İLLUMİNATİ LİSESİ

Kız Kılıklı Ressam Hamdi

Bölümü yukarıdaki şarkı ile okuyun :)

Yılan Fm.. Dinlemekten zevk aldığım, en işkenceli yollarımda bana eşlik eden dostum radyo kanalı.. Nereden bilebilirdim intikamımın bir parçası olacağını. Neyse en son işte Yılan fm den bir kerata geldi. Adı Hamdi miymiş neymiş. Benim robot Resmimi çizmeye başladı. Bir de Allahın nonoşu mudur nedir, bacak bacak üstüne atmalar, boynundaki o kadın şalı. Bir el hareketleri. Alıp atcaktım çizdiği kağıdı da. Def edecektim bunu. Ama intikam duygum ağır bastı. Başladı bu Hamdi anlatmaya;

"Ay şekerim bizim radyo kanalının merkez Şubesinde en alt katta bir morg var. Tüm ölen radyocularımızı, sponsorlarımızı orada tutuyoruz. Ayy ben bir korkuyorum ki oraya giderken sorma. Ama yavaş yavaş alışıyor insan. Aa olmuyor ama biraz kafanı eğ ve azcık gülümseyiver. Bi de senin şu pala bıyıklarına sahip birini bulabilcez mi orası meçhul.."

Bu nasıl adamdı ya da adam mıydı? Başka yerde, başka şartlar altında olsak hiç acımam açarım benim torpidodaki hamam böceklerinden evcilleştirilmemiş olanları salarım üstüne. Ama bu defa farklı. " Bitmedi mi hala ne diyonuz ona portor mu portire mi ne?" "Ay sabırsız olmaa be ciciş." Yumruğumu sıkıyorum. Ya sabır ya Selamet.. okulumu da özledim şimdi çocuklar tatilde diye fazla uğramıyorum. Ah Ebru ah neler açtın başıma..

"Tamamdır ciciş bitti portren. Şimdi bas gaza bizim merkeze gidelim. Seçelim sana en benzeyen merhumu."
Bastım gaza, gidiyoruz. Tutturdu bu Bülent Ersoy şarkısı isterim diye. Yav kardeşim bende Bülent Ersoy şarkısı falan yok. Diyorum anladığı yok. En sonunda radyo dan buluyor bir şarkısını. Son ses dinleyerek gidiyoruz. Bu merkezde Yılantepe Vadisi'nde biraz uzak kalıyor bizim okula. Neyse ki Fare Benzin Istasyonu ile anlaşmam var da uzun yolu cüzi bir miktarda gidebiliyorum. Torpidodadaki böceklerin tepinme sesi geliyor. Bir şey varmış gibi torpido kapağına vuruyorum. Biraz sakinleşiyorlar. Bu Hamdi denen kılıksız çantasından sprey tarzı bir şey çıkarıp sıkıyor. Sevmem öyle şeyleri.

"Arabada yoğun bir koku var." Diye mırıldanıyor. Neyseki geliyoruz merkeze. Tam park edeceğim yere fareler akın ediyor. Inip arabadan şemsiyemle kışkışlıyorum. Arabayı park ediyorum ve çıkıyoruz.

Çıkmadan önce tabii ki hafifçe gaz çıkarıyorum ki araba asıl kokusuna geri dönsün...