Tuana
Kıvanç, Cansu'ya sarıldığında Cansu öylece kalakalmıştı. Kıvanç Cansu'dan ayrıldı ve ona bakmaya başlamıştı. Cansu'nun bu haline gülümsemiştim çok şirin görünüyordu. Aslında neden Kıvanç sarılınca bu kadar şaşırdığını anlamamıştım. Ateş sarılınca o kadar şaşırmamıştı hatta hiç şaşırmamıştı. Bu konuya fazla takılmadım. Ateş hareketlendi ve Cansu'nun kolundan tutup kendine çevirdi.
"Cansu, bunu kutlamamız lazım. Sonuçta kazandık demi."(ATEŞ)
"Bir dakka bir dakka ne alaka ya. Yarışmayı biz kazandık. Asıl bizim kutlamamız lazım."(KIVANÇ)
"Kıvanç asabımı bozma. İlk ben söyledim o yüzden Cansu bugün benimle. Eğer isterse yarın sizde kutlarsınız belki abicim."(ATEŞ)
Ateş, Kıvanç'a baya racon kesmişti. İlginç bir ana tanıklık ettiğimi söyleyebilirim. Kıvanç'ın yüzü düştü. Sinirlendiği her halinden belliydi. Ateş ise sadece sırıtıyordu. Cansu hala öylece dikiliyordu. Yavrum şoktan çıkıp şoka girmişti. Yazık Canım'a. Millet çoktan spor salonundan çıkmaya başlamıştı. Bizim çocuklar ve Ateş'gilin çete vardı. Ateş bana döndü.
"Tuana senin de sesine sağlık. Ben Cansu'yu da alıp gidiyorum. Size iyi günler."(ATEŞ)
Ateş Cansu'nun kolundan tuttu ve yürümeye başladı. Sahneden indiler. Timuçin eniştenin önünden geçerken durdular. Ateş konuşmaya başladı.
"Timuçin amca acaba iznin olursa biz Cansu ile kazanmamızı kutlamaya gidebilir miyiz?"(ATEŞ)
"Gidin Ateş'çiğim."(TİMUÇİN)
Ateş tekrar yürümeye başladı tabi arkasından Cansu'yu da sürüklüyordu. O sıra da Tuna benim yanıma geldi.
"İkiiiz, iyi misin?"(TUNA)
"Tabi ki iyim sonuçta biricik kuzenim kazandı. Neden iyi olmayım şapşik."(TUANA)
Gerçekten de Cansu kazandığı için mutluydum. Başarılı kızım benim ya. Tuna, kolunu omzuma attı. Kendine çekti beni ve sarıldı.
"Çocuklar, biz eve dönüyoruz. Siz daha buralarda mısınız?"(DENİZ)
"Baba biraz daha takılalım ya biz. Siz gidin."(TUANA)
"Tamam. Çocuklar isterseniz gece yine yatıya gelebilirsiniz. Tamam mı?"(DENİZ)
"Teşekkürler efendim."(ESRA)
"Esracım Deniz amca lütfen."(DENİZ)
"Peki Deniz Amca."(ESRA)
Konuşma bittikten sonra babam da gitti. Amcamgil de gittikten sonra bende sahneden indim ve çocuklara çıkalım gibisinden bir işaret yaptım. Ama Kıvanç'ın sesi ile durmak zorunda kaldım.
"Tuana biraz konuşsak ya."(KIVANÇ)
"Efendim Kıvanç."(TUANA)
"Şey üzgünüm. Kazanamadık. Aslında güzelde söylemiştik ama gerçekten pardon ya."(KIVANÇ)
"Önemli değil. Sen bir şey yapmadın. Onlar daha uyumluydu. Jüride söyledi ya."(TUANA)
"Yine de sana karşı sorumlu hissediyorum kendimi. Ne bileyim seni hayal kırıklığına uğratmak istemem."(KIVANÇ)
Ne? Neden hayal kırıklığına uğratmak istemesin ki? Bana karşı neden sorumlu hissetsin?
"Kıvanç neden bana karşı sorumlu hissedesin. Yani sonuçta şarkı söyledik."(TUANA)
"Şey... Benim sana karşı farklı bir ilgim var. Ben senden hoşlanıyorum Tuana."(KIVANÇ)
NE?! Bu... Ne demekti şimdi. O benden hoşlanıyor muydu ? Ama ben... Ben ona karşı hiç bir şey hissetmiyordum ki. O benim arkadaşımdı. Cevap bekler gibi bakıyordu gözleri. Umutlu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAŞLANGIÇ
ChickLitHafızasını kaybetmiş bir kız... Hiç bir şey bilmeyen bir kız... Bir aşk hikayesinden daha fazlası... Yalanlar üzerine kurulmuş yeni bir hayat... Sıradan değil sıra dışı bir acı, yalan, vazgeçiş...