1.Bölüm- 18 Yıl Sonra -

2K 101 179
                                    

01/04/2010 

Genç kadının adım sesleri Arnavut kaldırımlarında yankılanırken herkes yaptığı işi bırakmış onu izliyordu. O savaşın aslarından olan, en güçlü kahramandı ve bu bakışlar çok normaldi. Hele de savaştan sonra sessiz sedasız ortadan kaybolduktan sonra bir anda ortaya çıkması gerçekten ilgi çekiciydi. Kadın etrafına kaçamak bakışlar attığında gördükleri onu gülümsetti. Bir kaç genç kız ona hayran hayran bakıp el sallıyordu. Ve nereden geldiği belli olmayan bir kaç gazeteci onun fotoğraflarını çekiyordu. O ise tekrar önüne döndü ve karşısındaki binaya baktı. 

Weasley & Weasley Büyücü Şakaları

Aklına dolan anılarla burukça gülümsedi ve bir kaç basamak çıkıp dükkandan içeriye girdi ve o tanıdık iki simayı görünce donup kaldı. George Weasley etrafını çevirmiş çocuklara elindeki kusma pastillerinin nasıl çalıştığını anlatıyordu. Çocuklar ise meraklı bakışlarla onu dinliyordu. Kadın onun yanında görmeye alışık olduğu ama bir daha asla göremeyeceği manevi abisini hatırlayınca istemsizce gözleri doldu. Fred Weasley. Savaşın en büyük kayıplarından biri olan çocuğun gülüşünü ve onu çılgına çeviren şakalarını hatırlayınca burukça gülümsedi ve gözünden akan bir damla yaşı hızla sildi. Çok genç yaşta ölmüştü genç adam. Kadın bunu hatırladığında gözünden akan diğer yaşı durdurmadı. O şu anda abisinden daha büyüktü ve bu hiç adil değildi. 

"Hermione?"

Adını seslenen kişiye döndüğünde gülümsedi ve hızla ıslak gözerini sildi. Ronald Weasley dizdiği raflara yasladığı merdivenden inip hızla ona koştuğunda Hermione gülümsüyordu. Genç adam tam ona sarılacakken bir anda durdu ve kollarını göğsünde birleştirip  kaşlarını çattı. Karşısındaki cadıyı çok özlemişti ama aynı zamanda ona çok da sinirliydi. Hermione ise onun bir anda durmasıyla gelecek olan sözleri ve kavgaları şimdiden hissedebiliyordu. Ve karşısındaki adamın haklı olduğunu da biliyordu. Olabildiğince gülümseyip "İlk önce sarılıp sonra bağırsan olmaz mı Ronald?" diye sorduğunda genç adam omuzlarına kadar uzamış kızıl saçlarını sağa sola sallayarak onun önerisini reddetti. 

"İlk önce bana gidişinle ilgili mantıklı bir açıklama yapacaksın. Ondan sonra sarılırım. Ki büyük ihtimalle o açıklaman beni tatmin etmeyecek çünkü bir açıklaması olduğunu düşünmüyorum." dediğinde genç kadın adamın sesindeki kırgınlıkla kalbinin sızladığını hissetti. Savaş başlamadan önce aralarındaki dostluğu aşk zannedip savaş boyunca sevgili olmuşlardı ama bu ikisine de garip hissettirmişti ve ortak bir kararla arkadaş kalmışlardı. Savaş bittikten bir hafta sonra ise Hermione gitmişti. Ve şimdi Ron haklı olarak bir açıklama bekliyordu. Hermione derin bir nefes alıp ona döndü. 

"Bunu tek tek anlatmak istemiyorum Ronald. Hepinize tek seferde anlatacağım. Şimdi bana sarılır mısın? Seni çok özledim." dediğinde genç adam kabullenmiş bir şekilde kollarını açmıştı. Hermione ise hızla ona sarılmıştı. Bu uzun sarılmayı bölense tabii ki George Weasley'di. "Küçük bir cadı gördüm sanki." dediğinde Hermione gülerek Ron'un kollarından ayrılıp ona dönmüştü. George Weasley her zamanki gibi görünüyordu. Uzun boyu, kızıl saçları ve munzur bir yüz ifadesi. Ama genç kadın onun gözlerinin artık parlamadığını görebiliyordu ve bu tekrar kalbini acıtıyordu. Bunları kafasından uzaklaştırmaya çalıştı ve kollarını yukarı uzatıp olabildiğince karşısındaki abisine sarıldı. "Seni özledim George." dediği sırada ayrılmışlardı. George onun saçlarını karıştırıp "Bende seni özledim ufaklık." dediğinde ikisi de gülümsüyordu. 

George onların arkasındaki çatık kaşlarıyla Hermione'yi izleyen kardeşini gördüğünde sırıttı. "Birileri habersiz gidişinden dolayı hala sinirli Mione." dediğinde Hermione arkasındaki Ron'a dönmüştü. Hala daha kolları göğsünde onu izliyordu. Tekrar George'a dönüp "Sen sinirli değil misin? Bence herkes sinirli ve haklılarda." dediğinde George olumsuzca başını sallamıştı ve bu genç kadını şaşırttı. "Ben sinirli değilim. Hatta bende senin gibi uzaklaşmayı çok isterdim. Yani seni anlıyorum." dediğinde Hermione hızla onun beline sarılmıştı. Ona kızmayıp aksine onu anlayan biri vardı ve bu çok iyi hissettiriyordu. George küçük kardeşi gibi sevdiği cadının saçlarını destek verircesine okşuyordu. 

Dramione & Savaştan SonraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin