Çatalımı ağzıma yavaşça götürürken Anne ve Robin'in yaptığı şakaya gülerken kasıklarımda hissettiğim temasla masada karşımda oturan Harrye döndüm. Elindeki peçeteyi ağzının kenarını gülerek sildikten sonra tabağının yanına koyarken birden ayaklarını çekince vazgeçtiğini sanıp yemeğimi yemeye devam ettim.
Sadece çatalımı önümdeki ete batırana kadar kasıklarımdan ayrılan ayakları geri aynı yere dönünce masadakilerin birbiriyle konuştuğunu gördüğüm anda kafamı masanın altına eğip ayağını tuttum.
İkimiz de o kadar doluyduk ki ayaklarını aletime sürtmeye beş dakika daha devam etse masadakileri unutup inleyerek kendimi bırakacağıma emindim. Ayağını elimden çektiğinde bakışlarım aletimi bulunca uzaktan bile bakılsa ben buradayım diyecek gibiydi.
Naparsam yapayım boşalana kadar bu şişlikten kurtulamayacağımı biliyordum. Masanın örtüsünü biraz daha üstüme çekip şişliği gizlemeye çalışarak kafamı hiç kaldırmadan yemeğimi yemeğe başladım çünkü kaldırdığım anda Harryle göz göze geleceğimize emindim ve göz göze geldiğimiz an az önce yaptıklarından da fazlasını yapacaktı ki o zaman ben de kendimde onu durduracak gücü bulamayacağımı biliyordum.
Masadaki su bardağına uzanırken bile kafamı kaldırmamaya çalışıyordum ta ki Anne 'Harry Styles kaç yaşında olursan ol sofrada telefon yok' diyine kadar kafamı kaldırdığım anda hala kafasını telefondan kaldırmadan konuşan Harryi görmem şaşırtıcıydı çünkü genelde sofrada telefonla oynanmamasını söyleyen taraf o olurdu ' annee çocuklar gruba mesaj atmışlar ona bakıyorum louis sen de bak bence bugün hastahanede gördüler ya bizi merak etmişler'
Telefonu çıkarmak için elimi cebime atacakken hala bariz bi şekilde belli olan aletime sertçe çarpınca ağzımdan çıkan acı inlemeyle masadakiler bana dönünce ' sorun yok sadece yanlışlıkla ayağıma bastım' dediğimde harry kahkahasını tutmak için dudaklarını ıssırıyordu.
telefonu elime alıp kilidini açtığımda mesajı çocukların değil Harry'nin gönderdiğini görünce az önce içmeden elimden bırakmak zorunda kaldığım suyu yudumlarken mesajlara girdim
My Medicine: lou elindeki suyu yanlışlıkla pantalonuna dökmüş gibi yap
My Medicine: sonra üst kattaki tuvalete çıkıp beni bekle
My Medicine: yüzüne baktığım anda bile dokunsam boşalacağın belli oluyor
My Medicine: ama inan aramızda hiç fark yok:)
Telefonu kitleyip masaya bıraktıktan sonra herkesin geri önüne dönmesini bekledim. Ki bu da çok uzun zamanımı almamıştı. Herkes çok aç olduğu için anında dönüp yemeklerini yemeye devam etmişlerdi. Harry telefonu ilk elime aldığım andan beri ne yapacağımı kontrol ediyor gibi gözlerini ayırmadan beni izliyordu. Yavaşça masadaki peçeteyi elime alıp ağzımı sildikten sonra hala dolu olan su bardağını elime alıp Harry hariç kimsenin bana bakmadığına emin olduktan sonra gözlerim hemen gözlerini buldu. Bardağı gözlerimizi ayırmadan yavaş yavaş pantolonuma dökerken gülüşü dudaklarından çok gözünden okunuyordu çünkü resmen gözleri parlıyordu.
Suyun tamamı üstüme dökülünce geri tabağına dönünce bardağı masaya bırakıp yanlışlıkla dirseğim çarmış gibi yapıp yere düşmesini sağlayınca telaşa ayağa kalıp 'ayy bi anda kolum çarptı çok özür dilerim' dediğimde Harry o kadar güzel yalandan şaşırmış gibi yapıyordu ki ona bakmaktan dibime gelen Anneyi fark etmemiştim.
'Saçmalama oğlum ne özrü sen git pantalonunu değiştir gel hadi bi şeyin yok değil mi?' elimle pantolonumun önünü tutarak saklamaya çalışıyordum 'yokk anne bi şeyim merak etme sen ben bardağın parçalarını kaldırıp öyle gideyim üstümü değiştirmeye' anne konuşmadan harry olduğu yerden kalkıp yanımıza geline 'çabuk git altını değiştir loulou ben toplarım üşütürsün böyle' dediğinde masadakiler aklından geçenleri bilmedikleri için Harryi onaylarken annem 'Harry bebeğim sen de çık louisle birlikte biz masayı toplayana kadar dinlenin birlekti yoruldunuz bugün' harry yalandan itiraz etmeye başlayınca Robin'in 'harry ve lou hemen odanıza gidip dinleniyorsunuz bir daha tekrar etmeyeceğim' demesiyle Harrynin elini tutup merdivenlere çektim.