Her romanda kahraman olursun da en çok kendi hikayende yorulursun.
Tuana
Evet bir Batuhan GÜRSOY vakası daha. Kuzenim diye söylemiyorum çok sakardır kendisi. Bir kadına çarpmıştı ve kadının üstü komple kahve olmuştu. Hala gülüyorduk ve Batuhan abi bize çok ters bakıyordu sanki öldürecekmiş gibi. İlk önce kadın yerden kalktı ve bir anda gülmeye başladı. Batuhan abi bize bakmak yerine kadına 'deli misin tipin mi öyle?' dermiş gibi baktı. Biz gülmeyi kesip onların yanına gittik. Kadına yardım ederken bir takım bilgiler öğrendik misal adı Aybüke BACAKSIZ'mış, Matematik öğretmeniymiş, 9. ve 10. sınıflara giriyormuş. Aslında sempatik biriydi harbiden çok tatlı bir kadındı ben bu zamana kadar kimseye tatlı dememişimdir. Yani en azında 1 yıldır.
Aybüke hocanın üzeri biraz da olsa temizlendikten sonra kıyafetlerini değiştirmek amacı ile bizden uzaklaştı. Bizde sınıfa gitmek için hareketlenmiştik ki telefonuma mesaj geldi. Telefonumu elimde tutuyordum. Telefonun tuş kilidini açıp mesaja baktım. Keşke bakmasaydım.
"Nasılsın cennetimin ilk yağmur damlası"(AZAT)
Bu mesajı atan kişi benim hatırladığım ilk sevgilimdi. Beni aldatmıştı. Tam tamına 2 hafta önce. Dışarıdan sanılan ben 'çok güçlüyüm asla yıkılmam'. Ama aldatılmayı kim hak eder. Kim aldatılınca güçlü kalabilir. Şahsen ben değil. Mesajı ne kadar görmezden gelsem de yapamadım. Çünkü bu kez bela bağıra bağıra 'geliyorum' diyor. 2 haftadır aramayan mesaj atmayan biri durup dururken neden mesaj atsın ki. Zaten yeterince şeyle uğraşmaya çalışıyordum. Sorunlu biri olmaktan hep nefret etmişimdir. Hatırladığım kısıtlı şeylerden biri. Mesela hatırladıklarımdan biride uzun bir karanlık. Böyle ne yaptığımın belli olmadığı bir dönem var sanki.
Düşüncelerime o kadar dalmıştım ki koridorun ortasında durup telefonuma baka kaldığımı bile fark etmemiştim. Kafamı kaldırdığımda Tuna ve Cansu'yu beni izlerken gördüm. Yüzüm nasıl bir şekil aldı emin değilim ama bana endişeli bakıyorlardı. Hele ki Cansu. Zaten dün gece ki olaydan sonra diken üstündeymiş gibi. Rahatlatmak amacı ile işi dalgaya vurdum.
"Ne oldu lan ne bakıyonuz hiç mi şaşıran güzel kız görmediniz."(TUANA)
"Aslında evet hiç şaşıran bir ego yığını görmemiştim. Sen gördün mü kuzen?"(TUNA)
Cansu sessiz kalmıştı. Sadece gülümsüyordu.
"Yoksa sen hiç aynanın karşısında tipini görüp şaşırmadın mı kardeşim."(TUANA)
"Boş yapma kardeşim de ne olduğunu söyle bakıyım."(TUNA)
"Yok ya bir şey, sorun yok. Hadi gidelim sınıfa artık."(TUANA)
"İyi gidelim."(TUNA)
Tuna'yla konuştuktan sonra sınıfa girdik arkamızdan Mert, Emre ve Esra da girdi yerlerimize oturduk. Dersimiz matematikti. Aslında matematiğim iyidir yani notlarım 70 altında hiç gelmemiştir. Bunu da canım kuzenime borçluyum. Matematik öğretmenimiz Batuhan abiydi. 5-10 dakika içinde Hoca gelmişti. Sınıftaki herkesle tanışmak için isimleri sormaya başladı. Önlerde ki bir kaç kişiye isimlerini sorduktan sonra en arka sıralara geçti. Yarışıtığım çocuğun ismi Kıvanç'mış ve yanında oturan çocukta Ateş'miş kardeşlermiş. Bana ve Cansu'ya küfür eden kızın adı da Alev'miş. Diğer iki çocuğun adı da Berk ve Murat'mış. Bu arada Aybüke hoca Berk'in ablası oluyor anladığım kadarı ile çünkü soyadları aynı. Ya da sadece soyad benzerliği emin değilim. Batuhan abi tam bizim olduğum tarafa geçmişti ki kapı çaldı. Batuhan abi 'gel' diyince kapı açıldı ve içeri Azat girdi. Nasıl yani? Azat bu okulda, üstelik bu sınıfta. Ama neden? Hiç mi şansı olmaz bir insanın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAŞLANGIÇ
ChickLitHafızasını kaybetmiş bir kız... Hiç bir şey bilmeyen bir kız... Bir aşk hikayesinden daha fazlası... Yalanlar üzerine kurulmuş yeni bir hayat... Sıradan değil sıra dışı bir acı, yalan, vazgeçiş...