{8}
... A.L. ...
Bölüm Şarkısı: Lana Del Rey - Pretty When You Cry ~Yüzleşmek..
Neye göre ve kime göre?
Anlamı neydi bu kelimenin?..
Dudaklarımı birbirine bastırdım ve tüm kelimelerimi, haykırışlarımı, bağırtılarımı, acılarımı, her şeyi akıttım içime..Kan çanağı olduğuna yemin edebileceğim gözlerimi kıstım, gözyaşlarımı da akıttım içime..
Tutamıyordum ki artık kendimi. Dayanamıyordum..
Tek adımda dibimde bitti ve beni kolumdan tutup kaldırdı.
Kin mi kusuyordu, kırgın mıydı anlayamamıştım.Beynim durmuş, tüm işlevini yitirmişti. Durgundum. Kolumu da kendine çekip aramızdaki boşluğu iyice kapattı..
Kulağıma eğilip fısıltıya benzer bir sesle konuştu, "Yüzleşmek mi istedin, cesur Annie? Bak.. Uyandırdın sonunda onu.. Uyandı işte! Şimdi yüzleş bakalım.."
Soz sözleri pek de fısıltı gibi çıkmamıştı. Gözlerim, yerde dizlerinin üstüne çökmüş, beton zeminin üzerinde bir noktaya kenetlenmiş olan Stefan'a kaydı.. Sanki duymuyordu bizi..İçim acıyordu..
"Lütfen.. David, bak bırak da eve gideyim. Ben.. ben anlamıyorum söylediklerini.. Lütfen, canımı yakıyorsun. Gitmek istiyorum. Bu lanet yerden gitmek istiyorum artık!"Sonlara doğru yükselen sesim ve sarf ettiğim bu sözler, David'in umurunda bile değildi. Anlıyordum..
Alay edercesine güldü ve kolumu sertçe geriye doğru itti. İtişiyle, geriye doğru savruldum. Dengemi sağlayabilmem birkaç saniyemi aldı. Ve histerik bir kahkaha daha koyverdi hemen ardından.
"Her şeyi mahvettin! Şimdi öylece evine gidip, uyuyabileceğini mi sanıyorsun? Sen sandığımdan daha da aptalmışsın Annie!.. Cidden.. Son kez söylüyorum. Bugün, burada, sen her şeyle yüzleşeceksin! Sonra ne olur onu bilemem. Korkak.."Aniden yüzümü yerden kaldırıp, aynı öfkeyle ben de ona bakmaya başladım. Tükürürcesine konuşup, bir an bocalamasını sağladım. "Hah! Ben korkak değilim! Tamam mı? Lanet olsun tamam! Tamam ne haltla yüzleşeceksem yüzleşeyim! Bitsin artık bu işkence! Senden de bıktım, şu aptal oyundan da! Ne olacaksa olsun artık! Umurumda bile değil!"
Tam lafımı bitirdiğim anda, korkunç bir gümbürtü koptu ve, her yeri sis sardı. Kalbim göğsümü delip çıkacak sandım. İstemsiz, sağ elim kalbime gitti. Nefesim kesildi. Öleceğim sandım.
Başıma korkunç bir ağrı girdi ve dizlerimin bağı çözüldü..
Gözüm karardı. Ama öyle, beyaz ışık falan görmedim. Her yer karardı. Hayatım kararmıştı zaten, lanetli ilan edilmiştim. Alışmıştım karanlığa...Daha fazla duramadım, dizlerimin üstüne çöktüm. Gözkapaklarım, ağırlaşmaya başlamıştı. Tutamadım, oda gözlerimin önünde dönmeye başladı yavaşça..
Sisler bilincimde yayılırken, zorlukla duyduğum tek şey, çok tanıdık bir sesti. Ama ne dediğini kestiremedim. Bağırıyor muydu? Kızıyor muydu?..
■▪︎□▪︎■▪︎□
Beynime balyozla vuruyorlar sandım. Güçlükle gözlerimi araladım. Ağzımı açsam, sesim çıkmayacaktı sanki, boğazım ağrıyordu.. Sanki tüm kaslarım işlevini kaybetmiş, her bir hücrem, tek tek işlevsiz bırakılmıştı. Dayak yemiş gibiydim. Ağlamak geldi içimden. Gözlerim doldu istemsizce, annem beni merak etmiştir. Claudio'nun bana ihtiyacı vardır. Babam endişelenmiştir..
Gitmek istiyorum..
İçimden defalarca tekrar ettim..
Hiçbir şey değişmedi. Düşünceler yeniden beynimi o kadar işgal etmişti ki, nerede olduğumu bile sorgulamamıştım.Başımın ağrısını unutup, etrafı incelemek için sol tarafa çevirdim kafamı. Aniden giren ağrıyla birlikte, refleks olarak sol elim de başıma gitti.
Rutubet kokmuyordu ama, tuhaf, başka bir koku vardı..
