3.Bölüm

274 21 2
                                    

Arabamın anahtarını Duygu'ya salladım ve gülümsedim.

"İnanmıyorum! Aldı mı?"

"Tabi, ne sandın?"

Şaşkın ifadesi gülümsemeye bıraktı.

"Gezdirirsin artık beni."

"Bakarız."

Duygu'nun koluna vurdum.

"Benimle geliyorsun."

"Nereye?"

"Kaan'ın yanına. Arkadaşlarıda orada benimle gel Semih tam sana göre."

Kaşlarını çattı.

"Erkek avcısıymışız gibi konuşuyorsun."

"Ya ne alaka? Yakıştırdım sizi sadece."

Yanaklarını şişirdi.

"Nereye gideceğiz?"

"Bilmiyorum Kaan götürecek."

"Tamam, böyle gelsem sorun olur mu?"

O da benim gibi bir pantolon bir tişört giymişti.

"Hayır. Hadi gidelim."

Üstüme kırmızı kapüşonlu hırkamı giydiğimde evden çıktık. Kaan arabaya yaslanmış bizi bekliyordu.

"Neden arabanın içinde beklemiyorsun?"

Elini havalı bir şekilde saçlarının arasından geçirdi. Ah nedeni anlaşılmıştı.

"Şuradaki kızı tavlamaya çalışıyorsun değil mi?"

Sinsice gülümsedim ve ona sarıldım.

"Aşkım çok beklettim mi?"

Bunu bildiğin bağırarak söylemiştim. Duygu kahkaha atarken Kaan bana sardığı kollarını gevşetti.

"Hayır hayır lütfen bunu duymamış olsun."

"Neyi aşkım?"

"Of."

Arkamı döndüğümde kızın sinirle gittiğini gördüm. Kahkaha atıp Kaan'dan ayrıldım.

"Hadi gidelim."

"Sen arabanla gel."

"Hayır, buna hazır değilim."

"Sürmeyi bilmiyor musun?"

"Biliyorum ama cidden şuan hazır değilim."

Yüzüme bir süre baktı. Bir şeyler düşünüyormuş gibi görünüyordu.

"İyi atlayın o zaman."

Ben öne Duygu arka koltuğa oturdu.

"Kaan ya. Kızdın mı bana?"

Yanağımdan makas aldı.

"Niye kızayım prenses? Her zaman yaptığın şey."

"Tavlamanı önledim."

"Ne var bunda? Tekrar tavlarım. Bu cazibeme kimse karşı koyamaz."

Duygu kahkaha attı.

"Tanrım! Şu egoyada bakın."

Gülüp Duygu'yla beşlik çaktık.

"Ego iyidir."

"Hı hı."

Bir evin önünde durduğumuzda arabadan indik.

"Burası kimin evi?"

"Kayra yeni ev aldı. Biz de yardıma geldik."

"Bizi niye getirdin?"

"Tao seni görmek istedi."

"Öyle mi neden?"

"Bilmem."

Evin kocaman bir bahçesi vardı. Ev de çok büyüktü. Kapı açıktı. İçeri girdiğimizde kahkaha atan çocukları gördük. Kayra karnını tutmuş yerde iki büklüm bir şekilde gülüyordu.

"Hey. Ne kaçırdım?"

Kaan'ın sesiyle bütün bakışlar bize döndü. Kayra ayağa kalkıp üstünü silkeledi. Duygu kulağıma fısıldadı.

"Şuradaki sarışın çok tatlı."

"Hangisi?"

"Şapkalı olan."

"Ah. Semih o."

Nedense Kayra olmaması beni rahatlatmıştı.

"Hadi bakalım iş başına."

Elimize boya fırçalarını tutuşturdular.

"Şimdi ayrılalım. Çok kalabalığız."

Tao olduğunu tahmin ettiğim çocuk lafa atladı.

"Ben, Kaan, Kayra ve Mina Kayra'nın odasını boyayalım diğerleri de burayı boyasın."

"4 kişi fazla değil mi?"

"Odalar büyük."

"Tamam."

Kaan kolunu omzuma attı ve Kayra'nın odası olacağı odaya gittik. Eşyalar daha yoktu. Yerdeki boya kutularını açtılar. Kaan'a yavru köpek bakışlarımı attım. Bakışlarımdan her zamanki gibi anlamıştı.

"Kayra bana tişört versene."

"Neden?"

Kaan tişörtünü çıkarırken ben de hırkamı çıkardım. Tişörtünü başımdan geçirip bana giydirdi. İçimdeki kısa kollu tişört Kaan'ın tişörtü sayesinde görünmüyordu bu yüzden sanki iki tane değil de bir tane giymişim gibi görünüyordu. Her neyse. Kayra bir tişört çıkarıp Kaan'a attı. Kaan tişörtü giyerken bana göz kırptı. Ona gülümseyip fırçayı gri boyaya batırdım.

"Neden odanı griye boyuyorsun?"

"Ne bekliyorsun? Pembeye mi boyayacaktım?"

Gözlerimi devirip fırçayı duvara sürdüm. Neden bu kadar ukalaydı ki?

"Bakma sen ona."

"Bakmıyorum."

Biranlık dalgınlıkla verdiğim cevaba Kaan ve Tao kahkaha attı.

"Neye gülüyorsunuz?"

"Sana ne?"

Kayra gözlerini devirip boyadığı duvara geri döndü. O beni sinir ederse bende onu sinir ederdim. Tao fırçasını üstüme sürerken şaşkınca ona baktım.

"Üzgünüm elimden kaydı."

Kaan'da Tao'nun üstüne boya sürünce kahkaha attım. Boya savaşı başlasın!

Black PearlHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin