Ali rahmet pencereden sızan güneşle gözlerini araladı. Her tarafı tutulmuş üç gün degilde üç yıldır oradaymış gibi hissetti. Kaç gündür uyuyamıyordu bu uyku onu biraz da olsa dinlendirmis güç vermişti . Uykudan önce düşündüklerini gerçekleştirmek için birşeyler yapmasi lazımdı. Bu odadan artık kurtulmali ,bu eziyeti daha fazla çekmemeliydi. Pencereden dışarı baktı pencere tahtalarla kapatılmış sadece ufak bir yer açıktı dışarda bir kaç adam kaçmasın diye nöbetteydi.
O gün celal bey tetiği çektiğinde hunkar Ali rahmet in önüne geçmiş bir kalkan gibi onu korumuştu. Göğsünden vurulmuş olduğu gibi yere yığılmıştı Ali rahmet ne olduğunu anlamadan sevdiğini yerde kanlar içinde görünce dünya onun için durmuş gözyaşları sel olup akmıştı. Hunkari kucağına alıp gözlerini açması için yalvarıyordu kucaklayıp götürmeye çalışıyordu ama celal bey yakasından tuttugu gibi onu hunkardan ayırdı hakanla Aysun hunkarin başına gelip onu arabaya taşıyip hastaneye yetiştirdiler herkes olayın şokunu üzerinden atamamis bekliyordi hünkar ameliyata alındı.celal bey kızını vurmanın acıdıyla Ali rahmeti ölesiye dövmüş adamlariyla onu şehrin dışındaki ormanın içindeki depo gibi biyere kilitletip basinada adamları koyup hastaneye gitmisti
Azize hanım yakasına yapışıp ne yaptın sen diyip ağlarken ,hakan sinirden gözü dönmüş Ali rahmet e naptın şerefsiz diyip üzerine yürüdü celal bey eğer bu durumdan birine bahsedersenuz sizi doğduğunuza pişman ederim en sevdikleriniizi elinizden alırım diyip tehdit etti o sırada hünkar ameliyattan çıkmış yoğun bakıma götürülüyordu . doktorlar durumu anlatıp gittiler. Celal bey durumu polise anlatmis bu olayın kaza olduğuna inandırip konuyu kapattirmisti.kizinin yaşadığını öğrenince de sevinmiş ama bu duruma sebep olanin yanına gidip kaldığı yerden devam etmek istiyordu.
Ali rahmet i sandalyeye bağlayip celal beyin gelmesini beklediler. O sırada Ali rahmet kendine gelmiş hunkar hunkar diye ağlıyordu..
Daha kavusamadan ayrı düşmüşlerdi bile..
Celal bey gelip adamları odadan çıkarttı Ali rahmet hünkar nasıl yaşıyor demi gibi biseyler soruyordu her sorusunda ya tokat yada tekmeyle karşılık buldu . Seni kızımdan uzak durman için uyarmıştım sana yaklaşma dedim ama sen dinlemedin diyip vuruyordu celal bey. Ali rahmet in tek kelime etmesine bile müsade etmiyor tüm hıncını en sonunda çıkartmış Ali rahmet bayılmıştı.
Ali rahmet kendine gelip ellerini bisekilde çözüp bağırıp çağırmıştı ama bir sonuç alamadı.caresizlik içinde beklemeye başladı...
Hünkarin yanına annesinden sonra Aysun girdi.
Herkes onun iyi olmasına seviniyordu.
A: hünkar iyimisin?
H: iyiyim diyebildi kendini çok fazla yormadann
A: çok korktuk hünkar sana bişey olcak diye çok korktum
H: gözlerini kapattı derin nefes aldı Ali rahmet dedi yokmu? Endişeli gözleriyle
A: başını önüne eğdi ne diyebilirdiki bu haldeyken ... o iyi ama senin daha fazla yorulmaman lazım diyip yüzüne bakmadan odadan çıktı
Hünkâr yalan söylediğini anlamıştı biriktirdiği göz yaşları akıp gitti.
Kalbi acıyor , kim bilir nerede, napıyor diye düşünmekten kendini yiyip bitirdi.
Ali rahmet kalkıp bağırmaya başladı kapıyı olan gücüyle itiyor tekmeliyor ama soğuk duvarların arasında yankılanan sesinde başka hiç bir yanıt alamadı.
Artık gücü tükenmeye başlamış sesi kısılmış kapının arkasına çöküp ağlamaya başladı. Ve öylece daha ne kadar kalacağını bilmeden kalakaldı.
Bir zaman sonra....
Hünkar iyice kendini toparlamis hasteneden çıkmak için hazırlanıyordu. Babası sadece bir kere yanına uğramış oda hunkar uyurken . Zaten nasıl kızının yüzüne bakabilecektiki suanlik iyi olduğunu bilmek ona yetiyordu. Biricik kızı ölümden dönmüş belkide onun ölümü kendi ellerinden olacakti onun için canını bile verirdi ama biranlik sinirine yenik düşüp bütün herşey altüst olmuştu . Kendini kızına nasıl affettirebileceğini kara kara düşünüyor çıkmaza giriyordu.
Ya peki o fekeliye napacakti , kaç gündür bir damın deliğinde ölüme terk etmişti arada adamları yüzüne su döküp geri çıkıyor ölüp ölmediğini bildiriyorlar di.
Öncelikle kızıyla konuşup daha sonra karar verecekti.
Ali rahmet in annesini durdurmak mümkün olmuyor jandarma polis kayıp olarak heryerde Ali rahmet i arıyordu . Aysun la hakan korkularından celal beyin elinde olduğunu bı türlü soyleyemediler.
Hünkâr evine gelip odasina yerleşti. Herkes etrafında pervane olmuş ama onun hiç keyfi yoktu o kurşunun önüne kendisini atmasaydu belkide şuan sevdiğinin mezarı başında yada hastene köşelerinde yaşasın diye dua edecekti .
Kaç gündur kimse Ali rahmet hakkında tek kelime etmemiş hunkar ne kdar çok diretsede hep gecistirmislerdi ama artık iyileşmiş bu sorunun cevabını kendisi bile bulacak durumdaydı.
Annesine babasının nerede olduğunu sorup onu çağırmasını istedi .
Babası haberi alır almaz soluğu hunkarin yanında aldı. Kızının yüzüne bir süre bakamadi ama hünkar konuşmaya başlayınca babası daha fazla dayanamayıp kızına sarılarak af diledi ne istiyorsa yapacağına dair sözler veriyordu onu birdaha kaybetmeyi göze alamazdi dünyadaki tek varlığı kızıydı çünkü ama hiç beklemediği bir istekle karşılasti hünkar babasınin ellerini tutup yüzüne bakarak :
Baba beni Ali rahmet in yanına götür senden tek isteğim bu dedi.
Babası şaşırmış hunkarin yüzüne bakıyor ne diyeceğini bilemiyordu eğer onu yanına götürür se yine kızını kaybedebilirdi direkt;
Hayır olmaz hünkar hem ben bilmiyorum o nerede
Hünkâr -yapma baba lutfen senin elinde olduğunu biliyorum eğer götürmezsen bir daha sana yüzümü göstermem ve asla affetmem diyip ellerini çekip yatağa oturdu
Celal bey kızını iyi tanıyor du dediğini de bir şekilde yapardı ama artık buna dayanacak gücü kalmamıştı kızının yanına oturup :
Tamam seni yanına götüreceğim ama sırf seni kaybetmemek için yoksa onun canını çoktan almıştım dedi
Celal bey Ali rahmet in ondan intikam falan almak için hünkarı kullanmadığına emin olmuş bu durumdan onun haberi dahi olmadığını anlamıştı artık bu sır yine kendiyle mezara gidecekti.
O yüzden Ali rahmet in yanına onu götürecekti hazırlanmasını söyleyip odadan çıktı
Ali rahmet bir daha gün yüzü göremeyecegini anlamış kaderine razı olmuştu.heryeri mosmor yüzü çökmüş , zayıflamış bitap bir haldeydi onu o halde kim görse bakmaya dayanamazdi.
Celal beyle hünkar yol boyu hiç konuşmamış hünkar heyecandan ellerini sıkıyordu celal bey ise icinde bir savaş veriyordu ölmekten beter ettiği adamın yanına kızıni kendi eliyle götürüyordu.
Sonunda gelmişler hunkar ıssız olan bir yerde Ali rahmet in bunca gündür ne yaptığını merak ediyor endişe kat kat artıyordu.
Celal bey önden adamını içeri gönderip uyandırmasıni istedi Ali rahmetin. Adam yine suyu yüzüne döküp bı şekilde kendine gelmesini. Bekledi gözlerini açınca dışarı çıkıp haber verdi . Babası hünkara dönüp görebilirsin orda işte diyip yanından uzaklaştı .
Hünkâr yürüdükçe sanki yol uzuyor ayakları geri geri gidiyordu iyice yaklaşıp kapıdan içeri girdi Ali rahmet duvarın köşesine kıvrılı küçük çocuk kadar kalmış hali hünkarin yüreğine bir ok gibi saplanmış bunun Ali rahmet olduğuna inanamiyordu...
Gözlerinden yaşlar akarken tek bir şey diyebildi...
Ali rahmet ben geldim....
En güzel gülüşünle karşıla beni
İşte geldim yanına yorgun ve yitik
Yılmışım, yıkılmışım, kahrolmuşum
İçimde tarifsiz bir gariplik
Anlamaya çalış bir şey sormadan
Yaklaş yanıma, gözlerime bak
Dağıt saçlarını çocuklar gibi
Sonra başını omuzlarıma bırak
Dertliyim, kahırlıyım, efkarlıyım
Ağır, çaresiz hüzünlerle geldim sana
Birlikte ömür boyu yaşayacağımız
Perişan gecelerle, günlerle geldim sana
Paramparça hayallerim, umutlarım
Ne kalmışsa içimde kırık dökük
Al, yeniden yarat beni, ayıkla arıt
Baksana, bütün ışıklarım sönük
Pelte pelte karanlığım koyu, zifir
Göklerin üstüme abandığı gecelerdeyim
Dinle,sana bir şarkı söyleyeceğim özlem dolu
Dinle, bütün çalgıların sustuğu yerdeyim
Oysaki sen aradığım, bulduğumsun benim
Oysaki bu en güzeli kavuşmaların
Bakma şimdi böyle kahırlı olduğuma
En mutlu şiirleri söyleyeceğim sana yarın
Yeter ki mahşere dek beni özle beni sev
Zamanların en ölümsüzünde yaşat beni
İşte geldim yanına alev, alev dopdolu
Al dilediğin gibi yeniden yarat beni
Ümit Yaşar OĞUZCAN
Uzunca bir bölüm oldu bölüm hakkında yorumlarınızı bekliyorum 😌
İyi okumalar dilerim 💚
