3 YIL SONRA
“ İdil ? Hala hazır değil misin ? "
Denizin salondan gelen sesi ile kendime geldim. Sanırım yarım saattir hazırlanmaya çalışıyorum. Halbuki daha ne giyeceğime karar veremedim ki.
“ Az kaldı bekleee. "
Yılbaşı gecesi için yine hep birlikte olmaya karar verdik. Bundan önceki yılbaşı gecelerin de olduğu gibi. Gerçekten de birbirimizin peşini bırakmadık. Bu benim için inanılmaz çünkü 3 yıl önce hastanede olduğum gün bu dediklerine inanmamıştım. Bana verdikleri sözü tutabilmek için çoğu üniversite için aynı şehire gitmeye karar vermiş. Çoğu diyorum çünkü Egemen , Eylül ve Elif ile aynı üniversite de değiliz. Buna üzülmüyorum çünkü fırsat buldukça buluşuyoruz. Ha birde Egemen ve Eylül sevgili oldular. Deniz ve ben ise...
Hep yanında olacağım derken bu kadarını tahmin edemezdim. Gerçekten de her gün birlikteydik. Buluşmadığımız zamanlar da ise telefon ile konuşuyorduk. Ama şimdi aynı evde yaşıyoruz. Aynı üniversiteye gidiyoruz.
Ve sadece arkadaş değiliz. Deniz ile geçen yıl çıkmaya başladık. Her ne kadar ona aşık olmasam da ondan hoşlandığımı kabul etmeliyim. Ama o benim aksime bana aşık olduğunu itiraf etti. Tabi bunu sadece bir kere söyledi. Deniz bu.. Vıcık vıcık değil ilişkimiz. Ama aramızda bir sadakat yemini var gibi.
Batuhan konusu ise...
3 yıl da sadece doğum günüm de ve yılbaşı gecelerinde mektup yolluyor hediyesi ile. Onu unutmadım elbette ama ne bileyim sanırım Deniz olduğu için eskisi gibi hissetmiyorum. Bir yandan beni hiç ziyaret etmediği için kızıyorum ama bir yandan da seviniyordum.
Kızıyorum çünkü en son yaptığım itiraftan ve olanlardan sonra en azından ziyaret etmesi gerekiyordu diye düşünüyorum.
Seviniyorum çünkü eğer tekrar onu görürsem ona giderim diye korkuyorum. Gitmemeliyim. Benim Deniz ile olmam gerekiyor. Çünkü bana yaptıklarından sonra bunu hakediyor.
Kırmızı kısa bir elbise ile aynada ki görüntüme bakıyor ve diğer yandan bunca zaman olanları düşünüyordum. Sonra ne olacak ki ? Mesela merak ettiğim bir diğer konu ; evlenip yuva kuracak mıyım?
Denizin odaya girdiğini aynaya görüntüsü çıkınca farkettim. Arkadan kolları ile belimi sardı. Sırtımı göğsüne dayadım ve aynada ki görüntümüze baktım. Herkes yakıştığımızı söylüyordu ve bu tablo bunu kanıtlayacak gibi geliyordu bana. Cidden yakışıyorduk.
Arkadan yanağımı öptü. Tebessüm ettim. Bununla yetinmedi ve boynumu da öptü. Sonra beni kendisine çevirip burnumu öptü. Bunu yapmasını seviyordum. Ellerimi tuttu ve odadan çıktık. İşte aramızda en fazla böyle bir yakınlaşma oluyordu. Bu özelliğini seviyordum. Diğer yandan kendini zor tuttuğunu da biliyordum.
“ Bu sefer evde kutlayacağız. Birazdan geleceklermiş. " dedi Deniz.
“ Tamam canım. "
Bir süre sonra zil çaldı ve ben de kapıyı açtım. Hepsini içeri davet ettim. Özlem giderdik, sohbet ettik, yemek yedik ve eskisi gibi oyunlar oynadık.
Sıra hediyelere gelince önce Denize verdim hediyesini. Bu aralar bir yerlere gitmek istiyordu bu yüzden ben de Antalya'ya uçak bileti aldım. Hediyesini açınca içimi ısıtan bir gülümsemeyle baktı bana sonra da sıkıca sarıldı. Kulağıma “ Seni seviyorum " diye fısıldadı. Yanağını öptüm ve “ Bende seni seviyorum. " dedim.
Bu mutluluğun çok uzun sürmeyeceğini biliyordum. Çünkü bu akşam Batuhan bana hediye yollarsa yine bir sorun çıkacak. Bundan önceki Batuhanın hediyeleri yüzünden çok kavga etmiştik. Her seferinde hediyeleri atmaya kalksa da engel oluyordum.
Zil çaldığında bize ayrılan romantik dakikalara son verildiğini anladım. Kapıyı açtığımda yine karşımda Batuhan yoktu. Onun yerine yerde bir zarf vardı. Aldım ve içeri geçtim.
“ Yine mi o piçin gereksiz hediyesi. Ha yok bu sefer mektup. Aşk mektubu mu İdil ? " dedi Deniz. Bir kere sorun çıkartmasa ne olur sanki..
“ Yapma Deniz. Eskiden yakın arkadaştık. "
“ Yüzünü görebilsek bir de şu arkadaşın. Hah arkadaşmış. "
Selin söze atladı ve “ Hadi 1 dk kaldı. Yeni yıla kavga ederek mi gireceksiniz ? " dedi.
“ Gel buraya. " dedi Deniz kollarını açarak. Hemen gittim yanına. Çünkü beni iyi hale getiren bana sarılması olmuştu. Kolları her zaman güvenliydi benim için.
“ Yeni yıla seni öperek giricem. " dedi ve güldü. Hemen ardından dudağımı öpmeye başladı. Ve ben de elbette karşılık verdim. Kulağıma gelen alkış sesleri ile yeni yıla girdiğimizi anladım. Dudaklarından ayrılıp ona sarıldım. O ise cebinden bir şey çıkarmak ile meşguldü.
“ İdil. Ben artık her yıl seni doyasıya öpmek istiyorum. Her sabah seninle uyanmak istiyorum. Her kötü anında yanında ben olmak istiyorum. Ve senden çocuğum olmasını istiyorum. Benimle evlenmeni istiyorum. Çok şey mi istiyorum ? "
Söylediği her söz ile kalbim daha da sıkışıyordu. Neydi bu ? Bana sorarcasına bakan gözlerine odaklandım. Ortada büyük bir sessizlik olmuştu. Kalbime bir bıçak gibi saplanmıştı Batuhana olan aşkım ve Deniz şimdi o saplantıyı kendi elleriyle çekti ve attı. Ve kalbime kendi oturdu tahtı gibi. Bu kalp sıkışması onun zaferiydi. Şimdi kalbime saplanan Denizin hakimiyeti olmuştu.
“ Sanırım daha hazır değilsin. Ama olsun demiştim ya 40 yaşına kadar beklerim. " dedi Deniz ve buruk bir gülümseme ile baktı suratıma. Kalbimde ki tahta oturdun bu üzgün bakışlar niye Kralım?
“ 40 yaşına kadar beklersen çocuklarımız olmaz Deniz. " dedim ve kocaman bir gülümseme ile baktım ona. Ama o şaşkın bakıyordu.
“ Kabul ediyorum şapşal. Bakma öyle. " dedim ve gülerek kafasına vurdum. Kendine gelmesi için kafasına vurmam gerekiyormuş demek ki. Daha ne olduğunu anlamadan belimden tuttu ve döndürmeye başladı.
Batuhana son sözlerim de söylediğim saplantı kalbime batırılan bir bıçaktı. Ve canımı acıtıyordu. Şimdi ki ise Denizin ve benim hikayelerde ki gibi mutlu yaşanan bir imparatorluk. Güzel meyvelerin olduğu. Ve bu imparatorluğun kralı Deniz.
Yani siz olun kalbinizi acıtan bir aşkın sahibini değil acınızı dindirecek bir sahip seçin. Kalbinizin saplantısı kalbinize saplansın ve çıkmasın. Hep orada kalsın. Kalbinizde..
Döndürmeyi bırakıp parmağıma yüzüğü taktı. Ve bu yüzükte hikayemizde imparatorluğun anahtarı oluyor. Parmağımda durduğu sürece izinsiz kimsenin giremeyeceğini gösteren bir kilit. Son kez yıllarımı geçirdiğim ve geçireceğim adama baktım. Saplantımın sahibine..
Selammmm :) Bu nasıl bir son diyebilirsiniz :D Bol benzetmeli bir son ama her şey mantıklı aslında.
Ve son olarak destekleyen herkeze teşekkürler canlarım <3 Belki son olarak özel bir bölüm yayınlarım. O da okuma sayısı artarsa tabii :)
İnternet kafede aşk isimli kitabıma bakabilirsiniz..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~ Saplantı ~ Tamamlandı.
RomanceAşıkken unutmak ne kadar zordur? Peki bir kalp iki kişiyi birden taşır mı? İdilin sıradan olan hayatı İstanbula gitmesi ile değişir. Tekrar eski şehrine döndüğü de ise her şey daha ilginç bir hal alır.