*Louis'in anlatımından* Yaptığımız ufak tatilden sonra 1 aylık turneye çıkmıştık ve bu turneden sonra hepimizin dinlenmeye ihtiyaci olduğu için uzun süre konserlerimiz yoktu biz de hep birlikte evlerimize ailelerimizin yanına gitmeye karar vermiştik. Çocuklardan ayri kalacak olsak da çok garip bir şekilde harryle doğup büyüdüğümüz evler birbirine 10 dakika mesafedeydi. Bunu ilk duyduğumuzda ikimiz de gereksiz yere daha önceden tanışmadığımız için çok sinirlenmiştik. Evimizden ayrılmış doğup büyüfüğümüz evlere gidiyorduk. Ben arabayı sürerken harry arbada ardı ardına çalan Queen şarkılarını söylemeye daha doğrusu şarkıları hissetmeye devam ediyordu BohemianRhapsody başladığında yüzüne bakmasam da ne kadar heyecanlandığını tahmin edebiliyordum çünkü bu şarkıya resmen aşıktı melodilerine kadar şarkıyla birlikte mırıldandı 'Mama, just killed a man' bölümü gelince her zaman dinlediğimizde yaptigi gibi elini silah sekli yapıp kafama dayadı 'ahhh yücr hazza acı bana ben zaten senin aşkınla ölüyorum' kıkırdayıp gözleriyle susmamı anlatmaya çalıştı 'Put a gun against his head. Pulled my trigger, now he's dead' hala silah seklindeki eli kafamdayken ateş etmis gibi yapıp şarkıyı söylemeye devam etti. 'Harry biz cidden hiç normal sevgililer gibi randevuya çıkmadık farkında mısın?' Harry radyonun sesini kısıp oturduğu koltuktan bana döndü 'Cidden louis 3 yıldır birlikteyiz ve sadece ilk sevgili olduğumuz zaman baş başa yemek yemeye gittik ondan sonra hep evde olmak zorundaydık aslında sorub değil ama garip hissettriyo' 'Artık saklamak zorunda değiliz sevgilim bu tatilde içimizde kalan her şeyi yapalım istiyorum' harry direksyondaki elimi tutup kendine doğru çekti parmaklarımızı kenetledikten sonra yavaşça dudaklarına götürüp öptü 'hiç romantik ve normal bir başlangıç yapmadık ama bu dünyadaki bütün çiftlerden daha mükemmel oldugumuza eminim. Bunun için bişey yapmanıza gerek kendini buna zorunda hissetme ben senin yanındayken asla eksik hissetmiyorum' 'Saçmalama hazza ne zorunda hissetmesi. Ama sana söz veriyorum bu tatilde her gün seni daha da şaşıracağım' bu sefer harry'nin elini öpen bendim. Geri kalan yol boyunca sevdiğimiz şarkıları bağıra bağıra söylemiş bolca kahkaha atmıştık ama ellerimizi hiç ayırmadan.
Arabayı park edince uyuya kaldığı hâlde elimi sıkı sıkı tutan Harrye döndüm yola çıkmadan yarim saat önce uyandığı halde araba her zaman uykusu gelirdi bir süre uykuya dalmamak için son ses şarkı açar ama sonrasında ona rağmen uyuya kalırdı. Kontağı kapattıktan sonra kemerimi çözüp Harrye döndüm yavaşça gözündeki gözlüğü çıkarıp ceketimin iç cebine attım yavaş yavaş saçlarını okşadım her ne kadar burda sonsuza kadar kalmak istesem de ikimizin de ailesinin içerde heycanla bizi beklediğine emindim 'sevgilim uyan hadi geldik' huysuca yuzunu buruşturduğuğunda saçlarına bir öpücük kondurdum 'Hazza hadi ama hayatım simdi kalkmazsan içeri girip kızlara uyanmadigini söylemek zorunda kalacağim enimim ki özellikle daisy ve phoebe olmak üzere hepsi buraya gelip seni gıdıklamak için çok heveslidir' gozlerini bi anda açıp kemerini çözdü 'Sakın lou sakın bak kalktım sevgilim eminim ki bütün tatil boyunca her gun fatkli şekillerde uyanacağım zaten şimdilik sakince uyanmam en iyisi' ikimizde arabadan inip bagajdaki eşyalarımızı aldık biz bahçe kapısını açtığımız anda evin kapısı açılmış önden daisy ve phoebe koşarak gelirken félicité, gemma ve lottie de koşar adımlarda yürüyerek bize geliyordu ikizler aynı anda üstümüze atlayıp ikimize de sıkıca sarıldı ikisinin de bırakmaya hic niyeti olmadığı belliyken gem, félicité ve lottie onları çekiştirip kendileri sarılmaya çalışıyordu ikizler sonunda pes edince gemma bana lottie ve félicité de harrye sıkıca sarılmıştı artik bu duruma alışmıştık kardeşlerimiz biraz garipti sonunda hepimiz sarılmayı bitirince bu sefer koşma sırası bize gelmis gibi valizleri kızların yanına bırakıp kapida bize bakan annelerimize koştuk.
Bütün aile özlem giderdikten sonra sofraya oturmuştuk annem ve Anne(harry annenin adının neden anne olduğunu 10 yıldır sorguluyorum) o kadar guzel yemekler yapmıştı ki herkes kendini sofraya zor atmıştı ' Gerçekten bazen harry ve louisin hergün burda olması için dua ediyorum şu yemeklere bi bakın' diye konuştu félicité tabağına sofradaki her şeyi doldururken 'ahh hadi ordan fizzy jay her gün o kadar guzel yemekler yapıyor ki bazen size taşınmayı düşünüyorum annem sağlıklı beslemmekle kafayi bozmuş durumda doğada ne kadar ot varsa hepsinin tadını biliyorum' gemmanin söylediği şeyden sonra anne yalndan dudağını büzmüş sonrasında dayanamayıp kahkaha atmıştı. Sofradaki herkes o kadar mutluydu ki aylardir üzerimizde olan yorgunluk bir anda yok olmuştu sanki Robin ve Marka dönünce onların da sofradaki herkes gibi onlarda kahka atıp arada birbirlerine bişeyler söyledikten sonra daha da gülüyorlardı. Onları izlemeye dalınca Robinle göz göze geldik bana sevimli bir şekilde gülüp goz kırptıktan sonra oturduğu sandalyesinden kalkıp sofradaki kadehini eline aldı 'aslında siz hiç fark etmesinizde Markla günlerdir bu konuşmayı kim yapmalı diye konuşuyoruz hatta 1 dakika öncesine kadar ikimiz dr heycandan ben yapamam sen yap diyorduk ama sanırım bir yerden başlamak gerek. Sanırım bu hayatım boyunca yapacağım en heycanlı konuşma olabilir çünkü bu konuşmayı ben yapiyorsam bu çocukların düğün konuşmasını yapmak da Markın görevi oluyo' Harryle ayni anda bogazimizdaki yemek yüzünden öksürmeye baslayinca birbirimizin sırtına vurduk kızlar kahakaha atarken Anne gözleri kocaman olmus bir sekilde bize bakıyordu 'ne yani yoksa evlenmeyi düşünmüyor musunuz' zar zor kendime geldikten sonra kıpkırmızı bi şekilde Anneye döndüm saçmalama An oğlunu ilk gördüğüm günden beri onunla evleneceğim düşünüyorum ve eminim ki o da en az benim kadar bu günün hayalini kuruyor sadece... ne bileyim bunu sizden duymak biraz gafip hissettirdi sanırım bu kadar hızlı kabullenmenizi düşünmüyorduk' Harry elindekini su bardağını titreyen elleriye ağzına götürüp bir yudum aldiktan sonra konuştu ' biz sürekli evleneceğimiz günü konusuyoruz anne nasıl istemeyiz evlenmeyi' Robin'in yüzündeki gülümseme büyürken konuşmaya tekrar başladı 'çocuklar inanın neredeyse 1 yıldır her konuşmamızın sonu sizin düğününüze dönüyor her neyse bu günkü konumuz farklı. Biz hep sizlerle guru duyduk sadece ikinizle degil bu sofrada oturan bütün çocuklarımızla her zaman size güveniyorduk ikiniz çok zor yollardan geçtiniz buraya bir önceki gelisinizde ikiniz de o kadar mutsuzdunuz ki birbiribizle gizli gizli görüşüyordunuz tüm tatil boyunca evden dışarı çıkmadınız yakalanmamak için ama aşkınız çok güçlüydü bunu bize ilk sevhili olduğunuzu söylediğiniz günden beri bu masadaki herkes farkında ve herkes sizinle gurur duyuyor. Şimdi öyle bir yerdesiniz ki aşkınızın ne kadar güçlü olduğunu tüm dünya farkında bunun için kadeh kaldırmak istiyorum bu masada oturan herkesin ve sizin herkesi kendine hayran bırakan aşkınız şerefine' o masada kaç saat oturduk ne kadar güldük ne kadaf çok hatıralardan bahsettik ve zaman nasil geçti fark etmemiştik. Sofrayı hep birlikte topladıktan sonra salona geçip oturduk 'Heyy az kalsın en önemli şeyi unutuyorduk' diyip heycanla yerinden kalktı harry kapının yanında duran valizlerimize koşup hediyelerle dolu olan valizi yanımıza gitirdi küçük cocuk gibi yere oturup heycanla valizi açıyordu 'iste en sevdigim kısım, hediye vaktii' diye heycanla harry'nin yanina kostu lottie diger kızlarda onlarin yanına giderken hepimiz gülümseyerek onlari izliyorduk harry valizden herkese hediyelerini verdikten sonra sevimli sevimli gülerken gemmaya döndü 'Gemm senin bir hediyen daha kaldı bunu çok beğeneceğine eminim' valizin içinden çıkardığı 5SOS plağını gemmaya uzatırken kızlar ve ben kahkaha atıyorduk mark, robin , anne, ve annem anlamayan gozlerle bize bakarken anne harrye döndü 