Rahatsız etmiyordu, ama hoş bir koku da değildi..Zor da olsa uzandığım yerden hafifçe doğrulup, etrafı daha iyi incelemeye koyuldum. Koyu renklerle döşenmiş, çok kullanılmadığını eşyaların yeni ve yerli yerinde oluşundan anladığım, lüks eşyalarla bezenmiş bir odaydı.
Bir süre öylece kalıp başımın ağrısının geçmesini bekledim. Neredeydim ben? En son ne olmuştu? Biraz zorladım pus tutmuş anıları..
Flashback-
Hah! Ben korkak değilim! Tamam mı? Lanet olsun tamam! Tamam ne haltla yüzleşeceksem yüzleşeyim! Bitsin artık bu işkence! Senden de bıktım, şu aptal oyundan da! Ne olacaksa olsun artık! Umurumda bile değil!.."
Tam lafımı bitirdiğim anda, korkunç bir gümbürtü koptu ve, her yeri sis sardı. Kalbim göğsümü delip çıkacak sandım. İstemsiz, sağ elim kalbime gitti. Nefesim kesildi. Öleceğim sandım.
Başıma korkunç bir ağrı girdi ve dizlerimin bağı çözüldü..
Gözüm karardı. Ama öyle, beyaz ışık falan görmedim. Her yer karardı. Hayatım kararmıştı zaten, lanetli ilan edilmiştim. Alışmıştım karanlığa...Daha fazla duramadım, yere düştüm. Gözkapaklarım, ağırlaşmaya başlamıştı. Tutamadım, oda kaydı yavaşça..
Sisler bilincimde yayılırken, zorlukla duyduğum tek şey, çok tanıdık bir sesti. Ama ne dediğini kestiremedim. Bağırıyor muydu? Kızıyor muydu?..
Flasback son-
Aniden zihnime hücum eden düşünceler midemin kasılmasını sağladı. Yavaş yavaş yok oluyordu başımdaki korkunç ağrı..
Olduğum yerde daha da dikleştim. Yataktan sağ bacağımı sarkıttım ve yavaş bir soluk alıp, hemen ardından da sol bacağımı..
Derin bir nefes alıp hızla ayağa kalktım. Odanın diğer ucundaki kapıya doğru ilerledim. Kapının soğuk, pirinçten kolunu kavradım. İçimi bir ürperti dalgası kaplasa da, o kadar gerçek, o kadar ait hissediyordum ki buraya..
Bir an ben bile korktum bu hissettiklerimden..Kapı kolunu yavaşça çevirdim. Çıkan gıcırtı, sinirlerimi bozmaya yetmişti. Uzun bir koridor vardı önümde. İki katlı, büyük bir evdi burası. Sağ adımımı odanın dışına attım ve hemen ardından sol adımımı. Sanki tam şuan bir şey olacakmış gibi hissettim. Ama ilk defa yanılmıştım hislerimde. Hiçbir şey olmadı..
Sakince evi keşfederken, tam çaprazımdaki odanın kapısının hafif aralıklı olduğunu farkettim. Sessiz olmaya dikkat ederek kapının ucuna ilerledim. Sesini, sakin ve sessiz tutmaya özen göstererek konuşan birkaç kişi vardı içeride. Kaç kişi olduklarını kestiremedim. Odaya bakmaya cesaret de edemiyordum. Bir adım daha attım ve kör bir nokta bulup içeride konuşulan şeyleri dinlemeye çalıştım.
Kalın bir erkek sesini net şekilde duyabiliyordum.. "Sana söyledim! Bu mantıklı değil dedim.. Beni dinlememenin bedelini herkese ödeteceksin! İlerisini kestiremiyorum. Emin olamadığım birçok şey var. Annie, bunu öğrenmeye henüz hazır değil David!"
"Neyi öğrenmeye hazır değilmişim ben?.."
Çok utanıyorum.. 2 sene olmuş. DİLE KOLAY 2 SENE.. Bu kitabı 2 sene önce sırf içimden geldiği için yazmaya başlamıştım. Buraları epey bir boşladığımı biliyorum. Belki eski kitlem de yok, ama yine güzel bir başlangıç yapsak. Nefes aldığımız sürece hiçbir şey için geç değildir ne de olsa.. biraz iyimser olmaya çalışıyorum. Belki inandırıcı olmayacak ama bu sefer buradayım. Kitabımla, kurgularımla ve sizlerle buradayım. Yine de her şey için teşekkür ederim. Sizleri her zaman olduğu gibi çokça seviyorumm❤️🥺
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kehanetin Kadını
Mystery / ThrillerAskıya Alındı Kehanet çoktan belirlemişti kurbanını, kaderi zayıf olan kehanete kurban giderdi. Çünkü kehanet kaderin içindeydi... Gözlerimiz birleştiğinde yalan söyledi aklım, senden nefret etmiyordum. Ben seni deli gibi seviyordum... |A&D| Ve o z...