Uyandığımda aşağıdan sesler geliyordu, belli ki bizimkiler gelmişti. Merdivenden inerken Berilin sesini duydum.
'Yani olan bu yarın giderse onu gitmezse bizden birini öldürecekmiş' dediğini duydum. Hiçbirinden ses gelmiyordu sessizliği Mert bozdu 'Polise gitsek olmaz mı ? Polisler işi çözer' dedi.
'Ablama 'polise gidersen işimi daha erken hallederim' gibi birşey demiş. Ablam da korktuğu için gidemiyor' Dediğinde kendimi çok kötü hissettim. Onlardan birine birşey olursa yaşayamazdım.
Yanlarına gitmek için merdivenlerin basamaklarından aşağı inmeye başladım ama sanki ayaklarım beni geriye çekiyordu. Aşağı inip yanlarına gittiğimde hepsi bana bakıyordu.
'Ne oldu ? Neye bakıyorsunuz ?' Dediğimde sesim biraz sert çıkmıştı insanların bana acıyarak bakmalarından nefret ediyordum.
'Herşeyi biliyoruz' dedi Ege net bir sesle. Berile baktım sinirli bir şeklide. Evet merdivende anlattığını duydum ama yinede söylemesine çok sinir olmuştum.
'Peki şimdi ne yapacağız ?' Dedi Deniz.
'Siz birşey yapmayacaksınız ben halledeceğim' bunu demiştim ama nasıl yapacağımı bende bilmiyordum.
'Olur mu öyle şey ? Bu işi kendin çözemezsin biz yardım edeceğiz.' Dedi Mert ama ben hiç kimseye zarar gelsin istemiyordum. O yüzden reddettim bir daha söyledi bir daha reddettim Mert bir daha söyledi. 'Mert ol-' daha cümlemi bile tamamlamadan Ege söze girdi
Ege'nin gözlerinden alevler çıkıyordu 'Ne diyorsun sen ya ? Ne dediğinin farkında mısın ? Kendi halledecekmiş kafayı yedin her halde nasıl halledeceksin ?' durdu.
'Neden bağırıyorsun ? Sizden birine zarar gelsin istemiyorum bu yüzden kendim halledeceğim' dedim.
Ege ilk önce öldürecek gibi baktı yüzüme sonra ağzından beni çok kıran birkaç cümle çıktı.
'Tamam ya bırakın kendi halletsin bakalım bizsiz ne yapabiliyor ?' Bana döndü bağırırken 'Ama eğer birşey olursa yanında olmayacağım bil ne de olsa kendin halledersin' dedi.
O an şoka uğradım, tamam yapmak istediğim sadece onları korumaktı ama böyle olacağını bilmiyordum.
Ege, ceketini aldı ve kapıyı çarpıp çıktı. Ben neye uğradığımı şaşırdım sadece durdum. Mert Ege'nin peşinden gitti Deniz ve Beril yanıma geldi.
'Abla iyi misin ?' Cevap vermedim.
'Çilem iyi misin ?' Cevap vermedim.
Koşarak odama gittim,kapıyı kitledim ve yatağa attım kendimi. Deniz ve Beril kapıya vuruyorlardı ama umursamıyordum. Ağlıyordum yaşadığım her şeye ağlıyordum. Ege'nin beni bırakmasına, yaşadığım her şey'e ağlıyordum.
O sıra Beril kapıya vuruyordu Deniz'de biriyle konuşuyordu. Telefonumu elime aldım o an aklımın almayacağı birşey yapacaktım beni arayan gizli numaraya mesaj atacaktım ama sonra gizli olduğu için mesaj atamayacağımı hatırladım.
10 dakika gibi bir süre geçti kapının önüne Mertte gelmişti 'Çilem orada mısın? Hadi aç kapıyı böyle olmaz lütfen.' Dedi ama umrumda değildi, açmayacaktım.
'Bak ben Ege ile konuştum, söylediklerinden çok pişmanmış sinirle söylemiş o şeyleri. Bak birazdan gelir Ege bu durumda seni bırakmaz hadi çık lütfen' Mert neredeyse yalvarıyordu ama çıkmayacaktım.
Onlar kapıya vururken bende Ege ile olan fotoğrafımıza bakıyordum. İkimiz çok güzel çıkmıştık. Her zaman 'Ege beni bırakır mı ?' Diye düşünürdüm ama böyle bir şey yapmayacağını bilirdim. Böyle bir şey yaptı korktuğum şey başıma geldi. Hem ağlıyor hemde sessizce kendi kendime konuşuyordum.
O sıra telefon çaldı Gizli numara arıyordu tekrardan,açtım ve telefonu kulağıma koydum 'Ne var ?' Dedim titreyen sesimle.
'Güzel kızım selam, ben bir kaçak yakaladım ve şuan onu öldüreceğim canlı canlı görmek ister misin ? 30 dakika sonra depoya gelmezsen ölür. 30 dakikan başladı.'
'Çilem gelme seni öldürecek gelme !' Bu Egenin sesiydi 'Ege !' Diye bağırdım '30 dakika' dedi ve telefonu kapattı. Deponun nerede olduğunu biliyordum koşarak kapıyı açtım.
'Çilem ne oluyor ?' Dedi Deniz 'Babam, Egeyi almış. Öldürecek !' Dedim ağlarken.
'Neredelermiş Çilem ?!' Dedi Mert. 'Bizim evin yakınlarında bir Depoda tutyor onu' dedim. Sesim titriyordu.
'Tamam sakin' dedi Mert.
Dışarıya çıkıp hızlıca arabaya bindik. Beril, ben, Mert ve Deniz Egeyi bulmaya gidiyorduk. '15 dakika kaldı' dedim titreyen sesimle.
Depoya varmıştık Ben hızlıca içeriye girdim. 'Ege ! Nerdesin ?!' Diye bağırdım. Her yere baktım sonra onun iğrenç sesini duydum 'Son 5 dakika' dedi o pislik.
Deponun arkasında bir ağaçlık yer vardı,orada tutuyordu Egeyi.
'Ooo gelebildiniz hanımefendi, bu güzel sahneyi gözlerinle görmek istedin demek ki' dedi sırıtırken.
'Lan senin derdin benimle değil mi ? Ne diye onu tutuyorsun beni al onu bırak !'
Durdu Ne yapacağını düşünüyordu her halde o sıra Egenin sesi duyuldu 'Hayır ! Çilem hayır dedim ! Lan pislik herif ne yapacaksan yap bana ama ona dokunma !' Dedi Ege.
'Aslında mantıklı geldi şimdi,tamam gel buraya' dedi beni kolumdan çekip yanına aldı.
Ege ayağa kalktı 'Hayır ! Bak sana yalvarıyorum onu bırak nolur' dedi Ege o pisliğe yalvarıyordu.
'Ege sus yalvarma şu şerefsize' dediğimde silahı kafama biraz daha bastırarak.
'Babaya şerefsiz denilir mi ? Ayıp' dedi.
'Lan sen Ayıp Ne demek bilir misin ?' Dedim çok sinirlenmiştim.
'Neyse, hadi arkadaşlarına son birkaç birşey söyle sonra seni öldüreceğim hiç konuşamayacaksın.' Kulağıma fısıldayarak 'sadece 2 dakika' dedi ve beni konuşmam için bıraktı.
Deniz,Beril,Ege ve Mert orada duruyorlardı hepsinin gözlerinin içine baktım. Hepsi çok korkuyorlardı.
'Hepinizden özür dilerim, hayatınızı mahvettim çok özür dilerim. Şimdi eğer ölürsem çok mutlu olun olur mu ? Benim yerimede eğlenin,gezin,mutlu olun. Sizi çok seviyorum. Birbirinize iyi bakın.' Dediğimde, hepsi ağlıyordu.
Gözlerimi sıkıca kapattım ve onlarla güzel anılarım gözümün önüne geldi. Egeyle, Denizle , Berille ve Mertle. Gözumden bir damla yaş düştü ve en son o pislik 3'ten geriye saymaya başladı
'3..'
'2..'
'1..'
Ve silah sesi...
------------------------------
yeni bölümü umarım beğenmişsinizdir🙏
Oylamayı unutmayın 🖤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yıldızlara Bak
Dla nastolatkówBabasından şiddet gören ve annesinin asla onu sevmediği ailenin sevilmeyen kızı Çilem. Tek ailesi arkadaşları olan Çilem bu hayattan kurtulmaya çalışır. Bu hayat ona çok şey öğretecektir... 03/01/2021 :)