18.Bölüm - Dostlar -

304 23 44
                                    

Alison ve Scorpius bizi yalnız bırakmak için üst kata çıktıklarında Draco ve ben salona geçmiştik. Şöminenin yanındaki tekli koltuklardan birine geçip oturduğumda Draco'da tam karşımdakine geçmişti. İkimizde konuşmaya başlayamadığımız için şöminedeki ateşi izliyorduk. Draco "Jane..." dediği sırada Valm yanımıza cisimlenmişti. "Bir arzunuz var mıydı Bay Malfoy? Bayan Granger?" dediğinde Draco "Hayır yok, odaya kimse girmesin." demiş ve küçük ev cinini göndermişti. "Sanırım Scorpius ve Alison bir şeyler konuşmuşlar." dediğinde O'nu başımla onayladım. "Alison bana anlattı. Birbirlerine aramızda bir şey olursa sorun edip etmeyeceklerini sormuşlar." "Ve?" "İkisi de sorun etmiyormuş." dediğimde yüzünden geçen rahatlamayı görebilmiştim. 

Ama yüzü tekrar solduğunda bana döndü. "Sen bunu istemiyorsun, değil mi?" diye sorduğunda yerimde huzursuzca kıpırdandım. O ise devam etti. "Aramızda O anlamda bir şey olmayacak değil mi?" dediğinde gözlerinin içine bakıyordum. "İlk önce olmayacak diye düşündüm. Yeni bulduğum arkadaşlığını kaybederim diye düşündüm." "Böyle bir şey olmayacak Jane." "Bunu biliyorum. Kardeşim bana çok önemli bir şeyi hatırlattı." dediğimde merakla bana bakıyordu. "Ben arkadaşlarımı, dostlarımı kaybetmem Draco." dediğimde ikimizde gülümsüyorduk. "Alison bana seni sevip sevmediğimi sordu ve ben hayır diyemedim Draco." dediğimde şaşkınlıktan büyümüş gri gözleriyle bana bakıyordu. Küçük adımlarla bana yaklaşmaya başladığında yerimden kalktım. Tam ortada buluştuğumuzda uzanıp elimi elinin içine aldı. Sol eli sağ elimi tuttuğunda yara izlerimize bakıyordum. Ölüm Yiyen ve Mudblood. 

Draco baktığım yere baktığında kolumu kaldırdı ve yara izimi eliyle sevdi. "O gün Bellatrix'i durdurmadığım için ne kadar pişman olduğumu bilemezsin." dediğinde burukça gülümsedim. "Bir miladımız vardı, unuttun mu?" dediğimde gülümsedi. "Teşekkür ederim Jane." "Ne için?" "Beni bağışladığın ve üstüne birde sevginle ödüllendirdiğin için." dediğinde uzanıp yanağına bir öpücük kondurdum. "İyi olacağız Draco. Artık savaş yok, düşmanlık yok. Sen ve ben, Scorpius ve Alison. Hepimiz zor şeyler yaşadık. Artık birbirimiz ile beraber mutlu olacağız." dediğimde ikimizde gülümsüyorduk. "Çocuklara güzel haberi verelim mi?" diye sorduğunda sesindeki çocuksu tını beni gülümsetmişti. O'nu başımla onayladığımda elimi tuttu ve salondan çıkıp merdivenlere ilerlemeye başladı. 

***

"Dayanamıyorum Scorp, meraktan öleceğim." dediğinde Alison'a onaylamaz bakışlarımdan birini gönderdim. "Sende sabrın S'si yok Alison. Daha on beş dakika oldu." "Ne? On beş dakika mı? Ben artık dayanamıyorum." deyip kapıya yöneldiğinde O'nu kolundan tutup geriye çektim. Fazla hızlı çekmiş olmalıyım ki geriye gidip yatağıma düşmüştü. O'nun dağılmış halini görünce dayanamayıp gülmeye başladığımda çattığı kaşlarıyla bana bakıyordu. Saçları yavaş yavaş uçtan başlayıp ateş kızılına dönmeye başladığında anında sustum. "Üzgünüm Alison, komikti." dediğimde bir anda yataktan fırlayıp üstüme atladı. Elleriyle saçlarımı karıştırmaya başladığında O'nu durdurmaya çalışıyordum. "Hey, bir Malfoy'un saçı bozulmaz!" dediğimde babamın "Scorpius haklı." diyen sesini duymamızla birbirimizden ayrılmıştık. 

Alison hemen kafasını sallayıp saçlarını eski haline getirmişti. Ardından kolumu dürtüp "Bak." dediğinde gösterdiği yere baktım. Babam ve Hermione el ele tutuşuyorlardı. Hermione'nin yanakları kızarıp ellerini ayırdığında bakışları beni buldu. Sonra babama dönüp gülümsedi. "Scorpius ile özel olarak konuşabilir miyim?" dediğinde babam O'nu başıyla onayladı ve kolunu Alison'a uzattı. "Hadi gel Alison, aşağıda bekleyelim." dediğinde Alison ilerleyip babamın koluna girmişti. "Evet, gel biraz konuşalım Draco" dediğinde ben arkadaşımın söyledikleriyle gülmeden duramamıştım. Babamın başı dertteydi. Odada sadece ben ve Hermione kaldığında ikimizde yatağımın ucuna oturmuştuk. 

Dramione & Savaştan SonraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin