelince utançla başımı yastığa gömdüm.İçimdeki diğer Lavin bana çoktan sövmeye başlamışken ilk defa ona hak vererek ayaklarımı isteksiz bir şekilde yataktan aşağı sarkıttım.Ne okula gitmek istiyor,ne de Akay'ın yüzünü görmek istiyordum.Çocuğa yeterince rezil olmuştum zaten.Ben böyle hissediyorsam Allah bilir o ne hissediyordu? Kesin benden nefret etmeye başlamıştı.Kafamdaki kötü düşünceleri kovarak sonunda yataktan çıkabildim.
Bir türlü bulamadığım okul eteğine lanetler yağdırarak geçen seneden kalma ve oldukça kısa olan eteğime nefretle baktım.Bunun içinde nasıl rahat edicektim ben?Rahat etmeyi geçtim bu eteği gören abim bacaklarımı kırardı bundan emindim.Yapacak bir şey olmadığını fark ederek aşağıya indim ne olacaksa olsundu.Abimin bakışlarının odağına girdiğimde ilk önce beni süzmüş bacaklarımın büyük bir kısmını açıkta bırakan okul eteğini görünce kaşları çatılmıştı.Yankı abim bile siyah kuzgunilerini bana dikmiş 'bu etek fazla kısa değil mi?' bakışlarını atıyordu.Evet Yankı abim gözleri ile konuşabilen bir insandı. ''Bu altındaki olmayan şey ile nereye gittiğini zannediyorsun güzel kardeşim.'' dedi abim ölüm gibi bir sakinlik ile.Yada fırtına öncesi sakinlik mi demeliydim? Hemen savunma mekanizmasına geçerek 'eteğimi bulamadım bu yüzden geçen seneki okul eteğimi giydim' dedim sevecen tutmaya çalıştığım sesim ile.Ama abimin ölümcül bakışları ile karşılaşınca susmam ve bir an önce kaybolmam gerektiğini anladım ve tabana kuvvet kapıya koşarak bisikletime binip evden uzaklaştım.Arkadan bağıran sesini işitsem de şuan bunu takacak hava da değildim.Ama eve gidince beni büyük bir işkencenin beklediğinin farkındaydım...
Abimin işkencelerini düşünmeyi bırakıp bisikletin keyfine bakmaya başladım.Bisiklet sürmeyi seviyordum. Yüzüme çarpan soğuk beni kendime getiriyor, düşüncelerimden uzaklaştırıyordu.Bisikletimi samimi duran bir cafenin önüne bırakarak içinde kahve olmayan bir içecek bulma ümidi ile cafenin içine doğru ilerledim.İçerisi dışarının aksine oldukça sıcaktı.Sıcağı benimseyen bedenim yavaş yavaş rahatladı. Kendime sıcak bir salep alarak hemen cafenin önünde olan sahile adımlamaya başladım.Kendime güzel bir yer bulup oturdum.Sahil en son yaşadığım utanç verici olayı bana hatırlatarak acımasızca gözlerime sererken gözlerimin dolmasını engelleyemedim.Ordan uzaklaşırken pişman olacağımı biliyordum ve aslında yapmam gereken en mantıklı şeyde buydu.Peki bu kadar acı çekmem doğal mıydı? Burnumu çekip kirpiklerimin arasından dışarıyı izledim. Bu çocuk hayatıma girmeden önce gayet neşeli olan ben şimdi niye böyle olmuştum? Onda hissettiğim dipsiz karanlığa doğru çekiliyordum galiba.Yavaş yavaş karanlık,buzdan duvarları olan bir insana dönüşüyordum. Bu karanlıktan rahatsız değildim hatta halimden gayet memnunum diyebilirdim."Burda ne arıyorsun ölüm çiçeği?"
Yutkundum. Akay'ın burda ne işi vardı?
"Asıl sen burda ne arıyorsun?"diye fısıldadım
Akay beni duymazdan gelerek hemen yanıma çok yakınıma oturdu.Bu yakınlık kalbimi hızlandırırken bu çocuğun üstümdeki etkisine lanet ettim.Akay'ın nefesini saç diplerimde hissediyordum.Saçıma verdiği her sıcak nefes damlası,kötü düşüncelerimin üstüne bir çizik atıyordu. Yaptığım olaydan sonra benden kaçacağını düşünmüştüm ama pek umursamışa benzemiyordu.
"Sen her gün sahile mi geliyorsun ölüm çiçeği? Ne zaman görsem burdasın."
Ölüm çiçeği... Sertçe yutkunarak başımı iki yana salladım.Bacaklarım titriyordu.Bu lanet eteği kesinlikle giymemeliydim.
"Hey dilini mi yuttun? Noldu senin koca çenene ölüm çiçeği?"
"Bana ölüm çiçeği demeyi kes " diye homurdandım.Cidden huysuz bir kız olup çıkmıştım.
Küçük kıkırtısını duyarken onun ilk defa güldüğünü fark edip bakışlarımı yüzüne çevirdim.Çok güzel gülüyordu."Bu hava da bu etek üşütmüyor mu seni?"derken bakışları üstümdeydi.
"Hayır " sesim titriyordu. Kesinlikle kötü bir yalancıydım.
Bir anda beni kolları altına çekmesi ile büyük bir şoka uğramış,bedenim adeta taş kesmişti.
"Ne ? üstümdeki ceketi sana verirsem ben üşürüm" bakışları yüzümü taradı, gözleri dudaklarımda takılı kaldı.Sertçe yutkunurken bende yutkundum.Bakışlarımı denize çevirdim.Daha fazla bakarsam hiç iyi şeyler olmuyacaktı.
"Sence de burası çok güzel değil mi ?" diye mırıldandım.Beni onaylarken bakışları siyah harelerimde geziniyordu.Bende bakışlarımı çimen yeşili gözlerine çevirirken bir kez daha güzelliğine hayret ettim.Akay'ın gözleri dudaklarıma kayarken yüzü yüzüme yaklaştı ,nefes almayı bile unutmuştum. Dudakları minik burnuma usulca değerken değdiği yer adete yanıyordu."Seni seviyorum ölüm çiçeği..."diye mırıldandı.
Sanki Akay'a ait gizli bir dünyaya dalmıştım ve gizli geçitlerden geçerken Akay bana siyah ışığı ile yol gösteriyordu.
"Bende seni seviyorum karanlık ay,bende seni..."diye fısıldadım."O üstündeki olmayan etek ile seni o ergen yuvasına hayatta sokmam " diyerek beni çekiştirmeye başlarken yüzümdeki ufak sırıtış ile onu takip ettim...
Eveeet oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın sizi seviyorum dostlarım.Umarım bölüm hoşunuza gider...Diğer bölümde görüşmek üzere...🖤🖤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LAVİN
ChickLitYanıma gelip yaptığım yanlışı yüzüme vurmasıyla sinirlerim geriliyordu korkuyordum aynı zamanda.İçimdeki vaveylayı bastırıp abimi onayladım.Çünkü o hep onaylanmak isterdi , karşı gelmek cesaret isterdi biraz. Merhaba ben Lavin iki abim var ve inanın...