"Hayat hepimize çelmeler takar. Tam o anda ya düşersin ya da biri elinden tutar."
Sabah uyandığımda başım çok ağrıyordu. Acıyı tarif etmek mümkün olmasa da, bir tonluk bir balyoz kafama inmiş gibi hissettiğimi söyleyebilirdim. Sarhoş tamamladığım her gecenin ardından aynı duyguları yaşıyordum. Sabah uyanınca kendime küfürler ediyor, bir daha içmeyeceğim diyordum. Akşam olmaya başlayınca yaşananlar ve yalnızlığım aklıma geliyor, kendimi yine bir yerlerde alkol alırken buluyordum. Ne kadar zaman böyle yaşadığımı ben de bilmiyordum.
Bu sabah farklı olan bir şeyler vardı. Etrafa baktığımda burasının bir otel odası olmadığını anladım. Burası bir eve benziyordu. Hatta görünüşe bakılırsa şuanda bir genç kızın odasındaydım. Neredeyim ben diye sordum kendime. Ancak bir yanıt alamadım. Alkolün zararlarından biri de beyninizi tembelleştirmesiydi. Beyniniz uyuşukluğa öylesine alışıyordu ki bir daha çalışmak zor geliyordu. Daha gün gece ne yaşadığımı hatırlamıyordum.
Odadan çıktım. Dışarıda bir cevap bulabileceğimden emindim. Daha önce de birkaç defa tanımadığım insanların evinde uyandığım olmuştu. İnsan bazen sadece yalnız kalmamak için bile birileriyle tek gecelik bir şeyler yaşamak isteyebiliyordu. Ancak bu kez yanımda bir kadının olmaması beni işkillendirmişti.
Odadan çıktığımda başka oda olmadığını fark ettim. Bu ev bir stüdyo daireydi. Salon ve mutfak iç içe ve bir tane de odası vardı. Bütün ev bu kadardı. Mutfak görünümlü salonda ilerlerken ilerideki çekyatı fark etmem uzun sürmedi. Orada uyuyan biri vardı. Daha yakına gidip kim olduğuna baktım. Ancak yüzünü gördüğümde beynim dün gece yaşananları bana hatırlattı.
Dün gece barın önünde sızmışken Yeliz gelip beni buldu. Belki de dışarı çıkmamı bekliyordu. Beni güvenliklerin elinden aldı. Bir taksi çağırıp evine götürdü. Yol boyunca beni sarstı ve kendime gelmemi söyledi. Asansörle evininin olduğu kata çıkarken de bunu devam ettirdi. Kaç kat çıktık, bilmiyorum. Ancak bana binmemizle inmemiz bir oldu gibi gelmişti.
Eve girdiğimizde Yeliz çok kötü koktuğumu, en son ne zaman yıkandığımı sordu. Ona bilmediğimi söyledim. Beni zorla banyoya götürdüğünü hatırlıyorum. Sonra suyun vücudumda gezindiğini anımsıyorum. Elinde duş başlığını tutmuş, bir ağaç gibi beni sulamıştı. O gece yaşananlar bunlardan çok daha fazlasıydı. Ancak sarhoş beynim sadece bunları kaydetmişti.
Beynimin hala işi tamamen bırakmadığını görmek sevindiriciydi. Yeliz'in teklifini kabul edip buraya gelmiş olmam ise üzücüydü. Hatta üzüntüden çok öfkelenmeme sebep olmuştu. Yeliz bundan uzun bir zaman önce kampta bana yanlış telefon numarası vererek beni aptal yerine koymuştu. Beni iki günlük kaçamağına alet etmişti. Şimdi onun evine gelmiş olduğumdan kendime çok kızmıştım.
Hemen odaya yöneldim. Kıyafetlerimi giyip, bu evden çıkmak istiyordum. Ne Yeliz'i ne de bana geçmişi hatırlatacak başka bir şeyi hatırlamak istemiyordum. Bana yalan söylemiş bir insanın bana acımasını hiç istemiyordum. Kimsenin merhametine de şefkatine de ihtiyacım yoktu. Ben kalbimi ustamın mezarına gömmüştüm ve artık hiçbir şey hissetmek istemiyordum. Tek istediğim vücudumu ve beynimi uyuşturmaktı. Beynim uyuşunca yaşadıklarımın acısı dayanılabilir oluyordu. Üstümü giydim ve odadan çıktım.
Yeliz uyanmış, yattığı yeri topluyordu. Beni görünce "Günaydın." Dedi gülümseyerek. Uzun zamandır bana gülümseyerek bakan birine rastlamamıştım. Gülümsemek bana her zaman güzel gelmişti. Ancak bu defa yüreğime dokunmuştu. Sanki uzun zamandır birinin bana gülümsemesini bekliyor gibiydim. Olduğum yerde kalakaldım.
Hareket kabiliyetim elimden alınmış gibiydi. Gözlerimi gülümseyen yüzünden alamıyordum. Yeliz ilk gördüğümde de bu kadar güzel miydi? Yoksa sonradan mı böyle güzelleşmişti? Bunun hiçbir önemi yoktu. Karşımdaki kadın foto modellerle bile kıyaslanamayacak kadar güzeldi. Gitmeye dair bütün fikirlerimi unuttum. Oda kapısının önünde dikilmiş Yeliz'e bakıyordum. Büyülenmiş gibiydim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZEYREK
Genç KurguBu kitap "Çınar" serisinin ikinci kitabıdır. İlk kitap "Bir Çınarın Filizi" ni okuduktan sonra bu kitabı okumanız tavsiye edilir. İlk kitapta çocukluk yıllarını okuduğumuz Çınar artık genç bir delikanlı olmuştur. Bu kitapta onun ilk gençlik yılların...