Tuana
Bazı şeyler sözlerle anlatılmaz o zaman anlarsın işte elinin, kolunun, dilinin bağlandığını konuşmak isteyip konuşamayınca anlarsın işe yaramadığını. Bağırıp çağıramayınca anlarsın, isyan edemeyince anlarsın bunun kader ya da tesadüf olmadığını. Kalbin sıkışınca anlarsın artık yapacak bir şey kalmadığını. Ben böyle bir koridorda anne dediğim kadının, şu dünya da en güvendiğim kadının beni terk edişini izledim. Cansu'nun hasta olduğunu yine böyle bir koridorda öğrendim. Bir hastane odasında açtım gözlerimi hiç bir şey bilmeyerek, hatırlamayarak. Ben bu lanet yerde tekrar bir kötü haber almak istemiyorum. Tam tamına 2 gün oldu ve 2 gündür ablam uyuyor. Ya da ben öyle sanıyordum. Bebeklerin ikiz olduğunu öğrendik ayrıca çok iyi olduklarını, onların şimdiden fazla inatçı ve hayat dolu olduğunu öğrenmiş olduk. O Kağan denen pislik herif ise ortalarda yoktu. Şeytan diyo git kır kafasını ama sağ yanımdaki minyatür abiler ise kavga edersen haber uçururuz diyorlar çok iğrenç bir durum. Toprak ve Cenk abim yavaşça yanıma geldiler. Toprak abim sağ Cenk abim sol kolumdan tuttu. Alp abim önüme Batuhan abimse arkama geçti ne yapmaya çalıştıklarını anlamadım ama cidden bi işkillendim acaba kızıcağım, sinirleneceğim bir şey mi oldu. Yani genelde sinirimi kontrol edemeyeceğim bir haber verecekleri zaman bu taktiği uygularlar. Sinir hastası olduğum psikiyatrist ile konuşurken ortaya çıkmıştı. Ama 1 yıl içinde değil de çok daha önceden beri böyle bir psikolojik sorunum varmış. (Sorunluyum diyorum kızım anlamıyor musun?) Ben neden bunu yaptıklarını düşünürken Alp abim telefonundan bir ses kaydı açtı.
"Ben burdan Dicle'yi almadan gitmiyorum Deniz bey haberiniz olsun." (KAĞAN)
"Bende sana kızımı vermiyorum haberin olsun ha çok istersen burada kal komalık yapana kadar seni dövebilecek adamlarım var. Ama onlara bırakmadan ben de seni dövebilirim." (DENİZ)
"Deniz bey ister kendiniz gelin ister adamlarınızı yollayın umurumda değil tamam mı?" (KAĞAN)
"Bak bak şerefsize bak"(TUANA)
"Tamam değil Kağan bey çoktan dava açıldı en kısa tarihte yaptığın her şeyi delil olarak kullanıp seni kızımdan boşucam onu aldattın ayrıca bebeğine ve ona zarar verdin daha önce dövmüşsün kızımı, kamera kayıtları var. Bak mahkeme de ister pişmanım de ister onu seviyorum de seni duymazlar Kağan bu işten zararlı çıkan sen olursun tamam mı?" (DENİZ)
"Ablamı aldatmış mı şerefsiz PİÇ!"(TUANA)
"Peki ya bunu yaptığınızdan kızınızın haberi var mı Deniz bey." (KAĞAN)
"Ben çocuklarımdan habersiz hiçbir şey yapmam. Daha haberin yok sanırım, kızım uyandı ve şu an evinde huzurlu bir şekilde rahat rahat belgeleri imzalıyor. Biliyor musun benden bunu isterken gözlerinde acı gördüm kızımın ama belirsizlik şüphe asla görmedim. Evet belki seni seviyor ama istemiyor Kağan. Çünkü ona en büyük zararı sen verdin onu dövdün, hamile olduğunu bile bile onu aldattın, yetmedi onu az daha öldürüyordun. Tuana orada olmasa ne yapacaktın? Onu alıp gidecek miydin? İçeri nasıl girdin bilmiyorum ama bir daha kızıma yaklaşamayacaksın anladın mı?" (DENİZ)
"Demek o yüzden gitti bu piç. Yediremedi tabi."(TUANA)
"Siz onu evlatlıktan red ettiniz ama Deniz bey. Resmi olarak o sizin kızınız değil."(KAĞAN)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAŞLANGIÇ
Chick-LitHafızasını kaybetmiş bir kız... Hiç bir şey bilmeyen bir kız... Bir aşk hikayesinden daha fazlası... Yalanlar üzerine kurulmuş yeni bir hayat... Sıradan değil sıra dışı bir acı, yalan, vazgeçiş...