12.Bölüm

162 15 4
                                    

"Mina ben çıkıyorum."

"Nereye?"

"Dersim var bugün."

"Tamam."

Kapının kapanma sesini duyduğumda Duygu'nun gittiğini anladım. Yaklaşık 2 saattir youtube da ünlü olmayan şarkıcılar arıyordum. Seslerinin nasıl olduğu hakkında yorum yapmak hoşuma gidiyordu. Rast gele bir videoyu açtım.
"Merhaba. Ben Kayra Barış. Bugün sizlere Duman'dan Ah şarkısını söyleyeceğim."

Videoda Kayra belirince donup kaldım. Şarkı söylediğini biliyordum ama yayınladığını bilmiyordum.

" Yarışmadı
 Yenilmedi
Açık seçik sizle oynamadı
Gerilmedi
Sanılmasın yine basmış onu bulantılar
Yanılmasın öyle dalga geçen yabancılar
Ah eğleniyor kendi başına
Ah neşesi yeter
Ah umurunda mı sandın bu dünya
Ah neşesi yeter
Konuşmadı
Hiç duymadı
Açık seçik sizle takılmadı
Daralmadı
Ah eğleniyor kendi başına
Ah neşesi yeter
Ah umurunda mı sandın bu dünya
Ah neşesi yeter."

Şarkıyı indirip telefonuma attım. Başka atmış mı diye aradım ama başka atmamıştı. Bunu da 2 sene önce eklemiş zaten. Kızların Kayra'ya olan yorumlarını okuduğumda nefesimi tuttum. Hey! Sinirle bilgisayarı kapattım.

"Kıskanıyor muyum yoksa seni?"

Ne kadar öyle boş boş durdum bilmiyorum ama kapının çalındığını duyduğumda ancak kendime gelebilmiştim. Ayağa kalkıp kapıyı açtım.

"İyi misin?"

Kayra içeri girerken cevapladım.

"İyiyim."

Koltuklara oturduğumuzda hala düşünüyordum. Ben "gerçekten" Kayra'yı seviyor muydum? Onu gördüğümde, sesini duyduğumda, yaptığı en ufak bir harekette bile kalbim hızlanıyordu. Onu herkesten kıskanıyordum. Sadece benim olmasını, beni sevmesini istiyordum. Bu onu sevmek mi oluyordu?

"Ne düşünüyorsun?"

"Hiç."

Ayağa kalktım.

"Bir şey ister misin?"

"Evet."

"Ne istersin?"

"Seninle konuşmak."

Bu hem beni şaşırtmış hem de hoşuma gitmişti. Az önce kalktığım koltuğa tekrar oturdum.

"Sana bir şey dinleteceğim."

Merakla ona dinleteceğim şeyi bekledi. Kendi sesini duyunca ilk önce şaşırdı sonra ise utandı. Elleriyle yüzünü gizlemeye çalışırken kahkaha attım ve ellerini yüzünden çektim.

"Utanma ya. Bak ne güzel söylemişsin."

Ukala bir gülüş atıp arkasına yaslandı.

"Tabi ki güzel olacak. Ben söyledim."

Gözlerimi devirdim.

"Hadi doğruluk mu cesaretlik mi oynayalım."

Yere oturdu ve nereden bulduğunu bilmediğim şişeyi çevirdi.

"Ben soruyorum."

Karşısına oturdum. İlk defa iki kişilik doğruluk mu cesaretlik mi oynuyordum.

"Doğruluk mu cesaretlik mi?"

"Doğruluk."

Derin bir nefes aldı.

"Yapmayı en çok istediğin şey ne? "

"Güzel soru."

Biraz düşündüm.

"Kitaplardaki ya da filmlerdeki gibi bir hayatım olsun isterdim. Bilirsin orada her zaman seni kurtaracak, canından çok seven biri olur. Öyle işte.  Ha bir de kaçırılmak istiyorum ya."

"Kaçırılmak mı? Nasıl bir delisin böyle?"

"Hayır bence çok zevkli bir şey.  Sonra sevdiğin kişi gelip seni kurtarır,  kötü adamları döver."

