Yalnızlık, müziğin bile seni dinlememesidir
Tuana
Bazen sadece yalanlara inanmak istersin. Sadece inanmak. Sorgulamadan, üzülmeden, gerçeği hiç bilmeden yaşamak. Hatalarınla yaşamak sanki bilmiyormuş gibi. Evet bu hayatta insan çok hata yapar ama aynı hatayı iki kez yapmaz. Ve benim kuzenim aynı hatayı ikinci kez yapmıştı. Yani bir kez yenilmişsin niye zorluyorsun. Ben eve dönerken Tuna mesaj atmıştı.
'İkiz Cansu'nun ve muhtemelen benim başımız bela da. Şu an konuyu bilip bizi kurtaracak bir sen varsın üzgünüm. Aksoy'ların pistindeyiz. Kıvanç ile yarışıcak. Seni seviyorum.'(TUNA)
Sanırım Cansu adrenalin bağımlısıydı bunun başka açıklaması olamazdı. Ne diye gidip tekrar yarışmaya kalkışırsın ki.
Yolumu değiştirip Cem abinin yanına gittim. Motordan inip dükyana girdim.
"Abi bana acilen silah lazım."(TUANA)
"Başını belaya sokucak mısın?"(CEM)
"Umarım hayır."(TUANA)
Silahı yerinden çıkarıp bana uzattı. Hemen elinden aldım. İşte bu adamı bu yüzden seviyorum başkası olsa iki saat neden diye sorar.
Cem abinin yanından çıkıp piste sürmeye başladım. Motoru o kadar hızlı sürüyordum ki bir an kaza yapacağımı düşünmüştüm. Ama hiç bir kaza çıkmadan piste ulaşmıştım.
Piste girdiğimde ilk gördüğüm şey kardeşimin kafasına dayalı olan silahtı. Tabi bu manzarayı görünce benim balatalar koptu. Hemen motordan indim ve bende belimdeki silahı adamın kafasına dayadım.
Kıvanç, bana silahla ilgili bir şey söylemişti. Silahı havaya kaldırıp ateşledim.
"Zaten bende aynı yalanı iki kez söylemem."(TUANA)
Fazla bir zaman geçmemişti ki bir kadının sesini duyduk. Sanırım ablamın bahsettiği Kıvanç ve Ateş'in ablaları bu kadındı zaten yanında ablam da vardı. Ablamda bize hitaben konuşmuştu. Tuna ile ben aynı anda 'abla' demiştik. Benim sormak istediğim soruyu Tuna sormuştu. Zaten sonrada Kıvanç ve ablası ufak bir tartışmaya girmişti. Ama bu tartışmanın sonunda bile Kıvanç Cansu'yu bırakmamıştı.
Sonrasında ise Fatih amcam gelmişti. Burda ne işi vardı bilmiyorum ama iyi ki gelmişti. Yoksa ben bu işin içinden asla kurtulamadı.
Kıvanç'ın ablası ve amcam tartışmaya girmişti. Tartışmayı izlemeye o kadar dalmıştım ki Kıvanç'ın Cansu'yu götürdüğünü bile fark etmedim. Fark ettiğimde de zaten aramıştım. Ama ilk aradığımda açmamıştı. Onlar ise hala tartışıyorlardı.
"DURUUN"(TUANA)
"Tuana Cansu yok."(TUNA)
"Fark etmene sevindim Tuna."(TUANA)
"Allah kahretsin. Sen kardeşinin nereye gitmiş olabileceğini biliyor musun?"(FATİH)
Hemen mafyavari bir havaya bürünmüştü yine. Amcam İstanbulun en büyük mafyalarından biridir. Bizim ailede de yok yok anasını satayım.
"Hayır ama pisten dışarı çıkmış olamazlar. Arabası hala burada."(BURÇİN)
***
"Kıvanç telefonuna ulaşılamıyor. Çekmeyen bir yerde olabilir."(BURÇİN)
Tekrar Cansu'yu aramıştım. Bu sefer açmıştı. Kısa bir konuşma geçmişti aramızda. Ben Cansu'ya güveniyorum. Trip atarım demişti. Trip atması ya da bana küsmesi önemli değil güvenmesem asla onu o çocukla yalnız bırakmam. Hemen amcamla ablamın yanına gittim. Durumu onlara da anlatmam gerekiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAŞLANGIÇ
ChickLitHafızasını kaybetmiş bir kız... Hiç bir şey bilmeyen bir kız... Bir aşk hikayesinden daha fazlası... Yalanlar üzerine kurulmuş yeni bir hayat... Sıradan değil sıra dışı bir acı, yalan, vazgeçiş...