"Kehanet sahibini buluyor.."

20 11 0
                                    

××~ Öncelikle şunu belirtmek isterim ki; tüm okuyucularım benim için çok çok çokk fazla değerliler.. Benim derdim hiçbir zaman okunma sayısı veya vote, yapılan yorumlar olmadı. Sadece bu hikayeden, Annie'nin hikayesinden haberdar olun istedim. İnsanlar da Annie'yi bilsin istedim. Burada yaptığım konuşmadan bir şey çıkaramamış olabilirsiniz, ama demek istediğim şey şu; okunma sayım asla önemli değil, buna bakarak devam etseydim zaten, bazı kitleye önem veren yazarlar gibi yazmayı bırakırdım herhalde.. Ama asla bırakmayacağım. Ben bu hikayeyi bitireceğim, en azından "Bitirdim." diyebilmek için bitireceğim, yarım kalmasını istemediğim için. Okuyan okur, okumayan okumaz. Ama kitaptan haberdar olun. Annie'yi tanıyın istiyorum. İnanın başka hiçbir şey umurumda değil. Yine de ve yeniden 'Sizi Seviyorum!'

'Okuyan herkese teşekkürler, şimdi bölüme geçebiliriz.. <♥︎>

{6}

... A.L. ...
Bölüm Şarkısı: Lucia - Yours ♡

Gözlerimi, ben, Claudio ve babamdan başka kimsenin olmadığı koridorda bininci kez gezdirdim..

Ama yoktu.. Kimse.. Hiç kimse..
Boşluğun dibinde gibi hissettim. Sanki çığlık atıyor, fakat sesimi kimseye duyuramadan bir boşluğun içinde kaybolup gidiyordu..

Bir süre daha içime hapsettim çığlıklarımı. Telefonumun kamerasından yansıyan görüntüye baktım.. Aman Tanrım! Bu ben olamazdım..

Gözlerim kıpkırmızı olmuş, dudaklarım morarmıştı. Saçım başım zaten karmakarışık olmuştu. Bitik haldeydim ve artık gözyaşlarımı tutamayacağımı anladım. Sessizce nefes verip serbest bıraktığım yaşlar yüzümde kendine bir yol haritası belirlemiştiler bile..

Nefesimi tutup tekrar telefona bakmamak için kendimi zor tuttum. Hızla ayağa kalkıp, arkama bile bakmadan kendimi koridorun sonuna attım. Boş olan asansörü farkettiğimde, hiç düşünmeden kendimi asansöre yönlendirdim. Bir yandan da dikkat çekmemeye çalışıyordum. Beni farketmelerini istemiyordum. Görünmez olmak istiyordum! Tamamen dünyadan soyutlanmak hatta..

Asansörde işaretli olan 1 sayısına bastıktan sonra, içinde bulunduğum duruma anlam vermeye çalışıyordum. Neyin içine düşmüştüm ben böyle?! Ah... Tanrım... Bana yardım et. Lütfen bu durumdan kurtulmam için bana yardım et! Daha fazla dayanamayacaktım.

Bir süre öylece bekledikten sonra asansörün açıldığını gördüm. Hiç düşünmeden dışarı attım kendimi, nefessiz kalmıştım sanki o bir dakikada. Dolan gözlerimle hastanenin bahçesine çıktım. Derin nefesler alarak başımın ağrısını geçirmeyi ve nefesimi düzene sokmayı denedim.

Kendimi daha iyi hissedince, geçen gün oturduğum bankın boş olduğunu gördüm ve hissiz şekilde ilerledim. Banka oturup bir süre sadece İrlanda'nın yeşil manzarasını izledim. Bildirim sesiyle daldığım yerlerden sıyrılıp yeniden gözlerimi telefonumun ekranına dikmeye başladım.

Derin bir nefes aldım ve tekrar sesli bir şekilde geri verdim. Gözlerimi sıkıca kapayıp bir süre sonra tekrar açtım. Şimdi biraz önce annemin odasının önünde oturan ben, babam ve Claudio'nun resminin olduğu bir fotoğrafın altında şunlar yazıyordu; "Güzel annen, adı neydi? Hah! Gracee! Durumunun, bir talihsizlik sonucu daha da kötüye gitmesini istemezsin değil mi Annie?" Yanına da pişkin pişkin emoji koymuş. Tiksiniyordum bu kişi her kimse ondan!

Bunu yapamazdı! Bu kadarına da cüret edemezdi ama! Değil mi?
Annemle tehdit edemezdi beni? Gözlerim artık yaş akıtmaktan yorulmuşken derin bir nefes alıp cevap verdim; "karşıma çık! Yüzyüze konuşalım. Yemin ederim yalnız geleceğim. Ne istiyorsan açık açık konuş! Bitsin bu işkence! Yoksa o lanet sandık da umurumda olmaz ve seni polise ihbar ederim!"

Kehanetin KadınıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin