"İnsan katletmek için değil, inşa etmek için yaratıldı."
Ustamla izlediğimiz filmlerde bazen katillere rastlardık. Ben katillere hakaretler eder onların zavallı olduklarını söylerdim. Ustam bana önyargılı olmamam gerektiğini defalarca kez anlatsa da ben hep "Katletmenin hiçbir gerekçesi olamaz." Derdim. Ustam da uzun konuşmalar yapar, ben, ikna etmeye çalışırdı.
Bir defasında "Dünya üzerindeki bütün inanışlarda ve fikirlerde katletmek suç sayılır. Sadece bir insanı değil, bir hayvanı ve ya bir canlıyı haksız yere, gerek yokken katletmek suçtur ya da günahtır. Ancak bir Müslüman bir hayvanı kurban bayramında keserse kimse onu suçlamaz. Çünkü kurban kesme emri Allah'tan gelmiştir.
Ayrıca o hayvan yok yere kesilmez. Etleri ihtiyaç sahiplerine dağıtılır, az bir miktarı da kurban sahibi alır. Yani bu işten herkes fayda görür. Bu yüzden çoğu insan kurban kesmeye karşı çıkmaz. Bir de bu durumu insanlar için düşünelim. Bir teröristi Gaziantep'in ortasında darağacında sallandırsalar buna kim karşı çıkar.
Birkaç insan hakları aktivisti karşı çıkabilir. Ama toplumun geri kalanı büyük bir zevkle oturup idamı seyreder. İşte asıl problem burada ortaya çıkıyor. Acaba mesele gerçekten insanların yaşaması üzerine mi? Yoksa insanlar sadece kendilerine fayda sağlayan ya da kendilerine zararı dokunmamış insanların mı ölmesini istemiyorlar. Bana kalırsa dünyada eşitlik ve adaletten söz etmek oldukça zor.
Mesela gelir düzeyi seni katil yapmaktan kurtarır mı? Evet o klişe konuyu açalım. Bence kurtarır. Çok rahatlıkla birilerine para verip suçu üzerine aldırabilirsin ya da kendine bir tetikçi tutabilirsin. Peki bu durumda katleden tetikçi midir yoksa ona para verip onu tutan mı? Bana kalırsa parayı verendir. Çünkü tetikçi sadece işini yapar. Onun için kimin öldüğünün hiçbir önemi yoktur. Ancak parayı veren kimin öleceğine karar verendir. Söyleyeceği isim değişirse ölen kişi de değişecektir. Ancak tetikçi için hiçbir şey fark etmeyecektir. O sadece işini yapmaya odaklanacaktır.
Aslında katil olmak kadar neden olduğunda önemlidir. İnsanlar bu soruyla daha çok ilgilenirler. Sen birisini öldürdüğünde kimi öldürdüğüne de bakarlar. Öldürdüğün kişi bir teröristse paçayı kurtardın demektir. Kimse sana bir ceza vermez. Hatta belki ödül bile alırsın.
Savaş esnasında bir düşman askerini öldürürsen komutanın senin alnından öper, tebrik eder. Belki çok düşman öldürürsen rütbeni bile yükseltebilirler. Savaştan sonra da sana madalya verirler.
Ancak komşunu öldürürsen işler değişir. İnsanlar bu kez seni polise teslim ederler. Polis de seni mahkemeye çıkarır. Mahkeme seni suçlu bulup, hapse yollar. Uzun yıllar boyunca dört duvar arasında yaşamaya mahkum edilirsin.
Aslında temelde yaptığın şey aynıdır. Bir insanı öldürürsün. Ancak içinde bulunduğun koşullar bütün durumu değiştirir. Bir eylemi yapman kadar, neden yaptığında önemlidir. O yüzden her insan öldürene katil damgası vurulmaz. Hatta bazılarına kahraman denir.
Çünkü toplum için bu böyledir. Bir insanı suçlamadan önce o suçu ne zaman ve hangi koşullarda işlediğine de bakmak zorundasın. Eğer başka çözüm yolları olmasına rağmen birini öldürüyorsan suçlusundur ve bana göre hep başka bir yolu vardır." Demişti.
Bu uzun konuşması beni o an etkilemişti. Ancak ben yine de sadece son cümleyi hafızama kazımıştım. Ben de ustam gibi düşünüyordum. Katletmek son çare bile olmamalıydı. İnsanlara mutlaka başka bir çözüm yolunun olacağı anlatılmalıydı. Çünkü insanların birçoğu karşısındaki insanla çözemediği bir problemi olduğundan onu öldürmeye çalışıyordu.
![](https://img.wattpad.com/cover/252858316-288-k126820.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZEYREK
Teen FictionBu kitap "Çınar" serisinin ikinci kitabıdır. İlk kitap "Bir Çınarın Filizi" ni okuduktan sonra bu kitabı okumanız tavsiye edilir. İlk kitapta çocukluk yıllarını okuduğumuz Çınar artık genç bir delikanlı olmuştur. Bu kitapta onun ilk gençlik yılların...