Evlilik kötüden bir tık da olsa iyi gidiyor. Ebru'nun sevmediğim birkaç özelliği var. Özellikle çoraplarımı sifon suyu ile yıkaması, yemek yapamaması bu özelliklerden yalnızca birkaç tanesi. Ve son zamanlarda kendine çok bakmıyor. Eski bakımını devam ettirmiyor. Ona kendi ellerimle yaptığım hamam böceği kolyesini takmıyor. Ve kendini buraların müdürü sanıyor.
Geçen Kantinci nenenin gırtlağına yapışmış bir şekilde yakaladım onu. Hemen kavanozdaki akrepleri saldım. Akrepler yaklaşınca Ebru öyle bir çığlık attı ki yan bakkalın camları kırıldı diye öğlene kadar karakolda kaldık. Karakoldan dönerken Ebru ya aç benim Ismail Yk kasetini dedim. Dik başlı olduğu için Irem Derici-Değmezsin Ağlamaya açtı ve içli içli ağladı.
"Ulan karı madem ağlayacaktın neden değmezsin ağlamaya diye şarkı açtın" dedim.
Açtım Karmate-Nayino mu gidene kadar fosur fosur dinledim. Bir ara Böcek Huzur Evindeki anamı hatırlayıp hüngür hüngür ağladım. Benim arka koltuktaki keratalar yani yılanlar şarkıyı sevmiş olmalı ki başlarını sağa sola sallıyorlardı. Sümüğüm aktı koltuklara Ebrunun gözlük silme Mendili ile sildim burnumu. Hanımefendi asortik ya, kraliyet ailesine mensup ya ne lüx eşya varsa onda vardı. Ama seviyordum be onu görünce içimden kolbastı oynamak, horon tepmek geliyordu. Onu görünce tuvaletim geliyordu heyecandan.Onu görünce ben ben olmuyordum.Onu görünce içimin yağı eriyordu.(Çok merak ediyorum bu yağ ne zaman donuyor?) Ah be Ebru..Ah ah bir çocuk da versen bana ne istersen yaparım.Dünyayı bile yıkardım. Of of.. Nayinoma kurbanis oy...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İLLUMİNATİ LİSESİ
HumorOrası İlluminati Lisesi'ydi. İnsanlar lisenin içerisinde ne oyunlar döndüğünü bilmiyor, 425 puanlık bir lise olduğu için gönül rahatlığıyla çocuklarını o okula gönderiyordu.Ancak oraya gelen öğrenciler okula başladığında yapılan eziyetlerin ayırdına...