34. Bölüm

1.5K 116 92
                                    

Sadece sevmek yeter mi her yarayı kapatmaya? Yüreğini paramparça darmadağın ardında bırakanlar geri döndüğünde bulur mu eski seni? Hayat kaldığı yerden devam eder mi mesela? Geceyi örttüğün yaralarına zaman bile derman olamazken gözyaşlarını ne kadar merhem diye sürebilirsin? Bazen kaçmakta gerek kendini bulmak için. Bazen gönlünü sürgüne vurman gerek yeniden başlayabilmek için...

Eylül nefes alamazken Aslı endişeyle baktı. 

"Eylül, iyi misin? " Demeye kalmadan Eylül nefessiz kalıp çırpınmaya başladı. Aslı acil durum butonuna basıp kapıya koştu.

"Yardım edin! Doktor yok mu? " Aslı'nın bağışlarına doktorlar koşarken Aslı'yı odadan çıkarıp Eylül'e müdahale ettiler.

Aslı endişeyle beklerken Nergis çıkageldi. Aslı'nın endişeli halini görünce hemen yanına koştu.

"Aslı Abla? "

"Ah Nergis! Nergis Eylül'e bir şey oldu, nefes alamıyordu! " Nergis hemen içeri koşarken doktorlar müdahale etmişlerdi. Eylül kolunda serum, ağzında oksijen maskesiyle uyuyordu.

"Hocam? " Dedi Nergis endişeyle.

"Merak etme bir şeyi yok ama profesyonel destek alması şart. Tıbbi olarak nefes almasını zorlaştıracak hiçbir problemi yok, Muaviye Hoca'dan teyzen için bir randevu al durumu daha da kötüye gitmeden. "

"Tamam hocam, sağ olun. " Doktorların odadan çıkmasıyla Aslı endişeyle içeri girdi.

"Durumu nasıl? "

"Psikolojikmiş bu nefes alamamları, profesyonel destek alsı gerekiyormuş. "

"Onca şeyin üzerine çok bile ayakta kaldı. " 

"Sen burda mısın daha, ben pisikatri doktoruyla konuşup randevu alayım. "

"Git canım burdayım ben. " Nergis nefesini sıkıntıyla üfleyerek giderken Aslı gözyaşlarıyla baktı Eylül'e.

...

Nergis, Eylül için acilinden bir randevu ayarlamış, gün içinde Eylül doktorla görüşmüştü. Onu inciten tüm her şeyi anlatmıştı, gitmek istediğini de söylemişti.

Doktorunda Eylül'e tavsiyesi onu bu kadar sıkıştıran ortamdan uzaklaşması oldu. Tâbi tedavisini gideceği yerde davam ettirmesi kaydıyla.

Eylül onu bahçede bekleyen Ahmet ile Candan'ın yanına yürüdü usulca tuttuğu nefenini bırakarak.

"Gel kızım, daha iyi misin? " Eylül başını hafif salladı Candan'a oturmadan önce.

"Eylül, kötü bir şey mi var kızım? " Eylül yutkunarak baktı Ahmet'e.

"Ne kadar kötü ne kadar iyi bilmiyorum baba. Bunu söylemenin kolay bir yolu yok nasıl söylerim onu da bilemiyorum. " 

"Kızım korkutuyorsun beni. " Eylül gözünden damlayan yaşıla Candan'a baktı. Derince aldığı nefesi aynı şekilde verdi.

"Utku, " dedi yutkunarak.

"Utku kim? "

"Büyük torunun anne. "

"Ne? "

"Arzu, Hakan'la giderken hamileymiş. " Ahmet ile Candan birbirine bakarken Ahmet başını iki eli arasına aldı. Candan elini ağzına kapatıp yüzünü çevirdi, Eylül iki eliyle gözyaşlarını sildi.

"Aylardır lösemi tedavisi görüyor, bu hastanede, çocuk hematoloji servisinde yatıyor. "

"Durumu kötü mü? " Candan'ın gözyaşlarıyla sorduğuna Eylül başını hafif salladı.

BİR TUTAM KAHVE KOKUSUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin