Balo gecesi için herkeste ayrı bir telaş varken gayet rahat bir şekilde kot şort ve tshirtimi ayarladım. Her şey bitti de tek sorunum kıyafetti sanki. Bir de onlarla uğraşacak halim ve zamanım yoktu. Geçen hafta karne gününden sonra, cebimde getirdiğim plakayı hala inceliyordum. Kapımın tıklanmasıyla korktum bir anda, aceleyle cebime koydum ve gel diye seslendim. Annemi kapının diğer tarafında elinde bir poşetle görmem beni şaşırtsa da tepki vermedim.
"Evet?"
"Ash, biz babanla düşündükte mezuniyetine gelemediğimiz için üzgünüz bu yüzden sana balo da giymen için bunu aldık, hadi giy de görelim. "
"Cidden mi? Hah, üzüldünüz? Siz? Güldürmeyin lütfen. "
"Ashly lütfen dediğimi yap. Baban ve ben bu elbiseyi gece giymeni istiyoruz."
Bu kadardı işte ailemiz bu kadardı. İstesem giymeyebilirdim ama bir ton laf işitmek istemiyorum. Eteğinde ve omuz kısımlarında işleme olan siyah elbisemi giydikten sonra topuklu ayakkabılarımı da giydim. Saçlarımı açık bıraktım ve komple siyahtan oluşmuştum. Elbiseyi her ne kadar beğensem de ailem aldığı için hoşuma gitmiyordu.
Odamdan çıktığımda annem ve babam onaylayan gözlerle bakıp yakıştığını söylediler. Benim gözüm Fia'yı arıyordu. Hızla odasını gittim mışıl mışıl uyuyordu yine prenses. Yanağından hafifçe öptüm uyanınca yanağında ki kırmızı ruju görüp benim oldugumu anlayacaktı. Arkamı döndüğüm de aynada bir hareketlenme vardı. Yavaş yavaş yaklaştım ve tam karşısında durdum. Gözlerime inanamıyordum ayna bayrak gibi dalgalanıyordu. En son bir tahtaya tırnaklarını sürterek çekermiş gibi ses çıkmaya başladı uzun ve sivri tırnakları aynayı çizerek yazı yazıyordu. Ses o kadar gürültülü ve tizdi ki kulaklarımı tıkamak zorunda kaldım. Fia'ya baktığımda hiç bir şey yokmuş gibi uyuyordu. En ufak sese uyanan kardeşimin hala uyuyabilmesi beni daha da şaşırtmıştı. Ses kesildiğinde aynaya dönüp baktım.
Güzel olmuşsun Ash, bu gece benimle dans eder misin?
Nasıl tepki vereceğimi bilemedim. Aynaya yöneldim. Elimi demin kazıyarak yazdığı yazıda gezdirdim ve direk yok oldu, o anda içeri babam girdi. Sanırım o da hiç bir ses duymamıştı.
Az sonra kapı çaldı, beni almaya gelicek olan Drey olmalıydı. Drey, Dreysyan Glob. Nadir de olsa birlikte vakit geçirdiğim tek erkek olan arkadaşım. Bu gece partnerim olmak istediğini söylediğin de kıramadım. Gidip kapıyı açtım. Karşımda takım elbisesiyle oldukça şık duruyordu. Birbirimize olan iltifatlardan sonra çıkıp arabasına bindik. Balo gecesi, herkesin ortak kararıyla önce bir bar daha sonra ilerleyen saatlerde topluca geniş ormanlık alanda ki yapılan kampla sona ericekti. Şimdi bara doğru yola çıkmıştık. Değişik konular açıp sohbet etmeye çalışsa da hiç konuşasım yoktu. En sonunda o da pes etti zaten. Dar yollardan geçiyorduk gideceğimiz yer kasabadan uzaktaydı.
Can sıkıntısından başımı cama yasladım ve yoldan geçerken ki tabelaları ve yanındakileri sayıyordum.
1 , yanında bir motor ve ağaç
2, bir adam
3, bir adam ve ağaç
4, bir tane daha adam
5, yine bir adam mı?
6, bir saniye..
7, aynı adam!?!
Ağzım açık geçtiğimiz her tabelanın yanında bulunan adamları düşünüyordum. Hepsi aynı kişiydi ve doğrudan bana bakıyordu. Siyah. Sadece siyahtı ve yüzünü yine görmemiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Işıksız (ASKIDA)
Mystery / ThrillerGece miydi karanlık olan yoksa yaşadıklarımız mı daha karanlık siz karar verin. Gizem ve gerilim düzeyinde bir kitapla yeniden burdayım.