"Kaba saba bir adamla bu evliliği daha ne kadar yürütebilirim?"
Sözcüklerim, bağırışımla beraber savrulup yatak odasının duvarlarına çarparak bana geri döndü. Ama kibar olmayı önemsemedim.
İlişkimizin son basamağındaydık. İlk adımı atan, özgürlüğünü alacaktı. En azından ikimizden biri bunun farkında.
"Kaba mı? Kaba olan ben miyim? Şu haline bak tıpkı azgın bir boğa gibi öfkeyle soluyorsun."
"Bu olmadığımı biliyorsun. Çok çabaladım çok denedim-"
"Siktir Betty. Yaptığın tek şey mükemmelliğin altında beni ezmekti. Betty en iyisidir, Zayn onu hak etmiyor, ah zavallı Betty ilişkimizin kurbanı sensin değil mi?"
Bağırışı, sesini yükseltmekten çok uzaktaydı. Sanki, imkanı olsa beni bu çığlıkla boğmak istiyormuş gibi. Sözlerinin birer cam parçası gibi tenime batıp, beni kanattığını dahi görmüyordu.
Gözlerim buğulandı. Ona verebilecek tek bir kelimem daha yoktu kahretsin.
"Biliyor musun?" diye devam etti canımın yandığını görmenin verdiği keyifle "Onu sikiyorum evet. Çünkü karımın yapamadığı ne varsa o yapabiliyor. Harika biri, her erkeğin isteyeceği gibi biri."
İtirafı karşısında sarsılmadım ama bunu ondan duymak yine de kalbimin üzerindeki o acının ikiye katlanmasına neden oldu. Her şeye rağmen karşısında sadece süzülüyordum.
Sözlerinin sonrasında suratıma yerleşen gülümsemenin sinirlerini bozduğuna yemin edebilirim ama açık olmak gerekirse bu maskeyi yüzümde daha ne kadar tutabilirim bilmiyorum. Canımkor bir ateşte alev almışım gibi acıyordu.
Ama susmadı. Susup acımı dindirmedi.
"Bir şey söyle. Haklıydım de, yine yanılmadım sen bir hayal kırıklığısın de. Susma amına koyayım."
Elini, evlilik fotoğraflarımızın olduğu aynanın önüne savurduğunda, buna dahi engel olamadım. Çerçeveler birer birer yere devrilip tuzla buz olurken, gözlerim hala inatla onu ve yaptığı her hareketi izliyordu.
Ben, bu adama inandığım için sadece pişmandım.
Bu canavarı, tüm kalbimle sevdiğim için bir aptaldım ben.
Karşımda duran, saf öfkenin ele geçirdiği bu canavara tam dört senemi vermiştim ve şimdi benden tüm güzel anılarımızı almak istiyormuşçasına konuşuyorken onu tanıyamıyordum.
"Bana yalvaracaksın."
Sakin ve sanki az önce bağırmamışım gibi yumuşacık bir halde dudaklarımdan çıkan kelimeler onu duraksattığında, ani bir karar vermemem gerektiğini farkettim.
Yine de tıpkı bana yaptığı gibi onu acının içine atmak, üzerine tüm kapıları kilitlemek istiyordu her bir zerrem ve oradan sonsuza kadar çıkarmamak.
Sadece gözlerinin içine bakıyorken bile benden ne kadar korktuğunu görebiliyordum.
"Ne dediğini bilmiyorsun-"
"Diyorum ki," yanına doğru adımlarken kırık bir gülümseme şimdi benim dudaklarımda da yer edinmişti. "sana merhamet etmem için yalvaracaksın. Ama ben asla durmayacağım."
"Saçmalıyorsun."
"Az önceki öfkene ne oldu?"
"Sabrımın bir sınırı var Betty, saçmalamayı kes. "
"Benim de vardı.." omuz silktim. Boş gözleri az önce yaptığımı yaparak her hareketimi izliyorken bir parmağımı yanağına sürtmüş, ardından tükürmekle öpmek arasında kaldığım o güzel suratına belki de son kez böyle dikkatle bakmıştım. "Sevgilim.." diye soludum sakinleştirici bir tınıda. "Bu zamana kadar gördüğün tek şey sevgimdi."
Bakışlarını kaçırmadan bir kaç saniye öylece bana baktı. Parmaklarım usulca yanağını kavradıktan sonra, elimi çenesi ve yanağı arasında sıkılaştırarak dokunuşumu sertleştirmiştim.
Etki etmiş miydi emin değilim ancak, bir put gibi gözünü bile kırpmadan izliyordu beni.
"Ne yaptığına bir bak Zayn."
Dudaklarımız arasında kısa bir mesafe kaldığında ne yapacağımı, ona nasıl bir darbe vuracağımı bekliyordu ama sadece, zihnimin içi ona yapacaklarımı düşünmekle meşguldü.
"Eskiden büyük bir aşka sahiptik-"
"Hala öyleyiz."
Elini, yanağıma sardığında gülümsedim. Dudakları arasından aldığım yoğun içki kokusuyla gözlerine bakmayı sürdürdüğümde onunda yüzünde büyük bir gülümseme yer edinmişti ama, çok sürmedi.
"Dudaklarından onun tadını aldığımdan beri değiliz Zayn."
"Betty."
"Nefesini tüketme."
Parmağımı dudağına bastırdım. Canını öyle acıtacaktım ki. Tek bir şey bile yapmadan üstelik. Her sabah uyandığında yüzümü gördüğü için kahrolacaktı.
"İkimizde öfkeliyiz, bu konuşmayı sonra yapalım."
Geriye çekildiğinde şimdiden sarsılmış gibi duran ifadesi, keyfimi yerine getirmişti. Bir kaç adım geri atarak az önce yere savurduğu çerçevelere doğru adımladım. Ellerini saçlarından geçirerek yatağın ucuna oturmuş, ne yaptığımı çözmeye çalışıyormuş gibi izlemişti beni tüm bu süre boyunca.Cam kırıklarına bakıp yerden büyük bir parça aldım.
Ne kadar benziyorduk.
İkimiz de, paramparçaydık ve her ikimiz de bu halimizle yaralayıcı olabilirdik.
"Şimdi ona gidebilirsin Zayn."
"Bir yere gitmiyorum."
Ona döndüm.
"Neden?"
Kaşları sorumla beraber havalandı ve bir süre yüzüme baktı.
"İyi değilsin."
"Yanılıyorsun."
Cam parçasını aniden yere bıraktığımda ayağa kalkmak için yeltenmişti. Buna izin vermeden ona durması için bir hareket yaptığımda tereddütte kalsa bile itaat etti.
Tıpkı bundan sonra da olacağı gibi.
"Git, kafanı dağıt, onu öp, hatta seviş inan bana umrumda bile değil. Karının veremediği ne varsa ondan alabilirsin."
Burnumun ucu sızlarken, bana bu cümleyi kurdurduğu için bile ondan nefret ediyordum. Ağlamak isterken karşısında böyle güçlü görünmek ne kadar zordu bilmiyordu.
Ama iyiydim, kendime bunu hatırlattım.
Artık iyiyim.
"Senden boşanacağım."
"Betty, yapma."
Aceleyle ayağa kalkıp karşıma dikildiğinde dudaklarımı ıslattım.
"Hemen değil, hemen olmaz. Önce umudunu, aşkını,tüm hislerini, her şeyini bana adayacaksın. Sonra, farkında bile değilken elinden hepsini alacağım ve öyle gideceğim."
Az önceki öfkem yeniden baş gösterdiğinde ifadesinden ödün vermedi. Bir cevap beklemiyordum zaten. Her zamanki gibi, bana inanmıyordu.
"Ne olacağını merak etmiyor musun?"
"Tüm her şeyim zaten sana ait."
"Hayır, hayır Zayn her şeyin bana ait değil. Hala zorlanmadan nefes alıyorsun, hala benimle konuşacak yüzün bile var inanabiliyor musun?"
"Betty, üzgünüm."
Üzgün müydü? Ben kahroluyordum, üzgün olması yeterli değildi.
Buna rağmen "Ben de." dedim.
Üzgündüm, bu bundan sonra olacaklar içindi.
Ve üzgündüm, bu da benden çaldığı dört seneyi ondan bir ömür çalarak telafi edeceğim için.
#Zetty
ŞİMDİ OKUDUĞUN
betty•malik
FanfictionBetty, işlerin ne zaman sarpa sardığını biliyorum ama bizi kurtaracağım.