Başını iki yana salladı.

"Çok film izliyorsun."

"Belki."

Tekrar çevirdi ve gülümsedi.

"Şansa bak. Tekrar ben soruyorum."

Gözlerimi devirdim.

"Cesaretlik."

"Daha sormamıştım bile."

"Yorulmamış oldun işte."

"Öp beni."

"Ha?"

"Öp beni. Cesaretlik dedin."

"Saçmalama."

Omuzlarını silkti.

"Yapmak zorundasın. Bilirsin bu oyunun kuralları var."

Kalbim hızlanırken ona yaklaştım. Dudaklarından mı öpecektim? Tam öpecekken yanağını çevirdi ve dudaklarım yanağına değdi. Geri çekildiğimde bana bakıyordu. Kendimi çok tuhaf hissediyordum. 

"Bu kadar oyun yeter uyuyacağım."

"Tamam ben buradayım."

"Ne için?"

"Yalnız bırakamam seni. Bana bir kağıt bir kalem verir misin?"

Hareketleriyle beni şaşırtan adam. Diğer odadan defter ve kalem getirip eline tutuşturdum.

"Güzel uyu."

Cevap vermedim ve odama doğru ilerledim. Güzel uyu.
***

Gözlerimi açtığımda çoktan akşam olmuştu. Telefonumda saate baktım. Gecenin üçüne kadar nasıl uyumuştum ben? Telefonuma gelen mesajı açtım. Duygu'dandı.
Kimden: İkiz
Bugün bir arkadaşımda kalacağım haberin olsun öptüm dikkat et kendine.

İster istemez kaşlarım çatıldı. Ayağa kalktım ve odadan çıktım. Salonun ışığı yanıyordu. İçeri girdiğimde Kayra'nın koltukta uyuya kaldığını gördüm. Göğsüne verdiğim defteri bastırmıştı elinde ise kalem vardı. Bu manzara beni gülümsetti. Defter ve kalemi alıp masaya koydum. Kayra'yı koltuğa uzandırdım ve üstünü örttüm. Koltuğa oturup defteri elime aldım. Bu bir mektuptu.
Mina'm
Bu sana yazdığım başka bir mektup.  Muhtemelen bunu da diğerleri gibi kutuya koyup saklayacağım. Şuan içeride uyuyorsun. Burada kalmak istememin sebebi seni uyurken izlemekti ama tabi ki bunu sana söyleyemem. Sürekli yanında olmak istiyorum. Daha önce hissetmediğim şeyleri hissediyorum. Beni öpeceğin sırada kafamı çevirdiğim için üzgünüm ama sen istemediğin sürece seni öpemem. Hayatımda ilk defa mektup yazıyorum ve bu da senin sayende. Yoksa seni seviyor muyum? 

***
Duygu'dan~
Semih'le oturmuş korku filmi izliyorduk. Ona baktığımda kaşlarını çatmış bir şekilde filmi izlediğini gördüm.
"Çok salakça. Kız oraya giderse ölecek ve kız oraya gidiyor. "
" Öleceğini nereden bilsin?"
"Hangi akla hizmet gece yarısı bir okula giderler? Yatıp uyusunlar."
"Bu bir film Semih. "
"Olsun."
Başımı Semih'in omzuna koyup gözlerimi kapattım. Bana baktığını hissedebiliyordum. Acaba ne zaman bana çıkma teklifi edecekti? Semih utangaç biriydi. Acaba teklif edene kadar yaşar mıydım? Bu düşünceme güldüm. Umarım o kadar uzun sürmez. Semih'i ciddi anlamda seviyordum. O da beni seviyor biliyorum ama galiba kendine düşünme izni veriyor. Derin bir nefes aldım. Semih'in güzel kokusu ciğerlerime doldu. Yemin ederim ki bu nefes aldığım en güzel nefesti.
"İyi geceler."
Daha sonra sesi bir fısıltıya dönüştü. Yanında olduğum halde çok zor duymuştum ama duyduğuma değmişti.
"Seni seviyorum güzellik. İyi geceler."

Black PearlHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin