#KERTME, LÜTFEN!#

9 0 0
                                    

Kıvanç

"Evlenmek mi?"(KIVANÇ)

"Kızım zaten evlenmeniz için tanıştırmadım. Bilin tanışın diye yani. Şu an seni evlendirmeyi düşünmüyorum ama beşik kertmenin olduğunu bilmen gerekiyor. Sonuçta siz beşikteyken söz verildi. İlerde evlenirsiniz diye."(TİMUÇİN)

Nedense Cansu'nun evlenme fikri beni çok sinirlendiriyor ve endişelendiriyordu. Bu hisleri Tuana'ya karşı hissetmiyordum. Tuana'ya aşık olmaktan ya da hoşlanmaktan daha çok ona hayran olmuşum sanırım. Çünkü bu sabah yaşanan şeylerden sonra Cansu'ya da bir ufak hayran kalmıştım. Ve sanırım hoşlandığım kişi Tuana değildi. Cansu mu emin değilim ama onun evlenmesine izin veremem. Bir şey yapmam gerekiyor. Saçmada olsa aklıma gelen fikre uydum. Çünkü filmlerde hep işe yarıyor.

"Olmaz, izin vermem."(KIVANÇ)

Timuçin abi bana döndü.

"Ne alaka?"(TİMUÇİN)

Şimdi diyeceğim şeyden sonra dayak yersem hiç şaşırmazdım.

"Çünkü Cansu-"(KIVANÇ)

Kapının çalışı ile susmuştum. Cansu hemen gidip kapıyı açtı. Cansu'nun kuzenleri ve abisi gelmişti. Çok yanlış bir zamandı çünkü Batuhan hoca fazla korkutucu biri idi. 

"Merhaba."(ALP)

"Alp cevap vercem de bir dakka dursana. Devam et Kıvanç Cansu ne?"(TİMUÇİN)

"Cansu benim sevgilim."(KIVANÇ)

Bir anda söylemiştim. Herkes bana dönmüştü. 

"Ne?"(BATUHAN)

Aslında bana cesaret veren biraz da Cansu idi az önce kimi seviyorsun sorusuna bana gözleri ile seni demişti. O an şoka girmiştim. Sonra kertme mevzusu çıkınca arka plana atmıştım. Cansu'nun beni sevdiğini biliyordum tabi ki. Fakat bunu belli etmesi farklıydı. Az önceye kadar hiç böyle bir şey yapmamıştı. Yüzüme inen bir adet yumrukla gözlerim zorunlu olarak Cansu'dan çektim. Kırılan kolum sağ kolum olduğu için bir karşılıkta verememiştim. Bu yüzden yüzüme inen yumruklar hızını arttırarak devam ediyordu. O sıra da Cansu'nun sesini duydum. 

"ABİ, DUR ARTIK."(CANSU)

Durmuştu. Ağzımın içi kan dolmuştu. Batuhan hoca üstümden kalkınca yana döndüm ve tükürdüm. Yavaşça kalkmaya çalıştım ama kalkamayınca Ateş bana yardım etti. Beni kaldırdı ve koltuklardan birine oturttu. Kolum sızlamaya başlamıştı bile. Kafamı çevirip Cansu'ya baktım bana doğru geliyordu ki Batuhan hoca kolunu tuttu. 

"Cansu!"(BATUHAN)

"Abi nolur bırak kolumu."(CANSU)

Batuhan hoca Cansu'nun kolunu bıraktı ve Cansu benim yanıma geldi. Önümde diz çöktü yüzümü inceliyordu. Gözlerimi dudağıma üfleyen dudağına takıldı bir an. Üflemeyi bıraktı bende gözlerine baktım tekrar onlarda bana bakıyordu. Gözlerinden kafasının karıştığını anlayabiliyordum. Sadece onun değil herkesin kafasını karıştırmıştım sanırım.

"Cansu, gülüm doğru mu bu?"(AKIN)

Hâlâ Cansu'ya bakıyordum. O da bana. Konuşmaya başladı.

"Doğru, Kıvanç ve ben sevgiliyiz."(CANSU)

"Allah'ım sabır ver."(BATUHAN)

"Batuhan bir dur yeter!"(TİMUÇİN)

"Kızım, emin misin?"(GÖKÇE)

"Evet anne."(CANSU)

"Şaka falan demi bu?"(ALEV)

Alev'e döndüm. 

BAŞLANGIÇHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin