Aradan kaç zaman geçti belli değildi . Hünkar kendini toparlayıp aysuna gitti morali bozuktu Aysun moralinin neden bozuk olduğunu anlamamıştı
A: hünkar iyimisin geldiğinden beri moralin bozuk gibi der yüzünü düşürerek
H: iyiyim gelirken hakanla karşılaştım da ava çıkmışlar arkadaşı iyi değilmiş onu dedi galiba ondan
Sessizlik olur....
A: bende dün öğrendim hakanla karşılaştık çok üzgündü oda biraz kötüymüş Ali rahmet...
H:aysuna bakar gozleri dolmuştu belli etmeyerek gülümsemeye çalışır ama hakan iyi görünüyordu ona bişey olmamış der eliyle Aysunun kolunu sivazlar ....
Elbiseyi dikerler sohbet ederler ve hünkar eve döner annesiyle sohbet edip odasına çekilir yatağa uzanır tavanı izlerken hakan ile Aysunun dediklerini düşünür düşündükçe sanki nefes alamaz gibi olur elini kalbine götürür kalbim acıyor der kalbim... ve şu sözler dökülür dilinden;
Uzağımdasın. Ve hiç kimsenin olmadığı kadar içimde..Gözlerinden yaşlar süzülerek uykuya dalar.
Ali rahmet te hakanla oturuyordu ilaçları iyi gelmiş ağrısı azalmıştı biraz yürümek için hakanla bahçeye çıkarlar tüm arkadaşlar aynı mahallede oturuyordu . Hakan bugün hunkari gördüğünü Ali rahmete söylemek ister ama tereddüt ediyordur ama yinede dayanamayip söyleyecektir hunkarin üzüldüğünü gözlerinin dolduğunu .
H : Ali rahmet...
A: efendim
H : sana bişey diycem
A: alî rahmet içinden acaba nediycek aysunuda dedi ama başka biseymi var diye düşünüyordu o sırada hakan
H: bugün sana ilaç almaya gitmiştim dönüşte hünkarla karşılaştık devam eder
Ali rahmet hünkarin adını duyunca dönüp hakana bakar
H: biraz konuştuk başımıza geleni anlattım senin durumundan falan baya üzüldü gözleri doldu onu hic öyle görmemiştim bu zamana kadar ...
Sessizlik olur Ali rahmet Hakan'ın dediklerini içinde tekrar ediyordu üzüldü gözleri doldu demişti nasıl yani hünkar onun için endişelenmismiydi tıpkı kendisi gibi düşündü kızı da üzdüm deyip kızdı kendine keşke hakan söylemeseydi durumumu dedi içinden ama artık çok geçti.
A: yaaa diyip konuyu değiştirmek için nişan varmış duydunmu anneme davetiye gelmiş.
H: evet biliyorum bizide çağırdılar gideriz diye düşünüyorum sende iyice toparladın zaten çok durmayiz ayıp olmasın diye görünür kaçarız dedi gülerek
A: aynen zaten tipime baksana çok durmamiza gerek yok
İki dost konuşarak baya vakit geçirdiler vedalasip hakan eve gitti Ali rahmet te odasına bir türlu hünkar'ı aklından çıkarmıyordu özlediğini farketti keşke nişana oda gelsede yüzünü görsem , gözlerine baksam belki bana karşı oda biseyekr hissediyodur yoksa niye endişe edip üzülsün ki dedi gönlü buna inanmak istiyordu ama aklı hayır hunkar zaten cok naif ve merhametli o kim olsa üzülür aynı tepkiyi verir diyordu aklı ve kalbi savaş halinde uykuya daldı....
Nişan günü gelip çatmıştı....
Hünkar uyanıp kahvaltı yapıp biraz zaman geçtikten sonra hazırlanmaya başladı annesinin onun için diktiği bordo renk sade elbise yi giydi saçlarını açmak istemedi çok fazla özenmeye gerek yok diye düşündü zaten makyaj yapmıyordu , sadece parfüm sıktı yatağının ucuna oturup düşüncelere daldı ...
Ali rahmet i nişana gelirmi diye düşünüyordu onu görmek istiyordu nasıl olmuştu merak ediyordu zaten kaç gündür görmemişti özledim mi ne dedi kendi kendine yanaklari kızardı kendi haline güldü ...
Aysunda hazırlanmış hunkari almaya gelmişti azize hanımı görüp hunkarin odasına çıktı .
A: hazirmisin hünkar çıkalimmi
H: hazırım Aysun hoş geldin deyip aysunu gözleriyle süzdü
A: hoşbulduk niye öyle baktın nasıl olmuşum beğenmedinmi?
H: olurmu çok güzel olmuşsun elbisede çok yakışmış valla bı bakan bidaha bakıyor dedi gülümsedi
A: teşekkür ederim deyip utandı belki şey hakanda gelir diye düşündüm ondan dedi
H: anladım canım eminim oda hoş bulur seni hadi ozman geç kalmadan çıkalım diyip evden çıktılar.Hakanda hazırlanmış Ali rahmet in yanına gitmişti Ali rahmet hala oturuyordu kararsız kalmıştı hem biraz geç gidelim daha iyi olur diye düşünüyordu hakan gelip ooo alı rahmet bey hala oturuyorsun hadi kalk giyin çıkalım dedi hakan Aysunun geleceğini biliyordu oyuzden sabırsız ve heyecanlıydı Ali rahmet durumu anlayip kalkıp giyinmek için odasına çıktı pantolonu giyip gömleği giyemedi Hakan'ın yanına geldi hakan yavaşça giydirdi sargiyi tekrar takti ceketide omzuna atıp güle eğlene çıktılar evden.
Nişan meydanda olacaktı Çukurova da Nişan, düğün meydanda olurduki herkes gelsin , eğlensin denirdi yiyip içip herkes kurtlarını dökerdi.
Aysunlar gelmis kenarda bir masaya oturdular herkes yavaş yavaş toplanmaya başladı. Hünkarla aysunda sohbet ediyordu.
Hakanlarda gelmek üzereydi
Ali rahmet : bak hakan çok durmuycaz tamammı dedi
hakan : tamam merak etme ben zaten aysunla erken ayrilcam ona hislerimi galiba acikliycam bugün ... Ali rahmet ondan çok heyecanlıyım .
A: belli oluyor bu kadar belli etme hakan dedi gülerek ....Ali rahmet gülerek yürüyordu hünkar onun gelişini gördü karşıdan yine içi kıpır kıpır olmuştu, gülüşünde takılı kaldı nede güzel gülüyordu keşke hep Gülseydi gülmek ona cok yakısiyordu kendi yüzüde güldü .Ali rahmet hala onları farketmemiş ti çünkü hünkar'ı beklemiyordu gelmesini onu görmeyi çok istiyordu ama gelmez diye düşünmüştü.
Hakan Aysunu gördü vay çok güzel olmuş dedi ama dışından Ali rahmet hakana baktı hakan hala aysuna bakıyordu ali rahmette o tarafa baktı hünkar da gelmişti ilk bir şaşırdı sonra yüzü güldü . Yüzümü güldüren im gelmiş hoş gelmiş dedi kendi kendine heyecanını bastırarak yanlarına doğru gittiiler selamlaşıp hakan Aysunun yanına alirahmet hunkara yakın oturdu . Hakanla Aysun sanki ikisi varmış gibikonuşurken Ali rahmet le hünkar ilk başta sessiz kaldılar sonra hünkar Ali rahmete döndü yüzünü inceledi koluna baktı baktıkça yüzü değişiyor suratı asılıyordu.
H :Ali rahmet
A: efendim
H: geçmiş olsun daha iyimisin dedi sesi endişeli çıktı
A: daha iyim sen nasıl oldun ayağın daha iyi mi?
H: ben iyim beni düşünme dikkatli ol bundan sonra bak yüzün çok kötü olmuş elini kaldırdı ali rahmetin kaşının üzerindeki yaraya dokunacak ti Ali rahmet bu yakınlıkla heyecanlanmış sakin olmaya calışıyordu kokusu burnuna geldi gözlerini kapatıp içine çekti hünkar Ali rahmetin gözlerini kapattığını görünce elini geri çekti kaşın üzerindeki yaranın izi kalmış dedi mahcup olmuştu hunkar başını önüne eğdi yanakları kızarmıştı Ali rahmet farkedince rahatlatmak için geçer dedi önemli olan gönül yarası olmasın diyip gülümsedi hünkar gözlerini Ali rahmetin gözlerine dikmis ikiside aşık gibi bakıyordular bu kadar yakındılar birbirlerine Ali rahmet in gülünce yanağında ufak bir gamzesi vardı hünkar bunun farkına varıyordu aysunla hakan dans etmeye kalkmıştı Ali rahmet kolu sargıda olduğu için teklif edemedi zaten hünkarda kabul edemezdi biri babasına söylese çok kizabilirdi. İkiside hakanla aysuna bakıyordu çok mutlu görünüyorlardi Ali rahmet hunkara dönüp onun öyle görünce canı yandı sevdiği kız yanındaydı oda isterdiki onunla dans etsin doya doya gözlerine baksın elini tutsun ama olmuyordu işte herşeyin bir zamanı vardı Ali rahmet dalmış bunları düşünürken hünkar ona baktı oda aynı düşüncedeydi sevdiği adamın yaralarını onu severek geçirmek isterdi ....
H:Ali rahmet dedi
A: efendim dedi okadar yumuşak bir sesle dediki insanın tekrar alirahmet diyesi gelirdi
H: dalmışsın biyerinmi ağrıdı sızınmı var dedi
A: ha yok biyerim agrimiyor ilacım yanımda dedi tabi bunu hünkar anlamadı şeyi düşünüyordu m aysunla hakanı ,hakan bugün açılacak aysuna inşallah aysunda seviyordur hakanı hayal kırıklığı yaşamaz umarım dedi
H: gülümsedi yok yok uğramaz dedi başka bişey demediDans bitmiş hakanlar izin isteyip ayrıldılar hünkar Ali rahmetle kaldı bakışıp ikiside ayni anda kalkalimmi dediler sonra güldüler ve kalktılar masadan Ali Rahmet ceketini omzuna atmaya çalıştı ama beceremdi sonra koluna alacaktiki hünkar dur ben yardım edeyim sana dedi zaten borçluyum sana deyince Ali rahmet in yüzü düştü demek kendini borçlu hissediyor diye düşündü demek ondan öyle davrandı hünkar arkadan ceketi omzuna taktı öne gelip yakasını düzeltti ve eve doğru yürüdüler . Ali rahmet susuyordu eve yaklaşınca hünkar çok teşekkür ederim ali rahmet çok sağol dedi
Ali rahmet te ne demek her zaman deyip gülümsedi son kez bakışıp ayrıldılar yüzlerindeki gülümseme ile ...Aşk neydi?
Aşk tenini nefsetmek değil ,ruhunu resmetmektir.
Bedeni bedene değil kalbi kalbe hapsetmektir.