" Yok öyle bir şey. Nereden çıkardın. Kimden duyduysan yalan söylemiş. " dediğimde " Kimden duyduğumun bir önemi yok. İtiraf etmeni istiyorum. Hemen burada. " dedi.
Diyecek bir şey yoktu. Ağzım kilitlenmişti sanki. Konuşamıyordum. Ah işte Başak sonunda bir işe yaradı. Yanımıza geldiği gibi gıcık eden yüz ifadesini takındı.
'' Ne yapıyorsunuz siz burada. İdil git artık. Yapıştın iyice. '' dese de onu takmadan Batuhana bakmaya devam ettim.
'' Batuhan sana şunu söyleyebilirim. En azından artık öyle bir şey hissetmiyorum. Artık değil. Sadece canımı yakıyor. Neyse gideyim de siz devam edin. Hadi kolay gelsin. ''
İnsan kalbini acıtan tüm duyguları silebilse keşke. Böyle bir unut düğmesi olsa. Sevmiyorum derken içim parçalanmasa. İşte öyle zor ki seviyorken sevmiyorum demek.. Ama onu sevmek kadar zor değil.
Belki de unutmak için gitmem gerekiyordur. Onunla ortak noktası olmayan bir şehir de yaşamam, güzel bir kafede ilk görüşte başkasına aşık olmam gerekiyordur. Evet. Kesinlikle buradan gitmeliyim. Onu gördükçe kötü oluyorum. O bana iyi gelmiyor. Neden kalbim neden bu armut kafalıya aşık oldum. WHY?
Eve girdim. Üstümü değiştirip yattım. Kulaklığımı unutmadım tabi ki. Herkes gider kulaklıklarım gitmez. Kulaklıkların normal olarak gidemez zaten salak diyen iç sesimi susturdum ve müziği açtım. Sia - big girls cry dinliyordum. Boğuluyordum sanki. Artık odada ki hava yetersiz gelmeye başlamıştı. Hıçkıra hıçkıra ağlıyordum. Ciğerim kopuyordu sanki. Boğazımda bir yumru vardı ve kötü hissettiriyordu. Kim bilir ne kadar sesli ağlıyorum ki annem gelip sakinleştirmeye çalıştı. Bir şeyler söylüyordu bana ama anlamıyordum. Bir anda her şey sessizleşmişti. Sadece hıçkırıklarım vardı duyduğum. Ve ateş. Ortam sıcaklaşmaya başlamıştı. Hareketlerimi bile engelleyemiyordum. Kollarım benden bağımsız hareket ediyordu sanki. Sürekli etrafa çarpıyordum. Annem tutmaya çalışıyordu ama pek başarılı olduğu söylenemezdi. Sonrası karanlık.
- 2 gün sonra -
Doktorun dediğine göre bir sinir kriziydi bu yaşadığım. Hastanede ki bu oda da sürekli pencereden dışarı bakıyordum. Yapacak bir şey yoktu. Arada hemşire geliyor ve ilaç veriyordu. Artık bu hemşireyi görmekten de bu hastane kokusunu koklamaktan da sıkılmıştım. Doktor veya hemşire her geldiğinde gitmek istediğimi söylüyordum. Sonunda benden sıkılmış olacaklar ki bugün çıkacağımı söylediler. Geriye ise tek bir şey kaldı. Anneme bu şehirden gitmek istediğimi söylemek.
Peki bu lanet şehirden başka nereye gidebilirim ?
Batuhanın gözünden
Sigaramdan son nefesimi aldım ve okulun bahçesine girdim. İdil ile aynı sınıfta olduğumuz için salakça bir hisse kapıldım. Bana aşık olduğunu biliyordum. Birisinden duymadım. Kendisi belli ediyordu zaten. Peki ben ona aşık mıyım ?
Hayır.
İdil güzel bir kız. Güzel gözleri var. Mesela o mavilik ağladığı zaman daha da açık bir tonda oluyor. Sarı saçları güneşte parlıyor, rüzgarda dalgalanıyor. Ancak sorun fazla çocuksu olması.
Aklıma neden geliyor lan bu kız ?
Ben ağlatmıştım onu öyle değil mi? Üstüne çok gitmedim aslında neden ağladı ki? Aklımdan bu düşünceleri atarak sınıfta yerime oturdum. 3 kız toplanmış konuşuyorlardı. İdilin adı geçince dinledim.
- Kızlar ya, İdilin annesi annemle konuşmuş. İdil sinir krizi geçirmiş. Hatta o yüzden gelmeyecek okula. Çok üzüldüm ya.
- Ay canım benim nolmuş ki acaba ? Ziyarete gidelim okul çıkışı.
- Aynen kızlar gidelim. Onu mutlu edicek bir şeyler alalım. Cips mips falan.
- Biz cips alırız. Sende mips al kanka. Hadi lan sıkıyorsa alsana.
- Tamam yeter. Sen İdille konuştun mu? Neden olmuş?
Nedeni bendim, o krizin sorumlusu bendim. O beni severken - ve ben bunu anlamışken - benim onu umursamamam. Ona herkesin ortasında laf atmam, küçük düşürmem. Hatırlıyorum, bir kere ayağına çelme takmıştım. Aslında nedenim onu böyle yapmak değildi. Evet ona aşık değildim ama sinirle yanaklarını şişiriyordu ve bu benim hoşuma gidiyordu. Tatlı oluyordu ancak ben tatlı kızları sevmem ki.
- Annemle annesi konuşmuş. Önemsiz diyormuş. Bir dostumdan kazık yedim falan demiş. Kavga eden oldu mu hiç ?
Herkesden yoo gibi sesler çıkarken hoca girdi içeri.
İdilin gözünden
Annem ile yaklaşık 10 dk önce bir konuşma yaptık. Uzaklaşmak istediğimi söyledim. Hemen kabul etti. Zaten olaylardan sonra ihtiyacım varmış. Ancak sadece 1 ay kalıp gelecekmişim.
Hemen söyleyim. Kuzenimin yanına gidiyorum. İstanbula. Evet sonunda gidiyorum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~ Saplantı ~ Tamamlandı.
RomanceAşıkken unutmak ne kadar zordur? Peki bir kalp iki kişiyi birden taşır mı? İdilin sıradan olan hayatı İstanbula gitmesi ile değişir. Tekrar eski şehrine döndüğü de ise her şey daha ilginç bir hal alır.