Hünkâr başını Ali rahmet in kalbinin üzerine koymuş huzuru dinliyordu..
Ali rahmet ise gözlerini kapatmış hunkarin saçlarının kokusuyla mest olmuştu. Bir elini saçlarında gezindiriyor diğer eli hunkarin kolunu sıvazlıyordu. Arada bir saçlarına öpücükler konduruyor gülümsemesi yuzunden hiç eksik olmuyor du..
Sonunda duygularını birbirlerine açmış aşkı sevdayı karşılıklı olarak bulup yaşamanın mutluluğu içerisinde birbirlerini hiç bırakmak istemezcesine sarılmış birbirlerini tamamlıyorladi.
Bir süre konuşmadan anın tadını çıkardılar.
Ali rahmet fısıldayarak hunkarin kulağına doğru eğilip su sözler dökülür verdi dudaklarından,,Bak ! Sevgilim....
papatya mevsimi geldi. Mevsimlerden papatyayı severim. Sonra seni. Sonra yine seni. Ve hep seni.. deyip hunkarin tepkisini bekledi.
Hünkâr dogrulmadan çenesini göğsünün üzerine koyup zümrüt gözlerini Ali rahmet in gözleriyle buluşturup "Sana rastladığım gün susuzdum, yalnızdım. Bir çırpıda içtim gözlerini." Dedi. Senin o kara gözlerin benim denizim olmuştu baktıkça dalıp gittim uzaklara seni bana getireceğine inandığım dalgalara....
Deyip tekrar göğsüne başını koydu.
Aynı hayalin içinde dalip gidiyorlardı.Hemşire kontrol için gelmiş pansumanlarini yenilerken hünkarda pür dikkat hemşire yi izliyordu Ali rahmet in yüzünde olan yaralara pansuman yaptıkça canını acıtıyor hunkarinda içi gidiyordu Ali rahmetin her seferinde yüzünü buruşturmasina daha fazla dayanamayıp gidip elini tuttu destek olmak istedi Gözgöze gelip gülümsediler Ali rahmet elini okşadi acısı diniyordu yanındayken hemşire gidince hünkar yanına oturup yanağından öptü aciyormu hala ?
A: hayır sen yanımdayken hiçbir yerim agrimiyor acımıyor sen benim ilacımsın yaman hanimimsin
H: yaman hanım mi dedi gülerek kaşlarını kaldırmis bakıyordu
o nerden çıktı Ali rahmet ?
A: hunkari tekrar göğsüne yatırıp saçlarıni oksayarak anlatmaya başladı....
senin hakanla bana haber gönderdiğin gün içim kıpır kıpır olmuştu seni her gördüğümde içim gidiyorduya zaten .
Hakanda benimle buluşmak istediğini söyleyince çok heyecanlanmıştım bekletmemek için hemen evden çıkıp kozana geldim on dakikalık yol bir asır gibi gelmişti sonra yolun kenarında atın üzerinde saçları açık salına salına giden bir kız gördüm melek gibiydin yanında kara kızla gidiyordun bense seni arabanın içinde takip ediyordum tabi o zman ilk seni tanımadım saçlarını açık ilk defa görüyordum sen kara kızı ağaca bağlayıp küheylan la gittin bense Ağacın altında seni izlemeye başladım
Sen atın üzerinde tozu dumana katarak adeta atla beraber şahlanıyor onunla bir bütün olmuş gibi sürüyordun . Ben Senin o hallerine vuruldum o yaman hallerine....
bir o kadar narin bir o kadar da Yaman.
Seni at binerken izlemek ne kadar güzeldi anlatamam ....
İşte o zaman dedim sen benim hem hunkarim hem de yaman hanımımsın diye...
benden başkasının yaman hanımı olma çünkü sen sadece benim yaman hanımımsın.
Hünkâr: doğrulup aşık aşık baktı sevdiğine artık çekinmiyor istediği kadar bakıyordu o hayran kaldığı gözlerine....
zaman dursaydida hiç Bir yere gitmeseydik gitmek isteyince gidebileceğimiz kalmak isteyince kalabileceğimiz günlerimiz olsundu.
Ama sen hem bana böyle güzel bakıp hemde uzaktan böylesine güzel sevdiysen ben senden ayrılmak istememki?
Ali rahmet elini yanağına bırakıp ben hep senin yanında olacağım biz hiç ayrılmayacağız uzanıp yanağına kocaman bir öpücük bıraktı kokusunu içine çekti hünkârin gitme vaktinin geldiğinin farkına vardı.
H: benim artık gitmem gerekiyor Ali rahmet karanlık çöktü çökecek en azından bugün daha iyisin gecede güzel bir uyku çekersen herşey yavaş yavaş düzelir ha ne dersin
A: sen yanımda oldukça herşeyin üstesinden gelirim ben yeterki o güzel gözlerin gözlerimden ayrılmasın ....
Hünkâr vedalaşıp çıkıp gider....Bir hafta sonra....
Ali rahmet iyice toparlamış kendine gelmişti annesine durumu anlatmıs bir şekilde kandırıp arkadaşlarıyla kavga ettiğine inanmıştı. Bugün hastaneden çıkacak bundan sonrasını hünkarla konuşması gerekiyordu ikiside hem bedenen hem de psikolojik olarak yıpranıp yorulmuşlardi
Hunkar bu bir haftada her sabah gelip iki üç saat durup gitmişti Ali rahmet in annesiyle karşılaşmadan bir haftayı atlatmış kendisininde dikişleri alınmış iyileşmiş ti.
Her zaman ki gibi bu sabahta hazırlanıp Ali rahmet in yanına geldi. Beraber kahvaltı yaptılar bugün hastane odalarındaki son günleriydi bir daha olmaması için dua ettiler bir yandanda bu oda onların aşklarına şahit olan ilk yerdi bir çok anıları olmuştu bu bir hafta içinde
hünkar: Ali rahmet aysunlara bizden bahsedecek miyiz?
A: kaşlarını kaldırmis bilmiyorum ki hünkar istersen bahsedelim sen nasıl istiyorsan öyle olsun
H: bende bilmiyorum
A: o zaman şuan bunları düşünmeyelim artık hastaneden çıkıyorum annem bir süre beni evde tutabilir seni göremeyebilirm o yüzden bunlarla vakit kaybetmek istemiyorum diyip yatağın kenarına kayıp hünkara yer açtı hünkar hemen ilişiverdi yanında
Başını boynuna gömüp kokusunu çekti artık ayrı kalmaları daha zor olacakfi birbirlerine çok alışmışlar bu seferki ayrılıklarıyla birbirlerini görmeden nasıl başa çıkacaklarını düşünüyordu ikiside ...
o yüzden hüzünlü ve sesssizlerdi.
Ali rahmet bu sessizliği bozup hünkara ;
Sevgilim... Huzunlenme artık ben annemi yatırıp evden kaçar gelir seni görürüm ben seni görmeden rahat edemem ki ama sen beni görürmüsün bilemiyorum.
Hünkâr güldü ay ali rahmet evdenmi kaçacaksın diyip gülüp duruyordu komiğine gitmişti o gülünce Ali rahmet te güldü evet kaçarım nolmus istemiyormusun yoksaaa
Hünkâr basini kaldırıp kaşlarını çatmış nasıl böyle düşünürsün tabiki çok isterim hemde diyip sakallarını okşadı Ali rahmet in sakalları baya uzamış yine hünkarin munzurluk yapacağı tutmuş gibi uzatarak Ali rahmettttt dedi
A: efendim güzelim
H: hakana kız istemeye geldiğin zaman sakallarını kesmiştinnya hani
A: evet beğenmedin demi çok çirkin olmuştum
H: Çirkin mi ne çirkini çok yakışıklı olmuştun dedi heyecanli heyecanlı Ali rahmet gülümsemişti heh işte birde böyle gülünce gamzen daha bir belli oluyordu bebek yüzlü olmuştun yanaklarını mincircaktim ama neyse dedi
A: şaşkın şaşkın dinliyordu demek yakışmış beğenmişti hoşuna gitti hunkardan bunları duymak ne güzel bir şeymiş sevdiği tarafından sevilmek duyguların karşılıklı olmasi gönlüne bir eş bulmak ama bir anda bunlari düşünürken hünkâr eskiden birini sevmiş olma düşüncesi aklına gelmiş eğer onuda kendi gibi sevdiyse diye aklından geçirirken kendini ele vermişti yüzü kireç gibi kesilmiş karşı duvara bakiuordu hünkar bı şey olduğunu anlamış sakince Ali rahmet diyip yüzünü kendine çevirdi
Ali rahmeti hiç böyle görmemişti hünkar,
ne olmuştu şimdi biseyemi takılıp kızmıştı cevap bekleyen gözleriyle bakıyordu .
Ali rahmet başta sorup sormamak arasında kalmıştı ama sormasaydi içi içini yiyecekti en sonunda derin bir nefes aldı ve sordu
Hünkâr , sennn nasıl desem yanlış anlamazsan eğer başka birini hiç sevdin mi öyle masumca bakıyorduki hünkar ilk kızacakti nasıl sorardı diye ama kiyamadi sevdiğine o bakışına ömrünü verirdi zaten canından bile vazgeçmeyi göze almamışmiydi yeterki o iyi olsun hayatta olsun hünkar herşeyi yapardı o kadar çok seviyordu
Hunkarda derin bir nefes Alıp Ali rahmet in yüzünü ellerinin arasına aldı gözlerine bakıp hayır dedi sen benim ilkimsin ben sende aşkı sevdayı gördüm bu zamana kadar yaşamadığım tatmadığım duyguyu sen bana tattırdin. Senin canın yandığında benim kalbim ağrıdi sen benim ....
Lafını bitirmeden Ali rahmet daha fazla dayanamamış birleştirmişti dudaklarını....“Bir pınarsın içilen ama hiç kanılmayan
Seveni yanıltmayan, sevince yanılmayan
Özlenen sen, özleyen sen, özleten sen
Varken doyulmayansın, yokken dayanılmayan”
(Ümit Yaşar OğuzcanYeni bölümle karşınızdayim umarım beğenirsiniz yorumlarınızı bekliyorum iyi okumalar 🥰🤭
![](https://img.wattpad.com/cover/252356975-288-k49864.jpg)