Lo Mimieux- La Fille Sans Larmes
''Ve Erik Christine'in boynuna sarılacak.'' Yönetmen Park çalan çanlarla birlikte durdu.
Opera binasının birkaç sokak ardındaki kilise sürekli provalarını bölüyordu. Kendisine kalsa pek de umurunda olmazdı ancak oyuncuların arasında fazlasıyla inançlı katolikler vardı. Perde arkası ekibinden birkaç kişinin dua etmeye başladığını gördüğünde Yönetmen yavaşça elindeki metni küçük sehpahaya bırakarak yerine oturdu.
''İnançlı biri değilsiniz, değil mi yönetmenim?'' Taehyung bunu ezberlemekte olduğu metinden gözünü ayırmadan söylemişti.
''Pek sayılmaz.'' Yönetmen Park herkesin aksine Taehyung'u severdi. Kız kardeşine göre sessiz bir çocuktu, provalarda sahnede değilse sesini duymak neredeyse imkansızdı. Ara sıra bunun gibi zamanlarda yönetmen Park ve kız kardeşiyle sohbet ettiği oluyordu ancak onlar da birkaç kelimeyi geçmiyordu.
Çan sesleri durduğunda Yönetmen Park kolundaki saate baktı, gün neredeyse bitiyordu ve bu son provalarıydı.''Jennie yerine geç, kaçırılma sahnesini son bir kez prova alacağız.'' Jennie arkadaşıyla sohbet etmeyi bırakıp sahnede yerini aldığında Taehyung da daha rahat görebilmek için ayağa kalktı. Bu kısım Yönetmen Park'ın da Taehyung'un da en sevdiği kısımdı.
Gaston Leroux'un kitabına göre bu sahnede Christine'in Erik tarafından gizlice kaçırılması gerekiyordu, Yönetmen Park ise bu kısmı büyüleyici bir hale getirmişti; Christine şarkı söylerken Erik'i canlandıran Taehyung'un dublörü Auhert'in silüeti arkadan görünecek hemen ardından ışıklar kapanacak ve Christine'e can veren Jennie sahnenin altına açılan küçük aralıktan atlayarak sahneden yok olacaktı.
Yönetmen Park bu sahne için çok uğraşmıştı ve her şey yolunda giderse yıllar sonra tekrar açılan Paris Opera binasına adını altın harflerle kazıyacaktı.
Jennie için de fazlasıyla eğlenceliydi bu sahne, sahnenin altında duran yastıkların üstüne atlarken, çocukken Taehyung'la birlikte sonbaharları biriken yaprakların üzerine atladığı zamanları anımsıyordu. Ancak yumuşak yastıkların keyfini çıkaramadan aşağıda kendisini bekleyen perde arkası görevlilerinden biri onu çıkartıyor ve sonraki sahne için hazırlamaya başlıyordu.
''Tamam bu sondu.'' Yönetmen Park ayağa kalkıp eliyle oyunu durdurmalarını işaret etti.
''Hepinizi tebrik ederim, umarım yarın bir yıldır bütün zorluklara karşı burada çalışmanın karşılığını alırız.''
Jennie'nin perde arkasındaki odasına yöneldiğini gördüğünde Taehyung da peşine takıldı.
''Neden beni izliyorsun?'' diye sordu Jennie en sonunda odasının önüne geldiğinde.
''Eksiklerin var, çok duraksıyorsun sahnede.'' Taehyung kız kardeşinin cevabını beklemeden odasının kapısını açıp girmesini işaret etti.
Jennie bir şey demeden odasına geçtiğinde Taehyung da arkasından girip kapıyı kapattı.''Ciddiyim Jen, konsantreni bozan bir şey mi var? Yarın da bu gün olduğu gibi dikkatin dağınık olursan her şey mahvolur.'' Jennie Taehyung'u dinlemiyor, makyaj masasının karşısında oturmuş saçını tarayarak yansımasını izliyordu.
''Yarın için heyecanlıyım sadece, sonunda büyük gösteri günü geldi.'' Jennie elindeki tarağı bırakıp çekmecesinden mumları ve annesinin eski bir fotoğrafını çıkartıp masaya dizmeye başladı, ne zaman provalar yüzünden kiliseye gitmeyi kaçırsa bunu yapıyordu.
Mumları yakıp ellerini önünde birleştirdiğinde Taehyung gözlerini devirdi, kendisi hiç inançlı biri olmadığı gibi olanları da anlayamıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Operadaki Hayalet || Taekook
Fanfiction''Erik gibi çirkin bir karakteri oynamak için çok güzelsin.'' Jungkook elini fazlasıyla yakınında duran gencin kıvırcık saçlarına daldırıp buklelerini parmaklarına dolamaya başladı. ''Belki benim de içim çirkindir, dedektif.''