İkizler

155 13 4
                                    

Sizlerden herhangi bir vote veya yorum sınırı istemiyorum fakat emeğe saygı açısından gizli okuyucular kendini belli etse iyi olur :) Bölüm okunma sayısı 80 ve üzeri olunca bölüm paylaşmaya karar verdim lütfen takipte kalın :)

Garson siparişleri getirip uzaklaşınca konuşmaya ilk Nancy Teyze başladı.

"Ash, biliyorsun ben uzun yıllardır büyü ve falla uğraşıyorum ve buraya gelme amacım da tam da bu.. Yani evde konuşmak istemedim başbaşa daha iyi olur diye düşündüm. " Anlamayan gözlerle Nancy Teyzeye bakarken o konuşmaya devam etti.

"Geçen gece rüyama biri girdi, simsiyah bir genç. Konuşuyordu ama anlaşılmıyordu pek.. Nasıl desem anladığım tek şey senin ve Fia'nın adı oldu. Bunun üzerine uyanınca direk ruh çağırma seansları yaptığım odama geçtim. İletişim kurduğum anda ilk kez farklı hissettim tümüyle bir ruh değildi. Eksikti. Hırslı ve kızgındı. Aradaydı o. Ve istediğini almadan gitmeyecek gibiydi." Gözlerimi kocaman açmış onu dinliyordum.

"Son günlerde tuhaf bir şey oldu mu veya hissettin mi? " diye ekledi. Ona anlatıp anlatmama arasında kararsızdım. En son Drey'e anlatınca aklıma olanlar geldi ve çok fazla tedirgin oldum. Nancy Teyze bunu anlamış olacak ki garsondan kağıt ve kalem istedi. Yüzünü bana yaklaştırdı ve fısıldarcasına konuştu.

"Onunla nasıl iletişime geçtiğini buraya yaz ve adını da."

Korkarak da olsa yazdım. Daha sonra kağıdı Nancy Teyzeye uzattım fakat tam eline yaklaştığı anda tutup ters çevirdi ve okumadı. Şaşırarak onu izliyordum.

"Yemeğin bittiyse kalkalım canım?" Başımı evet anlamında salladım ancak hala neler olduğunu bilmiyordum. Dışarı çıktığımızda hava iyice kararmıştı. Nancy Teyze arabanın arkasına geçip yere oturdu. Az önce ki kağıdı önüne alarak ellerini üzerine bastırdı. Sessizce onu izliyordum. Biraz sonra yerde ki kağıdı elinde ki çakmakla aleve verdi. Kağıt kül olmaktan çok parcalar ayrılıp zeminde alevli yazılara dönüştü. Demin kağıda yazdıklarım alevle yerde yazıyordu.

DÜŞÜNCE  YOLUYLA  İLETİŞİM  KURDUK  ADI  KELVİN.

Nancy Teyze okuduktan sonra üfleyerek hepsini söndürdü. Şaşkınlıktan ağzım son derece açıldı. Bana dönüp ayağa kalkarken onun hakkında hiç bir şeyi başkasına direk anlatmamamı söyledi yoksa o kişiye musallat olurmuş. Birden Drey geldi aklıma.

"Senin şu yakın arkadaşın gibi mesela.." dedi. Beynimi okudu sanmıştım fakat o kadar dalmışım ki, sesli düşünmüştüm. Arabaya binip eve gidene kadar konuşmadık. Sorunlar, gizemler, çözülmesi gereken problemler gittikçe artıyordu.

Eve geldiğimiz de annem yapmacık bir gülümsemeyle teyzeme gülümsedi. Vakit oldukça geç olmuştu. Herkes usulca odasına çekildi ve uyudu.

Sabah uyandığımda ilk kez çok rahat yatmıştım hiç kalkasım yoktu ve etrafı inceliyordum. Notların bulunduğu duvara bakınca çok fazla not bulunduğunu gördüm ama umursamadım. Bugün Nancy Teyzeye rica edip kamp yaptığımız yere gitmek isteyecektim. Kelvin'in evi olduğunu tahmin ettiğim eve açıkçası.

Kahvaltıdan sonra arabayla yola çıktık. O kadar uyumama rağmen hala esniyordum. Uzun bir süreden sonra oraya gelmiştik. Nancy Teyze, onun ismini vermeden konuşmamı istiyordu. O yüzden eve de onsuz girecektim herhangi bir pot kırmam onu evde tehlikeye atardı.

Tüylerim diken diken olmuştu aşırı derecede korkuyordum. Korku filmleri bu evin yanında halt ederdi. Usulca gıcırdayan merdivenlerden çıktım. İki katlı bir ahşap evdi. Kapının kulbunu tutup çevirdim, ne şans ki açıktı belki de bilerek öyleydi, bilmiyorum.  İçeri girdiğim de rutubet kokusu burnumu sızlattı. Giriş direk hol ve mutfağa açılıyordu. Merdivenle üst katta ki odalara çıkış vardı. Mutfakta gezindim. Her yer tozluydu. Bir parmaktan fazla kalınlıkta toz vardı. Eşyalar o kadar eski o kadar soluktu ki onları tarif edebilen tek kelime antika olmalıydı. Mutfakta her şey yerli yerindeydi. Çekmeleri açınca içleri tamamıyla örümcek ağı kaplı olması dışında her şey iyi gözüküyordu. Tüm dolapları açtım, Drey'i kurtarmam için gerekli olan dolabı arıyordum. Yoktu. Hızla merdivenlere yöneldim. Yukarı çıkarken duvar kağıdı gözüme çarpmıştı. Ufakta olsa yukarıdan aşağıya doğru yırtılmış ve merdivenin son kısımlarında bu yırtığın arasında kan izleri duruyordu.

Yırtılmış duvar kağıdında elimi gezdirdim. Kanlı olan kısımın sonunda ki bir kaç parça küçük tırnak, içimi sızlattı. Bunlar Kelvin'in tırnağı ve tırnak izleriydi. Kaçırıldığı gün olmuş olmalıydı. Gitmemek için duvarlara tutunmak istemiş ama olmamıştı.. Daha fazla bakamayarak yavaş yavaş merdivenlerden çıktım. Üst katta 3 oda vardı. Daha öncede hayal olarak bilsem de koridorun sonunda ki oda oturma odasıydı merdivenin tam karşısında ki odaya girdim. Çift kişilik bir yatak dolap ve aynadan oluşan yatak odasıydı. Yıpranmış bir perde içeriye giren ışığı kırıyordu sadece. Orada da tüm dolaplara baktım ancak herhangi bir şey yoktu. Çaprazda ki odanın Kelvin'in odası olduğunu tahmin ediyordum. Usulca kapıyı açtım ve içeri girdim. Yer de eskimiş bir halı ve iki çift yatağın arasında bir sehpa vardı.  İki çift yatak mı?  Kelvin'in kardeşi mi vardı?

Sehpanın üzerinde eski bir çerçeve ve resim bulunuyordu. Ve çerçevenin kenarında "İKİZLER" yazıyordu. İkizler mi? Kelvin'in bir ikizi daha varsa ona ne olmuştu? Sorular soruları kovalarken odayı gezmeye başladım. Ufak bir dolapta bir kaç parça kıyafet vardı sanırım durumları pek iyi değildi. Ayaklarımı genelde sürterek yürüdüğümden hep bir şeylere takılırdım. Şu anda da olduğu gibi.. Halıya baktım ancak herhangi bir şey yoktu fakat altında olan şey, her neyse ayağım ona takılmıştı. Hızlıca halının ucunu kaldırdım. Oluşan toz dumanında bir kaç kez öksürsem de şimdi iyiydim. Oda karanlıktı pek bir şey göremiyordum ama sol tarafımda bir gaz lambası vardı. Cebimde ki çakmakla onu da yakıp elime aldım. Yere baktığımda gördüklerime inanamadım.

Aşağıya doğru açılan bir kapı ve üzerine kalınca takılan kilit. Kapının etrafında da tonlarca karışık, sembollü yazı. Kilidi elime aldığımda incelemeye başladım. Acaba nasıl açabilirdim bu kilidi? Evde illaki anahtarı olmalıydı. Salona bakmamıştım hızla odadan çıktım. Salonun kapısını açıp içeri girdiğimde direk dolaplara yöneldim, evden sesler geliyordu. Uğultular, konuşmalar derken iyiden iyiye korkuyordum. Kendimi sakinleştirme çabalarım işe yaramıyor üstelik anahtarı bulamıyordum. Sesler o kadar yükselmişti ki arkamı dönsem sanki orada görecekmiş hissi veriyordu.

Ve aynen de öyle oldu arkamı döndüğüm de Kelvin dahil herkes burdaydı.

Medyayı güncelledim arkadaşlar. Solda ki Kelvin diğeri ise yeni ikizimiz

Işıksız (ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin