...|A.L.|...
⚛ ⚛ ⚛ ⚛
Navigasyondan son kez kontrol ettikten sonra, sandığı da alıp arabadan indim. Antikacı on adım önümdeydi. Tam girmek için hamle yaptığım sırada telefonumdan gelen bildirim sesiyle olduğum yere çivilendim. Korka korka telefonumu arka cebimden çıkardım. Mesajlardan gelen bildirimin üstüne tıkladım ve, "Özel numara: o antikacıya girme!" Ne! Beni mi takip ediyordu! Aklımı kaybedecek gibiydim. Deli gibi etrafa bakındım. Kendi halinde gezinen kadınlar, arkadaş grupları, alışveriş yapan insanlar..
Herkes kendi işiyle uğraşıyor, kimse kimseyi farketmiyordu..Bu psikopatı bulup, hesabını soracaktım. Ama şimdi daha önemli bir işim vardı..
Hızlıca antikacıya girdim.
"Bakar mısınız? Merhaba.. Kimse yok mu?" bir süre sonra karanlık holden gelen orta yaştaki kadın, "Buyurun, nasıl yardımcı olabilirim?" diye sordu.
"Şey, ben bu sandık hakkında bilgi almak istiyorum. Bilginiz var mı? Yani, eskiliği ve tarihi nereye dayanıyor, bir tahmininiz var mı?"
Kadın biraz inceledikten sonra, hafif duraksayarak konuştu;
"satacak mısınız?"
"hayır.."
Aramızda geçen bu kısa diyalog, kadını hoşnut etmemiş gibiydi.
Bir süre daha inceledi ve gözü küçük ve kararmış vaziyetteki kilide takıldı. Gözleri yerinden çıkacakmış gibi açıldı ve yüzüme yaktı.
Hiç birşey demeden sol tarafına dönüp, "James! James! Buraya bakman gerekiyor.."
dedi. Bana hiç bakmadan, kocası olduğunu tahmin ettiğim adamın yanına gelmesini bekledi. Adam gelince kadın, "benim içeride işlerim var. James, sen ilgilenirsin." dedi ve arkasına bile bakmadan gittiJames'de bir süre inceledikten sonra, onun da gözleri kilide takıldı. Ve biraz, ürkek biraz da şaşkınca gözlerini kilitten bana çevirdi..
"Bunu nereden buldun?" sesi sorgulayıcı çıkmıştı.
"Şey, bu... Benimdi.. Bir yerden bulmadım." diye yalan söyledim. Çünkü benim olmayan bir şeye bakmak istediğimi düşünürlerse elimden alabilirlerdi. Ve ben de bunun içindeki sırrı öğrenemezdim. Buna çok emindim. Bu sandıkta bir şeyler saklıydı. Çünkü, eğer öyle olmasa neden özel numaralardan 'sandığa bakma!' vs. gibi mesajlar gelirdi ki?!Ben düşüncelere dalmışken James kuşkulandığını belli etti. Fakat bir şey söylemeden direkt konuya girdi.
" Bak, bu sandık her nereden çıktıysa oraya geri götür.." sesi hafif kızgın çıkmıştı.
"Bakın bayım, bu sandık benim! Ve bunu açtırmak istiyorum!" dayanacak gücüm yoktu artık. Bu saçmalıklara bir son vermek istiyordum. Herkesin bu sandığa bakmamam için özel bir gayret gösterdiğini düşünmeye başlamıştım artık!.."Madem sandık senin, içindekini de biliyor olman lazım. Anahtar neden sende değil?" bu adam beni mi sorguluyordu? Ne hakla?
"Evet benim. Size yalan söyleyecek değilim. Ve evet, yine yanılıyorsunuz ki bayım, anahtarım vardı.. Fakat kaybettim." iddialı çıkan sesim adamı sündürmüş olacaktı ki;
"Peki, o zaman bu sandık hakkında bilgi almak istemiyorsunuz anladığım kadarıyla.." dedi. Beni alt edebileceğini mi sanıyordu bu!
" hayır istiyorum, ama eğer bilgi vermek istemezseniz bölgedeki tek antikacı olduğunuzu sanmıyorum!.." sandığı alıp arkamı döndüğüm sırada, " o sandığın lanetini alma! Seni seçmesine izin verme! O seni seçmek istiyor.. Kehanet.. Seni seçmek istiyor!.."
☣ ☣ ☣ ☣Tekrardan merrhabalarr!!
Yeni bölümün kesitiyle geldiimm :)Kesiti nasıl buldunuz?
Yorum ve vote vermeyi unutmayınnn* _*Yeni karakterler yavaş yavaş kitaba dahil oluyorlar. Karakterler hakkındaki düşüncelerinizi aşağıya yazınızz...
•Annie Lonetson•🍃❄
•David Highwood•🌙🌀
•James Evans•
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kehanetin Kadını
Mystery / ThrillerAskıya Alındı Kehanet çoktan belirlemişti kurbanını, kaderi zayıf olan kehanete kurban giderdi. Çünkü kehanet kaderin içindeydi... Gözlerimiz birleştiğinde yalan söyledi aklım, senden nefret etmiyordum. Ben seni deli gibi seviyordum... |A&D| Ve o z...