Kapının önüne vardığımda kısa bir süre duraksadım.Duygusal tarafım buna hazır olmadığımı söylüyordu.Mantıklı tarafım ise, aksine seni terkeden aileni bul diyordu.Derin bir nefes aldım.Yıllar sonra görmediğim ailemle ilgili bilgi duygusal olarak kolay olmayacaktı.Acaba bir ölüm haberi miydi? Kalbimin hızlı atışlarını duyabiliyordum.Otomatik kapının açılmasıyla beraber içeriye ilk adımımı attım.Kafe bulunduğum katta olduğu için ulaşmam zor olmadı.Gözlerimle beyaz takım elbiseli, kırmızı mendilli adamı aramaya başladım.Görünürde yoktu, erken gelmiş olabileceğimi düşünerek cam kenarına oturdum.Ellerimi masada birleştirerek beklemeye başladım.Başımı sağa çevirdiğimde beyaz kadife takım elbiseli ipek kırmızı mendilli 1.70 boylarında sivri yüzlü mavi gözlü ve rüzgardan dolayı dağılmış kahverengi saçları olan bir adamı koşar adımlarla bana doğru gelirken fark ettim.Yanıma geldiğinde hararetle ceketi çıkardı ve sandalyenin arkasına astı.Elini bana doğru uzatarak: ''Siz Görkem olmalısınız.'' Elimle karşılık verdim. ''Evet.'' Masaya oturduktan sonra kollarını usulca sıvadı.
''Ben de Uğur.''
''Sizi dinliyorum.''
''Aileniz sizi gözlemlememi istedi, nasıl bir kız olduğunuzu merak ediyorlar.''
Boğazımı temizledikten sonra ''Bu çok saçma.'' diye çıkıştım. ''Şimdi neredeler? Yaşıyorlar mı?''
''İkside yaşıyorlar, siz doğdunuzda imkanları elvermediği için sizi bırakmak zorunda kalmışlar.''
''Siz ailemi nereden biliyorsunuz?''
''Yanlarında çalışıyorum.İnanmıyorsanız size şunu gösterebilirim.'' El çantasından çıkardığı fotoğrafı bana doğru uzattı.Meraklı gözlerle hareketlerini takip ediyordum.''Buyrun.'' dedi, yüzüne çarpık bir gülümseme yerleştirerek.Elinden aldığım anda ağlamamak için kendimi zor tuttum.Bu bir aile fotoğrafıydı.Fotoğrafdan yüzüne aşikar olduğum annem kucağında bir bebekle buruk bir şekilde gülümsüyordu.Babam ise elini annemin eline dolamış ve gülümsüyordu.Babamın gözleri mavi görünüyordu.Yüz hatları ona sert bir hava katmıştı.Saçları bal rengindeydi.Resmi masaya yüzüstü yatırarak ''Şimdi neredeler?'' diye mırıldandım.
''Bunu size söylememi istemediler.Hazır olduklarında karşınıza çıkacaklarmış.'' Bu oldukça saçmaydı.Yıllardır görmediğim annem ve babam karşıma çıkmak için hazır olduklları zamanı kolluyorlardı.Nasıl bir sevgisizlikti bu böyle? Ben onları görmeye hazırken onların hazır olmalarını bekleyecektim.
''Size göstermem gereken bir şey daha var.''
''Ne?'' dedim, içimden yine hangi saçmalıklarla karşılaşacağımı merak ediyordum.
''Ailenizin yıllar önce konuştuğu birisi varmış.Size bakılmakla görevlendirilmiş.Fakat aileniz gidince sizi yetimhaneye bırakmış.'' Bu mantıklıydı, ailesi bile istemeyen bir çocuğu neden başkası sahiplensin ki?
''Bir de o yılları ondan dinlemenizi istediler.''
''Peki.'' dedim isteksizce.Gerçeklerden kaçmak saçma gelirdi bana.Hayatı bütün çıplaklığıyla görmek lazımdı.Yavaşca oturduğumuz yerden kalktık ve alışveriş merkezinden çıktık.Uğur Bey'in gösterdiği arabaya doğru yürümeye başladık.Araba siyah renginde klasik modeldeydi.Arabaya bindiğimizde merakla ''Nereye gittiğimizi öğrenebilir miyim?''
''Size bahsettiğim adam ayakkabıcıda çalışıyor.Buraya olldukça yakın.'' Bu görüşmenin sonunu kestirebiliyordum.Görüştüğüm bu adamdan bir daha haber alamayacaktım.Ailem beni görmek istemeyecekti. Onlar için eski hayatlarının zedesinden başka bir şey ifade etmeyecektim.Bahardan dolayı yağmur bütüm şiddetiyle bastırmıştı.Yağan yağmur sesi huzurdan çok tedirginlik veriyordu.Ya da bu duygularımdan dolayı kaynaklanıyor olmalıydı.