İlk Öğretmenin İlluminati Hikayesi

413 13 2
                                    

 Resimdeki bayan Matematik Öğretmeni Meliha Hanımı temsil etmektedir.:))

              Dersim yine 9-A'ya.Sınıfa girdiğimde çıt çıkmıyor.

   "Oturun dümbelekler." diyorum.Üstümdeki hamam böceğini ancak fark ediyorum.Deli nine bir tanesini üstümde unutmuş.Elime alıp bir hışım çöpe fırlatıyorum. "Evet çocuklar, bugün ilk öğretmenimizin İlluminati Hikayesini öğrenip, ezberleyeceğiz.Var mı itirazı olan şöyle güzelce bir dövüp yola getireyim.İtirazı olan vardır diye dövmek için kollarımı sıvıyorum.Ama yine çıt çıkmıyor. "Güzel, başlıyoruz o zaman." diyorum. 

           En öndeki kıza "Al bunu dümbelek dağıt herkese diyorum." Kız korkudan hızla dağıtıyor.Herkes kağıdını alınca "Ben ilk başta yüksek sesle okuyacağım.Fikri olan sonra beyan edebilir ama fikir saçmaysa yumruğu yersiniz demedi demeyin." diyorum ve başlıyorum okumaya.

 MELİHA HANIMIN İLLUMİNATİ ÖYKÜSÜ                                                                                                    
         Meliha hanım başarısız bir matematik öğretmenidir.Okuluma bundan 4 yıl önce geldi.Buraya geldiği her dakika salak gibi gülen çehresi, fıldır fıldır dönen gözleri vardı. Her zamanki gibi Ayşen Hanım ona okulum hakkında her şeyi anlattı.Daha sonra bende onu bahçedeki çiş kokan kulübeme davet ettim. "Geç otur bacım." dedim.Çekingendi biraz.Böyle devam ederse tekmeyi savuracaktım.Deli nineyi arayıp "İki çay nine lütfen." dedim.Meliha hanım huzursuzca kıpırdanıyordu. "Düzgün otur!" diye avazım çıktığı kadar bağırdım.Deli nine kulübeye zar zor girdi.Çayları uzattı.Deli nine eşarbını boynuna bağlamış, aklınca o zengin evlerdeki hizmetçilere benzemeye çalışmıştı.O haline hunharca güldüm.Neyse nineyi def ettim.Meliha Hanım'ın çayından fare kuyruğu olduğunu tahmin ettiğim upuzun bir parça çıktı.İçmek istemedi çayını.Sertçe masaya vurdum. "O çay içilecek!" diye haykırdım.Sessiz sessiz içmeye başladı çayını.

"Sana iki önerim olacak." dedim.Kadının böceklerden korktuğunu anladığım için deli ninenin bana vermiş olduğu canlı hamam böcekleriyle yapılan tacı çekmecemden çıkarıp Meliha Hanıma uzattım. Tacı elimde sallayarak; "Bu elimde gördüğün tacı her gün takıp okula geleceksin.Ayrıca o böceklerden biri öldüğünde kendin yeni bir böceği avlayıp taca yerleştireceksin.Her gün tacı takıp takmadığını, böceklerin canlı olup olmadığını kontrol edeceğim.Ya bunları yaparsın yada seni eşek sudan gelene kadar dövüp öldürürüm.Hangisini istersin?"dedim. Kadın zırlayarak çok korktuğu halde böcekli tacı kafasına taktı.Kafasındaki böcekler kıpırdanıyordu.Çıkmaya yeltenirken ayağına çelme taktım.Yere kapaklandı. "O çayı içeceksin." dedim.Tacı yere düşmüştü,uzanıp yerden alıp başına taktı ve odamdan çıktı.O an her zaman olduğu gibi bir öğretmeni okuluma kazandırdığımdan çiftetelli oynadım.Bıyıklarımı fırçaladım ve odamdan ayrıldım.

   "Evet dümbelekler bunu yarına kadar kelimesi kelimesine ezberlemeyen öleceğini unutmasın.Diyecek bir şeyi olan var mı?"dedim.Yine çıt çıkmadı.Teneffüs zili çaldığında sınıftan çıkarken çöp kovasındaki fırlattığım hamam böceğinin hala yaşadığını gördüm ve tüylerini okşadım.Sonra çıkarken kapıyı kırdım ve koşa koşa odama ilerledim.

Güzel yorumlarınızı bekliyorum!! :)

İLLUMİNATİ LİSESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin