Hünkar bir ara kalkip lavaboya gitmek istedi karanlıkta yürürken arkasından bir el onu bileğinden tuttu hünkarin gözleri açılmış korkarak kafasını çevirdi tanımadığı bir genç ona bakıyordu. Hünkâr hızla kolunu çekip bileğini kurtardı siz kimsiniz dedi kızıp sinirlenmişti kimdiki bu diye düşünüyor sinirden gözleriyle parçalayacak gibi bakıyordu .
Genç biraz çekindi ama devam etti ben Adnan ,Adnan yaman sizinle konuşmak istiyorum
H : ben sizi tanımıyorum ve konuşmak istemiyorum diyip gitmeye çalıştı
Ama Adnanin vazgeçmeye niyeti yoktu konuşmaya başladı isterseniz tatsızlık çıkmasın iki dk konuşmak istiyorum sadece lütfen
Oldukça kibar konuşuyor hünkâri ikna etmeye çalışıyordu
Hünkâr gitgide çileden çıkıyor bende konuşmak istemiyorum dedim diyip arkasını dönüp gidiyordu
Adnan arkasından seslendi yine görüşeceğiz .
Diyip oradan ayrıldı.
Hünkâr lavaboya gidip elini yüzünü yıkadı kim di bu ne istiyordu benimle ne konuşacakti daha önceden de hiç adınıda duymamıştı giyim kuşamına bakılırsa tahsilli birine benziyordu.
Ama hünkar bı daha hiç karşılaşmamayi dileyerek gidip annesinin yanına oturdu.Adnan Çukurova li ama İstanbul da yaşayan ailesinin işleri çok yoğun olduğundan İstanbul'da okulu bitirip şirketin başına babası onu koymuştu Çukurova ya geleli daha birkac hafta olmuş nişanda hunkari görünce çok beğenmişti bir kaç kız arkadaşı olmuştu ama ilişkileri uzun sürmemiş ayrılmıştı
E artık Çukurova da olacağına göre Çukurova li biriyle evlenmek istiyordu bu zamana kadar da tek hunkari beğenmişti istese elde edemeyeceği hiç bir şey yoktu ama adnan herşeyin isteyerek olmasını isterdi zorla olan şeyden hayır gelmez diye düşünürdü ama aşk onu başka biri haline dönüştürecekmiydi bunu zamanla görecekti.Ali rahmet le hakanda oynamayı bırakmış yorulup oturmuştular . Ali rahmet hunkara bakıyordu kenardan ama hunkar yine kaşlarını çatmış oturuyordu. Yine bı terslik var diyip annesinin başka tarafa dönüp konuştuğunu görünce yanına gidip sabah saat 8 de seni kozanda bekliyorum kara kızı görmek istiyorum diyip ayrıldı . Hünkâr gözlerini devirdi annesine dönüp hadi kalkalım anne bak herkes dağıldı diyip kalktılar aysunun yanına gidip tebrik ettiler sarıldılar Ali rahmet te Hakan'ın yanındaydı hünkara bakıyordu
Hünkar aysunla hakana iyi akşamlar dileyip annesiyle eve döndü.
Bozulma sırası Ali rahmet teydi ...Nişan bitmiş herkes evine dağılmıştı .
Ali rahmet eve gelip sabah hünkara yapacağı sürprizi hemde Hünkarın nasıl bir tepki vereceğini düşünüyordu. Bunları düşünürken üzerindeki yorgunlukla uyudu.Hünkar da yatakta oturmuş kafasını kurcalayan Adnan Yaman'i düşünüyordu yine görüşeceğiz demişti ne yapabilirdiki dağ başımı burası diyip o konuyu kafasında kapattı asıl soruya geldi sabahın köründe Ali rahmet onu kozana çağırmış bide kara kızı istemisti neyse dedi küheylan i götürmeyeyim sadece kara kızı
Götüreyim zaten kaç gündür yoruldum bide kendimi kuheylana kaptırıp dağ bayır gezmeyeyim dedi ve oda uykuya daldı.Sabah olmuş Ali rahmet erkenden kalkıp hazırlanıp evden çıktı pastaneden kahvaltılik biseyler alıp kozana vardi.
Güzel bir masa hazırladı kahvaltıdan sonra közde kahveyi kendi yapacaktı garsonla konuşup anlaştılar . E tabi çiçeksiz olmaz dedi yolda gelirken kendi elleriyle topladığı papatyaların içinden en güzellerini seçip ceketinin cebine yerleştirdi ve beklemeye başladı.Hunkar uyanmış ama hiç kalkmak istemiyordu şimdi gitmese ayıp olurdu saat 7:30 a geliyordu kalkıp hazırlanması lazımdı of Ali rahmet daha kargalar uyanmadi bu saatte napcan kara kızı acaba diyip bir yandan soylenip bir yandan hazırlanıyordu saçlarını toplayıp ördü kıyafetlerini giyip çıktı.
Kara kızın yanına gelmiş acaba küheylanidami alsam diyordu çünkü kozana yürüyerek gitmek istemiyor kara kıza da binmek istemiyordu en son kararını verip kara kızı atladı yavaş yavaş ilerliyordu kara kızda küheylan gibiydi hunkar hiç garipsememis hatta çok sevmişti keşke Ali rahmete hediye etmeseydim deyip sürüyordu kara kızını ve Ali rahmet e kızmayıda ihmal etmiyordu.
Sonunda kozana gelmis ağaca atı bağlamıştı Ali rahmet yine hünkarin güzelliği ne kapılmış ayakta ona bakıyordu hünkar onu görünce ona doğru yürüdü Ali rahmet te toparlanıp yaklaştı yüz yüze gelince hünkar kafasını kaldırmadan konuşmaya başladı kara kızı bağladım istedgin zaman çiftliğe bırakabilirsin deyip bekledi .
Ali rahmet hünkarin çenesinden tutup başını kaldırdı gözlerini gözlerinden ayırmadan hünkar ben özür dilerim seni çok kırdım diyip bu seferde Ali rahmet başını önüne eğmişti.H: tamam dedi benim gitmem gerek görüşürüz demeye kalmadan
A; nereye hünkar sadece tamam dedin affettin mi beni yalvaran gözlerle bakarak
H; Ali rahmet in bu hallerine dayanamıyordu şuan boynuna sarılmamak için kendini zor tutuyordu nasilda kedi gibi olmuştu ama bir cevap vermesi gerekiyordu
Onunasil uzdugunu hatırladı sonra hastanedeki hâllerini
Yüzündeki gülümseme ile evet dercesine başını salladi
Ali rahmet te gülümseyip hadi o zmsn gel benimle diyip masaya yöneldi hunkarda peşinden gidiyordu
Ali rahmet hunkarin sandalyesini çekip oturttu sonra karşıya geçip kendide oturdu masa çok güzel görünüyordu garson çaylarini getirmiş yemeye başlamışlar d
H: ne gerek vardı Ali rahmet zahmet etmişsin
A: ne zahmeti sabahın köründe at bienecek değilim hünkar seni kahvaltı için çağırmıştim umarım hoşuna gitmiştir sürpriz yapmak istedim sonucta bir özür borcum vardı gönlünü almam lazımdı diyip yemeye devam etti
H: gülerek gerçekten sürpriz oldu hiç beklemiyordum o kadar da günahını aldım senin napcak sabah sabah kara kızı diye ...
A: yaaa demek öyle
Diyip hem sohbet ettiler hemde kahvaltılarını yaptılar en son Ali rahmet kendi elleriyle közde kahvesini yapmaya başladı...
H; sen kahve yapmasını biliyormusun ?
A: tabikide biliyorum ama ben içine sevgimi katıyorum öyle daha lezzetli oluyormuş öyle diyorlar
H: hatırlatmasan olmuyor demi Ali rahmet
A: şaka yapıyorum hünkar yapma ama
Diyip fincanlara kahveyi koydu hadi iç bakalım nasıl olmuş beğenecek misin?
Hünkar kahveyi içti gerçekten çok güzel olmuştu kaşlarını kaldırdı olmuş Ali rahmet bey elinize sağlık
Afiyet olsun hünkar diyip kahveleri ni içip kalktılar Kara kızın yanına gelince hünkar Ali rahmet e teşekkür etti artık aralarında kırgınlık kalmadığı için ikiside çok mutluydu hergun yeni bir anıları oluyor ileriki hayatlari için sağlam temeller atmaya başlamışlar di bile...Ali rahmet unutmadan cebindeki papatyaları çıkardı. hünkâr a uzattı bunlar senin için dedi yani yolda gelirken topladım belki seversin diye ama sevmiyosan bende kalsın sorun değil diyip kıvranıyordu hunkar elinden aldi papatyaları çok güzeller deyip Önce kokladı sonrada birini kulağının arkasına takmak istedi ama yapamadı Ali rahmet yardım etti saçlarını düzeltti hah bak şimdi oldu dedi ikiside o anın büyüsüne kapılmış birbirlerinin gözlerinde adeta kaybolmuştular....
Seni saklayacağım inan
Yazdıklarımda, çizdiklerimde,
Şarkılarımda, sözlerimde.Sen kalacaksın kimse bilmeyecek
Ve kimseler görmeyecek seni,
Yaşayacaksın gözlerimde.Sen göreceksin, duyacaksın
Parıldayan bir sevi sıcaklığı,
Uyuyacak, uyanacaksın.Bakacaksın, benzemiyor
Gelen günler geçenlere,
Dalacaksın.Bir seviyi anlamak
Bir yaşam harcamaktır,
Harcayacaksın.Seni yaşayacağım, anlatılmaz,
Yaşayacağım gözlerimde;
Gözlerimde saklayacağım.Bir gün, tam anlatmaya..
Bakacaksın,
Gözlerimi kapayacağım..
Anlayacaksın.İyi okumalar🥰
Yorumlarınızı bekliyorum 😌