Kavuşma

68 3 0
                                    

Yazdığım paragrafı masanın üzerine bırakarak bekledim. Bir kaç saniye içerisinde her yerin dağılıp savrulmasını beklerken, oda beni şaşırtan bir sakinliğe hakimdi. Gururlu bir ifade yerleşmiş olan yüzüm, yavaşça umudunu kaybediyordu.

Ya yanlış bir tahmin yaptıysam? Diye düşünmekten kendimi alamadım. Sessiz olup aynanın karşısına geçtim. Gördüğüm yansıma hayretler uyandırıcıydı. İkizler masamın başında durmuş kağıdı okuyorlardı. Doğru ya onlar burdaydı. Sessizliğimi koruyarak onların yüz ifadelerini inceledim, şuan kağıda sinirli bir yüzle bakan ve uzun olan Kelvin'di ondan emindim artık. Diğeri ise Harrlin, hafif bir tebessümle okuyordu. Yazı bittiğinde ikiside derin bir nefes aldı ve yansımada gördüğüm kadarıyla arkama geçtiler. Sol omzumun arkasında Kelvin, sağ omzumun arkasında ise Harrlin vardı. Kelvin elini kaldırarak omzumun üzerinden aynaya dokundu. Arkamı dönüp baktım, yoklardı, tabii ki olmalarını beklemiyordum. Tekrar aynaya baktığımda gitmişlerdi ancak ayna da bir yazı duruyordu.

Birinci bilmeceyi çözdün, tebrikler zeki kızsın. Söz verdiğimiz harita, Adam Winston'un evinde saklı.. Sırada ki görevinde başarılar dilerim.

İlk bilmeceden sonra haritayı verecekler sanıyordum. Peki bunu nasıl başaracaktım? O eve Bay Winston'la konuşarak giremezdim. Sakladığı çok şey bulunuyordu. Yapılabilecek tek şey vardı, Adam'la yakın olmam gerekiyordu ancak ve ancak o eve bu şekilde girebilirdim. Bir nevi Adam'ı kullanmış olacaktım, bu çok can sıkıcıydı. Yatağıma uzanıp gözlerimi tavana diktim. Oyun, hep oyun oynuyorlardı. Ruhları çocukluğa açtı onların...

Düşünürken uyuyakalmıştım. Baş ucumda ki saate bakıp gözlerimi ovuşturdum. Saat öğlen oluyordu. Telefonumun yanan ışığıyla birlikte ona uzanarak aldım. 2 mesaj ve bir cevapsız çağrı vardı. Adam mesajında beni kahvaltıya çağırıyordu ancak benim uyanmadığımı fark edince aramış da.. Geri arama yaparak Adam'ı aradım.

Adam: Alo, Ash sonunda uyanabildin.

Ashly: Çok yorgundum uyuyakalmışım. Mesajını şimdi gördüm.

Adam: Madem kahvaltı edemedik, bir öğlen yemeğine ne dersin?

Ashly: Çok teşekkürler, yarım saat sonra beni alırsın.

Adam: Tamamdır, görüşürüz.

Ashly: Görüşürüz.

Adam'la aram iyi olmalıydı hatta öyle bir düzeye gelmeliydik ki evlerine gitmeliydim. Bu yüzden oldukça şık giyinmeye çalıştım her ne kadar tarzım olmasa da saçlarımın uçlarına hafif dalgalar yapıp topladım. On dakikam kalmıştı, makyajımı da yapıp aynada kendimi süzdüm. Beğenilmeyecek bir kız da değildim aslında ama bu olayların başladığı gün beni terk eden sevgilimden sonra hiç bir erkek için özel bir şeyler yapıp özel hissetmemiştim. Hem bunca olayın içinde neden ve nasıl ilgilenebilirdim ki. Kafam bu sorularla bulanırken kapı çaldı, gelen Adam'dı.

Baştan aşağıya beni süzdükten sonra ufak bir ıslık çalarak gülümsedi. Bu tavrı beni de gülümsetti ve aşağıya inip arabasına bindik. Gideceğimiz yerin Cafe B'ella olduğunu duyunca mutlu oldum. Çünkü manzarası gayet hoş ve oldukça eski bir mekandı.

Kafenin önünde durunca hızla indim ve tüm kasabayı tepeden izlemenin keyfini sürdüm. Arabayı park edip yanıma gelen Adam'la beraber içeriye girdik. Eski bir yer olması içeriye ayrı bir hava katmıştı, ahşabın sıcaklığı ve samimiyeti, insanların keyifli sohbeti bu mekanı canlı kılıyordu. Arka taraflardan bir masaya yerleşip yemeklerimizi sipariş ettik. Söze ilk giren o oldu.

*******
Geç yayınladığım için özür dilerim yaz tatili yaklaşıyor daha sık paylaşabilirim artık, keyifli okumalar.

Işıksız (ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin