I: Jeon Jungkook'un Güncesi

3.5K 480 257
                                    

Erik Satie- Gnossienne: No.1

04.11.2020 \ Porte de Montreuil, Paris.

Bu gün dört kasım pazartesi. Dün elime ilginç bir vaka geçti, belediye başkanının kızı oynadığı müzikal oyun esnasında, sahnede kimse fark etmeden öldürülmüş. İlginç olduğu kadar tüyler ürpertici bu olayı memur Bouquet'in gece geç bir saatte aramasıyla öğrendim ve anında olay yerine gittim.

O zamana kadar kapalı olduğunu sandığım Paris Opera binasının her tarafı polis şeritleriyle sarılmış, yoğun karanlığı yalnızca girişin birkaç metre ilerisinde duran aracın kırmızı-mavi ışıklarıyla aydınlanıyordu.

''Dedektif Jeon.'' dedi memur Bouquet beni gördüğü gibi yanıma gelerek not defterini çıkardı.

''Kim Jennie, yirmi iki yaşında.'' devam etmesi için başımla onayladıktan sonra sarı şeriti kaldırarak opera binasına doğru ilerlemeye başladım.

''Belediye başkanının kızı, gösterinin başrol oyuncusu, bilinen bir düşmanı yok hatta herkes çok sevildiğini söylüyor.'' Bouquet'i dinlerken bir yandan da opera binasını inceliyordum, garip olan bir şeyler vardı. Bir müzikalin ilk gösterimine göre fazla boştu.

''İzleyicileri boşalttınız mı?'' diye sordum, cevap zaten belliydi. Birinci hata, olay yerini boşaltmak katilin kaçmasını kolaylaştırır.

''Kalabalıktan kurtulmak için.'' diye yanıtladı memur Bouquet.

Kırmızı perdeyle süslenmiş geniş bir kapıdan geçtiğimizde doğruca ana salona varmıştık. İçeride en fazla on beş kişi vardı. üç kadın en köşede ağlıyor, belediye başkanı ve sekreteri olduğunu tahmin ettiğim iyi görünümlü genç kadın en köşedelerdi, biraz önce oyunun posterinde yüzlerini gördüğüm birkaç oyuncu, yönetmen ve iki tane de polis memuru öylece salonda duruyorlardı.

Geniş sahnenin ortasında duran, üzerinde beyaz eski bir örtü örtülmüş olan cesede yaklaştığımda memurlardan biri çantasından çıkardığı eldivenleri uzattı.

Eldivenleri elime geçirip örtüyü açtığımda kadınların haykırışları biraz daha yükseldi.

Dizlerimin üzerine çöküp bedeni incelemeye başladığımda bütün gözlerin üzerimde olduğunu biliyordum. Herkes ağzımdan çıkacak kelimeleri merak ediyordu.

Kim Jennie gerçekten genç ve güzel bir kızdı, insanların hayretle imrenerek baktığı biri olduğu belliydi, çoğu kişinin uzun süre yaşamalı diye düşündüğü tiplerdendi ama kader denilen kukla şovu hiçbir zaman adil olmamıştı.

''Boynunun kırıldığını söylememiştin.'' dedim Memur Bouquet'e dönerek. '' yüksekten mi düşmüş?''

''Hayır dedektif elle kırılmış.''

''Parmak izi var mı?'' genç kızın kırmızı ojeli tırnaklarının arasına bakmaya başladığımda tek bir deri hücresi bile olmamasına kaşlarımı çattım, fazla temizdi.

''Hayır.'' devam etti. '' Ama boğuşma izi var, kız direnmiş.''

Örtüyü tekrar kapattıktan sonra salondakilere döndüm, herkes şüpheliydi fakat bazılarının şüpheli olmak için daha geçerli sebepleri olmalıydı, benim işim de bunu bulmaktı.

''Herkes beni dinlesin.'' dedim sesimi yükselterek, dikkatlerini çektiğimde zıplayarak yüksek sahneden indim.

''Sizi evlerinize göndermeme nedenimiz şüpheli konumunda olmanız. Size on beş dakika veriyorum, ben makdülün soyunma odasını incelerken sakinleşin, sonra teker teker sorguya alınacaksınız.''
Oyuna daha yeni başlamıştık ancak katile karşı ilk hamlemi yapmıştım bile, ne kadar uzun olursa olsun süre vermek katili gerecek ve söyleyecekleri yalanları birbirine karıştırmasına neden olacaktı.

Operadaki Hayalet || TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin