'Ash nasıl oldu bilmiyorum ama ilk gördüğüm günden beri aşığım sana.' demesiyle benim hain planıma bir kapı aralamıştı. O kadar kasılmıştım ki ne diyeceğimi bilmiyordum. Onun da başına bir şey gelmesinden korkuyordum. Çünkü kimi sevdiysem gidiyordu ve artık dayanamıyordum. Adam beğenilmeyecek bir erkek değildi ama bu durumda ona ilgi duymam ikimizi de sıkıntıya sokardı. Ona anlatabilmeyi isterdim bana yardımcı olmasını isterdim ama yapamadım. Ufak bir tebessümle ona baktığımda, soran gözlerle beni izliyordu. Her şey Fia için diye düşünerek bu sefer oyunu ben oynamaya başladım.
"Bende sana aşığım Adam, söyleme cesareti bulamadım kendimde. Şuan çok şaşırdım o yüzden cevap veremedim üzgünüm."
"Aman Tanrım! Ash beni çok korkuttun. Kötü bir şey söyleyeceksin sandım. Bunu duyduğuma çok sevindim."
Sadece gülümsemekle yetindim. Daha sonra siparişlerimiz geldi, yemeğimiz bitince Adam hesabı ödemeye giderken bende lavaboya yöneldim. Aynaya bakıp saçımı ve makyajımı düzeltirken hemen yan tarafa sıkıştırılmış bir not kağıdı buldum.
"Çok güzel olmuşsun Ash. "
Daha önce de böyle not bıraktığından alışmıştım, korkmuyordum. Fakat bu oyunun bir galibi olacaktı. Eğer kazanamazsam tüm her şeyimi elimden alacaklardı. Sonsuza dek. İzin vermeyecektim. Fia için her şeyi göze alırdım ve oyunu kazanacaktım. Üzerimi düzeltip dışarı çıktığımda Adam beni bekliyordu. Koluna girmemi işaret edercesine kolunu bana doğru uzattı. Hafifçe koluna girip çıkışa doğru ilerledik. Saate baktığımda çoktan 2 olmuştu. Arabasına bindiğimizde bir süre öylece konuşmadan oturduk. Ben bundan sonra nasıl bir tavır takınacağımı düşünüyordum. Sevgili olayları beni biraz kötü etkiliyordu zaten bir de Adam'ı terk edicek olduğumu bildiğimden çok da umursamamayı düşündüm. Sanırım Adam bunları düşündüğümü bilse çok kırılırdı ama başka çarem yoktu. O eve girecektim en kısa sürede çünkü zaman aleyhime işliyordu. Her geçen saniye beni, bizi zarara uğratabilirdi. O evde ki harita belki de oyunun sonuydu.
"Ash? Orda mısın? "
"Aah evet dalmışım, ne oldu? "
"Nereye gidelim diye sorucaktım ama baktım ki çok uzaklara dalıp gitmişsin, nedir seni bu kadar düşündüren? "
Adam'ın gözlerinden ayırmadığım gözlerim onun bu kibar sorusu karşısında dolmadan duramadı. 'Size gitmeye ne dersin hem birlikte vakit geçiririz?'. Adam bu sorum karşısında şok olmuş vaziyette önce bir duraksadı daha sonra başını iki yana gülerek salladı. 'Bizimkiler iş seyahatine çıkmışlardı bende bunu sana teklif etmeyi düşündüm ama çekinmiştim. Beni cidden rahatlattın, öyleyse marketten bir şeyler alıp eve dönelim?'. 'Olur' diyerek kısa bir cevap verdim. Sonra da yol boyunca aklımda planlar kurdum.
Markete girdiğimizde Adam bir araba alarak hızla atıştırmalık reyonuna ilerledi onun arkasından yavaş yavaş bende gidiyordum. Telefonuma bir mesaj gelmesiyle titremeye başladı. Elimi cebime atıp gelen mesaja baktım.
HADİ OYUN BAŞLASIN!
Başımı kaldırdıp hemen Adam'a baktım içki rafını inceliyordu koşarak yanına giderken yan taraftaki aynalarda kendimi görünce duraksadım. Burada önemli olan ben değil arkamda ki reyonların arasında dizilmiş olan onlarca üstü başı dağılmış yüzleri yanmış varlıklardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Işıksız (ASKIDA)
Mystery / ThrillerGece miydi karanlık olan yoksa yaşadıklarımız mı daha karanlık siz karar verin. Gizem ve gerilim düzeyinde bir kitapla yeniden burdayım.