'iyi ama hayatım Gemma'da bunlardan birsürü var niye zahmet ettin' gemma sinirle harrye beklerken gozleriylr susmasi icin yalvarıyordu 'aaaa biliyorum annecim ama bu çok özel çünkü luke bunu gemma için özel imzaladı sanırım içine bi not da yazdi okumak ister misin gemm?' Gemma sinirle harrynin elindeki plağı çekti 'cok teşekkür ederim Harry ne kadar mutlu oldum anlatamam ben bunu sonra odamda açarım biliyosun çok sevdiğim bir grup' herkes hediyeleriyle ilgilenirken Harry yanımdaki az önce kalktığı yere geri geldi. Saat gece yarısını çoktan geçmişti ve artık istemesekte hepimizin uykusu geliyordu Robin 'Hadi artık biz kalkalım unutmayın yarın bize kahvaltiya geliyorsunuz şöyle bahçede güzel bir pazar kahvaltısı yapalım' Anne ve Gemma da ayaklaninca harryde istemeye istemeye yanımdan kalktı 'Harry istersen bu gece burda kalabilirsin' annem konuştuktan sonra bunu ne kadar istesem de aklıma yola çıkmadan önce yaptığımız konuşma gelmişti bu tatil boyunca mümkün olduğunca kendi evlerimizde kalıp ailemizle vakit geçirecektik zaten tum tatil boyunca gece saatlerine kadar ailecek yan yana olacağımız için sadece gece yatarken ayrı kalacaktık 'çok teşekkür ederim Jay teyze ama gideyim zaten normalde her an yan yanayız buraya sizi gormeye geliyoruz' dedi harry burukça ikimiz de gece uyuyamayacağımızı biliyorduk ama verdiğimiz size sadik kalmalıydık 'Peki hayatım sen bilirsin ama unutma ne zaman istersen evim sana açık ayni zamanda istedigin her an gelip oğlumu kaçırabilirsin' herkes vedalaştıktan sonra bizimkiler içeri girmiş harrynin ailesi de bizi yalnız bırakmak için önden yürümeye başlamıştı 'iyi geceler loulou seni seviyorum' 'ben de seni seviyorum sevgilim eger uyuyamazsan yaz bana' sarıldıktan sonra dudaklarına öpücük kondurup bahçe kapısindan çıkana kafar bekledim.
*gece saat 4de* (Konuşmalarda birbirlerini kaydettileri şekilde okuyoruz)
My medicine:Loulou çok gec oldu biliyorum ama uyudun mu
Boo bear: Hayir hazza uyuamıyorum sen uyumuşsundur diye yazmak istemedim hic çevrimiçi olmadın
My medicine: Şarkı dinliyordum ben de sen uyudun sandım My medicine: heyy uydun muu My medicine: loulouu bu kadaf hızlı uyuyamazsin bari iyi geceler deseydin
Boo bear: Hayir sevgilim uyumadım bekle 5 dakkika
Parmak uçlarımda merdivenlerden indikten sonra sessizce dış kapıyı açıp kendimi dışarı attım Harry sadece iki sokak aşağımdaydı uyumadan önce onu görüp öyle uyumak daha kolaycolur diye düşünüyordum koşar adimlara evlerine doğru giderken harry'nin ben gidene kadar uyumamasını umdum. Adımlarımı daha da hızlandırırken yolu yarılamıştım bile.
Boo bear: odanda mısın hazza? My Medicine :Hayir sevgilim bahçede oturuyorum Boo bear: tamam hazzamm bekle 5 dakika yazıcam sana My Medicine: off napıosun loulou bu saattee Sessizce bahçe kapısını açıp içeri doğru yürüdüm karanlıktan dolayı kapıya arkası dönük sekilde uyuyan Harryi zar zor görüyordum Boo bear: eger arkani dönersen bu saatte ne yaptığımı görürsün Harry heycanla arkasına dönünce nerdeyse koltuktan düşecekti hızla gidip yanina oturdum 'görüyo musun lou daha ilk günden beceremedik ayri yatmayı' 'ben seni görmeye geldim sevgilim bi 10 dakika oturayim döneceğim eve sen de gidip yatacaksın' 'Peki madem müzik dinleyelim mi birsz' diyip kulakliginin tekini bana uzattı elindeki kulaklığı alip kulağıma taktıktan sonra bahce koltuğunun uzerinde uzanan harry'nin göbeğine uzandım. İkimiz de birbirimizi kandırıyorduk sözde 10 dakika icin gelmiştim ama daha 5 dakiks geçmeden ikimiz de uyuya kalmıştık.
*sabah instagramda*
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
@anne.styles: bahçemde yatan iki tane çocuk buldum bunları tanıyan var mı?
7.658 yorum: Johannahtomlinson: sanki dün gece birbirlerinden ayri uyumaya karar veren iki çocuğu benziyolar🤔 Gemmastyles: üstlerine su dökmemiz gerektigini söylüyorum beni dinlemiyor Lottietomlinson : @gemmastles lutfennn beni bekle koşarak geliyorum