Alison eski öğretmeninin yurttan getirdiği kendi eşyalarıyla dolu çantayı karıştırırken kocaman gülümsüyordu. "Çantamı getirdiğiniz için tekrar teşekkür ederim Bay Morgan." dediğinde genç adam eski öğrencisine kocaman gülümsemişti. Hermione'de "Bizde bugün onları almaya gidecektik." dediğinde adam ona dönmüştü. "Alison'ın kaçtığını daha yeni öğrendim. Paris'de ki yurttan arkadaşlarım buradaki seherbazlardan haber aldıklarında direkt bana söylediler ama onun iyi olduğunu kendi gözlerimle görmeliydim. Bu sabah geldim ve burada gönderildiği yurda gittiğimde sizin adresinizi ve bu çantayı verdiler. Çantayı getirmek o kadar da zor değildi ama Alison için önemli olduğunu ve onu mutlu edeceğini bilmek önemliydi." dediğinde Alison koşup öğretmenine sarılmıştı. Adam da ona sarılırken Hermione ve Pansy onları gülümseyerek izliyordu.
"Kardeşime göz kulak olduğunuz için çok teşekkürler Bay Morgan." Hermione içtenlikle teşekkür ederken adam ona dönmüştü. "Lütfen Henry deyin." dediğinde genç kadın onu başıyla onaylamıştı. "Eminim açsınızdır, lütfen mutfağa geçin." dediğinde genç adam "İşte buna hayır demem." diyerek ayağa kalkmıştı. Onlar mutfağa ilerlerken durmalarını sağlayan ise Pansy olmuştu. "Ben kendi evime geçiyorum." dediğinde Hermione anında kaşlarını çatmıştı. Bunu gören kadın ise gülümsemişti. "Kıyafetlerimi alacağım Hermione, bir yere kaçmıyorum." dediğinde ise anında çattığı kaşları gevşemişti. Alison bu sefer onun yanına geldiğinde ise sıkıca genç kadının elini tutmuştu. "Çabuk gel Pansy." dediğinde kıza gülümseyip "Sen nasıl istersen." dedikten sonra onu öpmüş ve evden ayrılmıştı. İki saniye sonra cisimlenmişti bile.
Hermione ve Alison ise misafirleri ile birlikte mutfağa geçmişlerdi. Hermione fincanlara çay doldurup masaya döndüğünde birini misafirine vermişti. "Paris'te tam olarak ne iş yapıyorsun Henry? Alison onu sert bir yurtta bulduğundan bahsetmişti ama çok ayrıntılı anlatmadı." dediğinde genç adam fincanını masaya bırakıp ona dönmüştü. "Ben Paris Sihir Bakanlığı'nda bakan yardımcısıyım." dediğinde genç kadın şaşırmıştı. "Bu kadar genç bir bakan yardımcısı görmemiştim." dediğinde adam gülümsemişti. "İltifatın için teşekkürler. Oldukça zor bir iş. Bakanlıktaki ilk işim ise büyücü yaptırımları dairesindeydi." dediğinde Alison hemen "Ablam Yaptırım Dairesi Başkanı." demişti. Henry ise "İlginç bir tesadüf." demişti. Hermione gülümserken ise anlatmaya devam etmişti.
"Yaptırım dairesinin yeni başkanı eski bir dostumdur ve Alison'dan da onun sayesinde haberim oldu. Küçük bir kasabada bir cadı olduğunun ve büyüdışıları korkuttuğunun haberini almış. Ama sonra cadıyı bulamadığını ve benden yardım istediğini söyledi. Kasabaya gidip bir kaç büyüdışıyla konuştuktan sonra ise nedenini anlamış oldum. O bir metamorphmagusdu. Onu bir yurda gönderdiklerini öğrendiğimde ise öğretmen kılığında oraya gittim ve Alison'la karşılaştım." dediğinde küçük cadıya dönmüştü. "Gözlerindeki zeka ve merak parıltısı büyüleyiciydi. Ama eğitimsiz olduğu belliydi. Sonra ailenizden haberdar oldum ve bunun da nedenini anlamış oldum. Büyüdışı bir aileden geliyordu. Bende onu Paris'in evsiz büyücü çocuklar için olan yurduna yerleştirdim ve ona büyüyü anlattım. Ama kaçtığını duyduğumda ise yıkıldım. Hiç bilmediği bir dünya ve insanların arasında yapamayacağını düşündüm ama O yine beni şaşırttı. Ta İngiltere'ye tek başına gelmek tam onun yapabileceği bir iş." dediğinde Alison ve Hermione kocaman gülümsüyordu. Genç adam "Tam bir savaş kahramanının kardeşi." dediğinde Hermione utanmıştı.
"Sadece kendi yetenek ve cesareti. Yılardır ailemi ararken ailem beni buldu. İyi ki kaçmış." dediğinde hepsi gülmüştü. Alison öğretmenine dönüp "Hemen dönecek misiniz Bay Morgan?" diye sorduğunda adam ona dönmüştü. "Buraya gelirken bakanlıktaki işimden ayrıldım. Ben aslında bir İngilizim ve buraya, eski evime dönmeye karar verdim. Burada bir iş bulup düzenimi kuracağım. Anlayacağın bir yere gitmiyorum Alison." dediğinde küçük cadı kocaman gülümsüyordu. "Belki buradaki bakanlıkta çalışırsınız Bay Morgan. Ablam size yardım eder." dedikten sonra ablasına dönmüştü. "Yardım edersin değil mi abla?" dediğinde Hermione kardeşine kocaman gülümsemişti. "Henry isterse tabii ki ederim. Benim için sorun olmaz." dediğinde genç adam kocaman gülümsemiş ve masadan kalkmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dramione & Savaştan Sonra
FanfictionSavaşa kadar bildiğiniz herşey aynı. Peki savaştan sonrası? Savaştan sonra herşey değişti. Ron ve Hermione yürütemedi. Draco'nun eşi Astoria öldü. Harry ve Ginny'nin çocukları oldu. George'un artık kalbinin yarısı yoktu. *Harry Potter evrenine ken...