#İKİZ#

64 5 0
                                    

Tesadüf bir BAŞLANGIÇ'tır. Finali sen oynarsın perdeyi kader kapatır.

Tuana

"Sabahın köründe aşağıdan gülüşmeler konuşmalar geliyordu. Saate baktığımda 06.00 olduğunu gördüm. Yataktan kalktım ve biraz gidip camın önündeki koltuğa oturdum. 

Şimdi etrafı inceliyordum. Yıllar öncesini anılarımı hatıralarımı. Yaşadıklarımı ya da yaşama ihtimalim olanları ama karşılaştığım koca bir boşluktu. Odamı incelemeye başladım.

Tam tamına 1 yıl 4 ay önce hastaneden eve getirildiğimde odam çok özensiz ve dağınık görünmüştü gözüme o yüzden burayı tekrar dizayn ettim. İlk hali benim mi eserimdi emin değilim ama bu hali kesinlikle bana aitti. Mor ve siyah renklerinden oluşuyordu her yeri. Duvarlar, kapılar, yatağım hatta kıyafet dolabım. Odam geniş ve büyüktü. Kendime ait bir banyom dâhi vardı. Etrafı incelemeyi bırakıp Teresa çıktım. Evet odamın terası vardı. Terasta yine benim isteğim üzerine yapılmış kütüphanem ve salıncağım vardı. Kütüphanenin tamamı camdan oluşuyordu. Özel bir camdı. Kırılmaz ve sağlam. Kütüphanede 2900'ün üzerinde kitap vardı. Yaklaşık 4 farklı dilde ansiklopediler vardı. Ve bana ait günlükler. Yaşadıklarımı tekrar yaşarsam diye her şeyi yazılı ve görüntülü olarak kayıt altında tutuyordum. Kolumdaki saate baktım. Saatin farkına vardığımda aceleyle içeri girdim ve duşa girdim. Kısa bir duşun ardından bornoz ile çıktım. Dolabımdan okul kıyafetlerimi çıkarmaya başladım.

Bugün önemli bir gündü. Hafıza kaybının ardından 1 yıl boyunca evde eğitim görüp okula hazırlandım. Lise son sınıfı da okulda okumak istedim. Hafıza kaybında ailem dışında ki herkesi unutmuştum. Bir de bende travma yaratan olayları hatırlıyordum. Bir anda her şeyi hatırlayıp travma geçirmemem için ailemin ya da arkadaşlarımın bana bir şeyleri anlatması yasak. Ama bildiğim bazı şeylere göre önceden böyle değilmişim. Daha enerjik, hayat dolu, saygılı, biraz da şımarık biriymişim. Ama şimdi ise daha çok karamsar ve sessiz biriyim . Bence bu hafıza kaybı yanlışlarımı düzeltmem için bana verilen bir şanstı ama ben 1 yılda bir şans en kötü nasıl kullanılırsa o şekilde kullandım. Tabi bende bu şekilde olsun istemezdim ama içimden asla öyle davranmak gelmiyordu. Yani sanki anlattıkları kişi ben değilmişim gibi geliyordu.

 Tekrar okul hazırlığına odaklandım. Saçlarımı kurutup at kuyruğu yapmıştım. Yatağın üzerinde duran kıyafetlere şöyle bir baktım. Klasik bir özel okul üniformasıydı. Kırmızı etek, beyaz gömlek ve kırmızı bir ceket zevkli ama yetersiz. Bence gömleğin siyah olması lazımdı. Kombin en iyi bu şekilde görünürdü. Ve bende bir tane siyah gömlek olması gerekiyordu. Hemen gidip dolabı mı biraz kurcaladım. Katlı kıyafetlerimin en altında bulmuştum gömleği. Hemen siyah gömleğimi ve eteğimi giydim son olarak da ceketimi üzerime giyip çantamı da alıp aşağıya indim. 

Tüm ev halkı kahvaltı masasında oturuyordu. Kuzenlerimiz ve benim abilerimle aynı evde kalıyorduk. Ailelerimiz ise Ankara'da. Aslın da hepimizin aynı evde oturmasının bir sebebi vardı: BEN! Önceden yani ben hafıza kaybı geçirmeden önce Ankara da kalıyormuşuz ama sonra nedenini bilmediğim bir sebeple İstanbul'a taşınmışız. Ailelerimiz Ankara da çünkü şirket ile uğraşıyorlar. Burada da bir şirketimiz var onun başın da ise biricik Alp abim var. Alp abim evli ama bize göz kulak olmak adına burada karısı ile kalıyor. Ne yengem, ne abim, ne de biz bundan şikayetçi değiliz. 

"Ohoo ikiz hiç inmeseydin neredesin kızım sen."(TUNA)

"Tuna siktirme belanı saat 7."(TUANA)

"Küfür etme lan mikrop."(TUNA)

"Sana ne lan piç."(TUANA)

"Tuana, Tuna haklı küfür etme lütfen."(CANSU)

Cansu, benim bizimle yaşıt kuzenimizdi. Aile de saygılı ve terbiyeli halleri ile takdir gören biridir. Cansu'nun sözlerinden sonra Tuna'ya hitaben konuşmaya başladım. Tuna ise benim ikizimdi.

BAŞLANGIÇHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin