{4}
...
Sizi Chopin'in Nocturne'siyle yalnız bırakayım o zaman... 《♡♥︎》
Şarkıyı açıp dinleyebilirsiniz, öyle daha zevkli oluyor... :)Bölüm şarkısı: Chopin - Nocturne op. 9 No.2
●☆●☆
Bu bölümü verdiği değeri alamayanlara ithaf ediyorum..
Bir dahaki sefere bir ay ışığını sevin, bir kar tanesini.. onlar belki size fiziksel olmasa da manevi bir değer vereceklerdir.. Sizi seviyorum canlarım. İyi okumalar ..♥︎♥︎♥︎
Hala uçakta put gibi oturuyordum. Etrafimdaki insanların çoğu kendi kendine kulaklığıyla şarkısını dinleyip uyumaya çalışıyor, bazıları camdan aşağıya bakıp küçük bir çocuk gibi mutlu oluyordu. Bana da çok garip gelmiştir uçaktan aşağıyı izlemek..
Sanki yeryüzü apayrı bir dünyayı temsil ediyor, gökyüzü bambaşkasını...
Sanki düşündükçe sıyrılıyordum olduğum durumdan. Sanki hiç böyle bir durumun içinde değilmiş gibi hissediyordum..
Sanki bir okyanus uzakta annem canı için savaşmıyordu. Böyle düşünmek iyiydi. İyi hissettiriyordu. Yani hiçbir şey olmamış gibi düşünmek...O kadar aciz hissettim ki kendimi, sanki eski ben içeride bir yerlerde, sadece sessizce durup yeni beni izliyor gibiydi..
Ama şuan, her şeyden daha gerçek bir şey vardı, o da benim gerçeklere dönmem gerektiği, kardeşim ve babama destek olmak zorunda olduğumdu. Annem iyileşecek ve ben de, o lanet ülkeden İrlanda'ya geri dönecektim. En azından böyle düşünmek istiyordum..
Uçaktan inmeme yarım saat kalmıştı. Yarım saat sonra doğduğum büyüdüğüm güzel ülkeme geri dönmüş olacaktım. Ayak basmış olacaktım. Bu ülkede kendimi hep güvende, korunaklı hissediyordum. Buraya her gelişimde gözümde, küçükken evimizin yanındaki boş arazide oynayışlarım geliyordu.
Hostes son kez birkaç rutin duyuruyu yaptıktan sonra geri gitti. Düşüncelerim beynimi esir almış, en derinlerdeki pus tutmuş anıları gün yüzüne çıkarıyordu.
Sahi kaç saattir yolculuk ediyordum?
Ben tekrar düşüncelere dalmışken, hostesin iniş için yaptığı son kontrol ve duyuru tarzında konuşmalardan sonra kaptan iniş izni istedi. İneceğimizi anlayınca içimde istemsiz bir heyecan belirdi. Karnıma kramplar giriyordu. Hem çok korkuyor hem de kendi vatanıma geri döndüğüm için, kendini iyiden iyiye belli eden bir mutluluk vardı.
Kendime kızdım..
Annen ne durumda Annie! Ne kadar aptalsın. Mutlu olamazsın. Mutlu değildim ki zaten.. Sadece mutluluğa ihtiyacım vardı.▪︎▪︎▪︎
İnsanlar suç işlerlerdi. Ve buna bazen, ilahi bir güç olarak bakarlar, bazense ilahi adalet derlerdi... Açıkçası bana bu gibi suçlar, canilik ve karma gibi gelir...
Yani en azından ben böyle sınıflandırmıştım.. Canilik, sebebi ne olursa olsun insan öldürmeye canilik denir benim gözümde. Canilik can almaktır... İlahi gücün, Tanrı'nın verdiği canı almaya kimsenin gücü ve yetkisi yoktur.
Ama bazen, karma dediğimiz şey, ortaya çıkar ve; "layığını bulmuş!" dememizi sağlar.. Tabii ki, suç işleyen herkes suçludur. Ve cezasını çekmek zorundadırlar.. Fakat bazı insanlar cehennemde yer edinmiştirler. Ve bazı insanlar da o insanları öldürmek, cehennemine hızlıca kavuşturmak isterler.. Benim gözümde bu karmadır. İşlediği suç ve günahların karşılığında, karma yoluyla layığını bulmuştur!
Tabii bazılarınız bu söylediklerimi anlamamış olabilir. Bu benim düşünce stilim. Ben düşündüm bunu, siz de aynı fikirde olmak zorunda değilsiniz...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kehanetin Kadını
Mystery / ThrillerAskıya Alındı Kehanet çoktan belirlemişti kurbanını, kaderi zayıf olan kehanete kurban giderdi. Çünkü kehanet kaderin içindeydi... Gözlerimiz birleştiğinde yalan söyledi aklım, senden nefret etmiyordum. Ben seni deli gibi seviyordum... |A&D| Ve o z...