My medicine

Babalarınız Geldi

medya: favori Harry fotoğrafım 

 -Louis'nin anlatımından-

Yeni bir güne gözlerini açtığında güneş hala doğmasa bile kendimi yeterince enerjik hissediyordum. Dün akşam banyo yaptıktan sonra hemen uyumuştukı saate bakmasam da uyuduğumuzda en fazla akşam sekiz olmalıydı. Şimdi de havaya bakılırsa saat sabah 5 civarlarındaydı. 10 saat uyku bana yetmiş olsa bile Harry hala vücudunun yarısı benim üzerindeyken sanki çok rahat bir yatakta yatıyormuş gibi huzurla uyuyordu. 

 Harry'nin kafasını göğüsümden kaldırıp yastığına koyduktan sonra saçlarını öpüp yataktan kalktım. Her ne kadar Harry uyanana kadar onunla uzanıp izlemek cazip gelse de hamile kaldıkğımızı öğrendiğimizden beri çocuklaı için yazdıklarımız yazılara yenisini eklememiştik. Gerçi belki de Harry yazmıştır diye düşünüyordum birbirimizin yazdıklarını okumuyorduk, aramızda böyle bir kural olduğu için değil sadece süpriz olmasını istiyorduk. 

 İlk bunu yazmaya başladığımızda ikimiz de hamilelikle ilgili çok umutsuzduk sadece ilerde evlat edineceğimizi düşünüyorduk. Bu yazıları da çocuğumuzu evlat edineceğimiz güne kadar yazıp sonrasında baştan sona okumak istiyorduk. Şimdiki koşulları göz önüne alırsak yazılarımız evlat edineceğimiz gün değil doğum yaptığımız gün sona erecek.

 Bilgisayarın yerini bilmesem de her zamanki gibi Harry'nin salondaki koltuklarda bıraktığına emindim. Merdivenlerden inerken Harry'nin telefonunun çaldığını duyunca şaşırsam da anında susunca yanlış duyduğumu düşünerek aşağı inmeye devam ettim. 

 Tahmin ettiğim gibi bilgisayarı dün video çekerken dağılan koltuk yastıkları arasında bulunca indiğim hızla merdivenleri tırmandım. Kesinlikle kış hala gelmemiş olsa da hava bu saatlerdi inanılmaz soğuk oluyordu. En mantıklısı yatağa geri dönüp orda yazmaktı.

 Odaya döndüğümde hala yatakta yayılmış uyuyan Harryi görünce gülümseyip yatağa doğru yürüyüp 5 dakika önce kalktığım yere geri oturdum. Genelde evde erken kalkan Harry olduğu için onu uyuyorken izlemem pek mümkün olmuyordu. 

 Bilgisayarı açıp başımdaki komidine koyup yanımda yatan Harrye döndüm. Yıllardır ona her an baktığımda nefes alıyormuş gibi hissediyordum. Harry ve ben aileydik, arkadaştık, eştik ve en önemlisi yıllardır sevgiliydik. Aramızdan akıp giden yıllarda değişmeyen tek şey bizdik, çevremiz bulunduğumuz yer kitlemiz değişmişti ama biz hala hazza ve Boobeardık.

 Saçlarını okşarken gözlerini açıp miskince esnedikten sonra gözlerini geri kapatıp kafasını akşam yattığımız gibi göğsüme koydu. "Hazzy sevgilim kaç saattir uyuyoruz uykunu almadın mı?" 

 kafasını göğsümden kaldırıp boynuma gömünce kollarını da belime bağladı "hmm loulouu dün akşam gerçekten fazlasıyla yoruldum senin yüzünden. Sen de burda benimle kal kalkma yataktan çok sıcaksın böyle uyumak daha güzel" 

 Burnunu boynuma sürtünce kıkırdayıp ben de beline sarıldım "Sevgilim çocuklar için bir şeyler yazacaktım sen göğsümde yatsan olur mu?" 

 Boynumu öpüp tekrar kafasını tam kalbimin üzerine koyduğu anda az önce duyduğumu düşündüğüm telefon sesi tekrar duyulunca bu sefer ses daha da yakından gelince az öncekinin aksine gerçek olduğuna emindim. " Harold telefonun çalıyor sevgilim" 

 Yerinde huzursuzca kıpırdanıp telefonu yastığının altından alıp bana uzattı "Simon arıyor louu az önce de aradı sessize aldım sandım ama almamışım. Sen açsana bebeğiim akşamdan beri defalarca aradı"