IXᴾᵗ¹: Jeon Jungkook'un sırrı

2.3K 396 253
                                    

The Last Waltz- BANANA FISH

''Geldim.'' dedi Taehyung benzincinin küçük marketinden çıkarken, ''Önce otele mi gidiyoruz mezarlığa mı?''

''Daha geç olmadan otele gitmek istiyorum.'' dedi dedektif Jeon başını telefonundan ayırmadan, birkaç saniye sonra ekranını Taehyung'a çevirdi.

''Ama mezarlık yolumuzun üzeriymiş, detaylı bir inceleme yapmasak da bir görsek fena olmaz.''

Taehyung tekrar sürücü koltuğuna yerleşip kontağı çevirdi, aynadan arkasını kontrol ettikten sonra Jungkook'un açtığı haritadan mezarlığın yoluna girdi.

Taehyung hayatı boyunca öz babasına ne olduğunu hiç merak etmemişti, onu büyüten Kim Mihyeon ve kızı Kim Jennie'yi ailesi olarak benimsemişti.

Fakat bunun da bir gün son bulacağını biliyordu, her zaman Jennie öz ailesiyle ilgili gerçeği öğrendiği zaman Kim köşkünde işi biteceğine inanıyordu ama Jennie öğrenmiş; kendi içinde sindirmiş ve Taehyung'a hiç fark ettirmeden unutmuştu. Bu onlarn gerçekten kardeş olduklarını gösteriyordu.

Fakat artık Jennie yoktu, Taehyung bütün bunlar bittikten sonra nereye gideceğini, napacağını bilmiyordu bile, şimdiye kadar evi, yurdu, ailesi her şeyi kız kardeşi olmuştu, bundan sonra napacağını bilmiyordu.

''Hey.'' dedi Jungkook Taehyung'un vitesin üzerindeki elini avucunun arasına alarak. ''Gergin misin?''

''Neden gergin olayım?''

''Öz baban sonuçta, aile bağları falan kutsal şeyler.'' dedi Jungkook incile gönderme yaparak.

''Benim ailem Jennie.''

Jungkook istediği gibi bir yanıt alamamıştı ama beklediği bir cevaptı, Jennie; Taehyung'un nefes alan ya da almayan her bir parçası Jennie'ydi.

Mezarlığa gelene kadar ikisi de konuşmadı, uzun siyah parmaklıkların arkasına hapsedilmiş küçük kasaba kilisesinin önüne geldiklerinde Taehyung anahtarı çevirdi.

Taehyung her zaman yaptığı gibi arabadan inmeden önce etrafını incelerken Dedektif Jeon arabadan inip Taehyung'u geride bırakarak demir pamaklıkların önünde durdu. Görüş açısında sadece bakımsız heykeller ve kilise vardı, mezarlık arka tarafta olmalıydı.

Taehyung yanına gelip demir parmaklıkları ittiğinde ikisi de kilitli olmadığına şaşırarak birbirlerine baktılar, hemen ardından kiliseye doğru yürümeye başladılar.

Taehyung etrafına bakınırken kurumuş otlar, sarmaşıklara dolanmış heykeller ve eski kırık dökük tahta parçalarıyla bulundukları kilisenin korku filmlerinden çıkmış olduğunu düşünüyordu.

''Korkunç.'' dedi Taehyung tüylerinin ürpermesiyle kollarını birbirine sürterek. ''Kilise buraları niye temizletmiyor?''

''Ne bekliyordun burası kimsesizler mezarlığı, yaşarken hiçe sayılan insanların ölülerini mi umursayacaklardı?''

''Hey siz, durun orada!'' Kilisenin açılan kapısından, pijamasının üzerine giydiği siyah kabana sarılarak çıkan genç, koşarak doğruca dedektif ve Taehyung'a doğru ilerledi.

''Sakin olun, ben dedektifim.'' dedi Jungkook genç adam kendisine doğru gelirken çıkardığı kinmliğini gösterdi.

''Ben dedektif Jeon Jungkook bu da ortağım Taehyung.'' dedektif hemen arkasında duran Taehyung'un yüzünü görebilseydi, ortak dediği anda suratının aldığı ifadeye kahkaha bile atabilirdi, beklemediği bu belki iltifat bile sayılamayacak olan söz, gencin en çok duymak istediği şeydi.

Operadaki Hayalet || TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin