Herkese merhabalar, öncelikle bugün 4 Şubat, yani Işıksız bir aylık :)) ilk bölümden bu yana yanımda olan destek çıkan herkese çok teşekkür ederim. İlk yazdığım kitabımın pek okunmaması hevesimi kırsada bu kitap için aynı şeyleri düşünmüyorum. Birinci ayı tamamlamış olmak beni çok mutlu ediyor. Her neyse daha fazla uzatmayacağım iyiki varsınız. İyi okumalar.
Bölüm Drey'in ağzından.
Ashly nasıl olurda bir anda bu kadar değişebilir aklım almıyor. Bir konu konuşmak için beni çağırdı. Tam anlatmaya başlamıştı ki bir anda çok değişti.
İlk baş neler dediğini düşünüyorum da "Her şey aslında evimin balkonun da başladı böyle kendi çapımda bir oyun oynuyordum." demişti ve gerisi yok. Aslında normal olarak gerisi yok. Anormal tarafı ise olayın, bir anda bana olan bütün nefretini ve sinirini kusmasıydı. Benden bu kadar nefret ettiğini düşünmüyordum. Bunları geçtim ancak o kadar insanın içinde bağırması hiç hoş değildi hala beynimde dolanıyor sesi..
Her şey aslında evimin balkonun da başladı böyle kendi çapımda bir oyun oynuyordum. Dursana bir dakika senin gibi bir aptala neden bunları anlatıyorum ha ?!? Hayatım boyunca senden tiksindim Drey.. Popülerliğin yüzünden beni görmezden geldin hep Drey.. Dreysyan Glob. Hahah! Git artık seni bir daha görmek istemiyorum! Cehenneme git Dreysyan !!
Sesi hiç olmadığı kadar gür ve sertti. Onu inciticek ne yaptığımı bilmiyorum. Açıkçası artık öğrenmek de istemiyordum. Bir anda kapının önünden tıkırtılar geldi ve sonra zil çaldı. Salon da oturduğumdan sesi rahatlıkla işitebiliyordum. Kapı deliğinden baktım ancak kimse gözükmüyordu. Ashly olabilir mi diye düşündüm fakat bir kez bile arayıp özür dilemeyen kız kapıma mı gelecekti ? Neyse diyip, kapıyı açtım. Delikten baktığım gibi aynıydı kimse yoktu. Bahçe kapısı hafif aralıktı ancak rüzgardan olduğunu düşündüm. Tam içeri giriyordum ki paspasın üzerinde duran kağıda gözüm ilişti. Yere doğru eğilip kağıdı elime alıp tersini çevirdim.
Sadece gör ve karar ver.
Yazan yazıyı anlamaya çalışıyorken Bayan Kendrick çitlerin önünden bana doğru sesleniyordu.
"Geliyorlar! Geçmişden gelenleri hissedebiliyor musun? "
"Hayır bayan, ha-hayır." Bayan Kendrick'den oldum olası korkmuştum. Herkes ona deli diye hitap ederdi. Yıllardır bu kasabadan ayrılmıyor. Ailesi var aslında ama bütün aklını ruhlarla bozduğu için ona bakmaktan vazgeçmişler. Elimde ki kağıtla hızla içeri girdim. Kapıya kafamı yaslayıp olan biteni anlamaya çalışıyordum. Salona döndüğüm de koltukta oturan bir adam vardı.
Evime nasıl girdiği konusunda fikrim yoktu ancak gözleri resmen esir almıştı beni. Gözlerinin siyahı büyüdükçe yerimden kıpırdamam zorlaşıyordu. Az sonra gözün beyaz kısmından eser kalmamıştı. Oturduğu yerden sadece gözlerime bakıp ağır bir güç kullanıyordu. Üşüdüğümü hissettim. Yavaş yavaş bedenim buz kesiyordu.
-- Ashly Jenkins
Saatler önce telefonunu aramalara kapatmış olan Drey beni korkutuyordu. Fia'yla zaman geçirmenin iyi geleceğini düşünüp onunla resim çiziyordum. Aslında o çiziyor bana gösteriyordu.
"Ablaa! Bakk nasıl olmuş." Fia'nın dürtmesiyle kendime gelip resime baktım. Kağıtta bir adam ve elini tutan ufak bir kız çocuğu vardı. Adamın gözleri büyük ve tamamı kapkaraydı. Kız ise sarışın. Aynı Fia gibi.
"Canım bunlar kim? "
"O adam. Rüyamda gördüğüm adam. Bana parka gideceğimizi söyledi. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Işıksız (ASKIDA)
Mystery / ThrillerGece miydi karanlık olan yoksa yaşadıklarımız mı daha karanlık siz karar verin. Gizem ve gerilim düzeyinde bir kitapla yeniden burdayım.