İnsanın doğası, kendi düşmanıdır. İnsan doğası saklar, yalan söyler, çalar. (Uyumsuz)
Tuna
Uyandığımda nedense fazla karamsardım. Sanki bugün kötü bir şey olacakmış gibi hissediyordum. Yataktan kalktım ve uyuşuk bir şekilde banyoya girdim. Banyo da işlerimi hallettim. Üstümü değiştirdim. Bir siyah kot ve beyaz gömlek, üzerine ise yeşil bol bir kazak giydim. Çantamı da aldıktan sonra aşağı indim. Cansu ve Mukaddes abla dışında ayakta olan kimse yoktu Toprak abi, Alp abi, Cenk abi ve yengem koşuya çıkmıştı. Tuana uyuyordu Dicle abla da aynı şekilde uyuyordu. Ve evdeki diğer herkes hala uyuyordu. Bende çantamı kenara bıraktım ve Cansu'nun yanına oturdum.
"Günaydın kuzen."(CANSU)
"Günaydın sen ne ara uyandın ki."(TUNA)
"Ya sabah 6 da falan galiba. Sen iyi misin? Enerjin çekilmiş gibi duruyor."(CANSU)
"Ya kendimi kötü hissediyorum. Kötü bir şey olacakmış gibi. Tuhaf."(TUNA)
"Tuna acaba sakladıklarımız artık bizi tüketiyor olabilir mi? Çünkü bende pek iyi hissettiğim söylenemez."(CANSU)
"Bilmem belki olabilir. Cansu artık cidden benim canım acımaya başladı. O benim diğer yarım ondan bir şeyler saklamak istemiyorum."(TUNA)
"Eğer gerçekleri söylersek ne olur bir hayal et bakalım."(CANSU)
"Cansu ne olacağı cidden bu kadar önemli mi? Bu bencillik değil mi yani? Sırf bizden gitmesin diye ondan her şeyi saklıyoruz artık yoruldum."(TUNA)
"Tuna bencillik olduğunu düşünüyorsan neden bu kadar korkuyorsun söylemekten? Neden bu güne kadar söylemedin. Tuna sende farkındasın çünkü sende biliyorsun eğer her şeyi ona anlatırsak çekip gidecek."(CANSU)
"Ama Cansu üzülüyorum ve korkuyorum. Ya hatırlarsa. Ya o zaman bize daha fazla kızarsa, ya o zaman bir daha geri dönüşü olmayacak şekilde giderse."(TUNA)
"Hatırlamaya başladı mı ki?"(CANSU)
"Galiba hatırlıyor bazı şeyleri. Çünkü ikimizin ortak anıları hiç bir sebep yokken aklıma geliyor bu sadece önceden Tuana hala her şeyi hatırlarken olurdu. Yani bu da demek ki evet hatırlamaya başladı. Bence geç olmadan onunla konuşalım."(TUNA)
"Tuna konuşmayacağız ne belli belki hatırlamıyor. Hayır olmaz. Ben onu tekrar kaybetmeyeceğim."(CANSU)
"Cansu korkma zaten Tuana'yı kaybetmeyeceksin. Dün konuşurken bende fark ettim sanırım hatırlıyor bir şeyler. Ama kim olduğunu hala bilmiyor. Yani merak etme."(AKIN)
Bu Akın amcamdı. Gelip karşımıza oturdu. Hemen ardından da abimgil koşudan gelmişlerdi. Alp abim ve yengem yukarı çıktı. Cenk abim ve Toprak abim ise yanımıza oturmuşlardı.
"Ne oluyor bu suratlar ne böyle çocuklar."(TOPRAK)
"Yok bir şey ya. Her zaman ki konular."(CANSU)
O sırada Mukaddes abla bize seslenmişti sofra hazırdı. Bizi bekliyordu. Hepimiz masanın başına geçtik. Mukaddes abla da diğerlerini uyandırmaya gitmişti. Şu an masa da olan ben hariç herkes bir şeylerden konuşuyordu. Onların konuştuklarını duyuyordum ama bir türlü anlayamıyordum. Yani sanki kelimeler bana ulaşmadan yok olup gidiyordu. Çünkü üzülüyordum hem Tuana'ya hem kendime hem de Cansu'ya. Cansu bir yerde haklıydı ama kendi hatırlaması bizim anlatmamızdan bin kat daha kötü bir durumdu. En azından biz anlatırsak belki daha az acıtır canını. Ben bunları düşünürken Tuana'nın sesini duydum.
"Herkese günaydın sevgili ailem."(TUANA)
Sesi çok neşeli geliyordu. Masanın karşısına Cansu'nun yanına oturdu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAŞLANGIÇ
ChickLitHafızasını kaybetmiş bir kız... Hiç bir şey bilmeyen bir kız... Bir aşk hikayesinden daha fazlası... Yalanlar üzerine kurulmuş yeni bir hayat... Sıradan değil sıra dışı bir acı, yalan, vazgeçiş...