3.Bölüm

503 36 0
                                    

Alışık olmadığın yer derken ne demek istediğini düşünürken bir yandan da ağır ağır merdivenlerden yukarı çıkıyordum.Ev arkadaşım benim için endişelenmiş olmalıydı.Sıla çok sorumsuz bir kızdı, bu yüzden kiraların çoğunu ben ödemek zorunda kalıyordum.Kapıyı çaldıktan kısa süre sonra açtı.

''Görkem nerdesin çok merak ettim.''

''Yeni işim yatılı olacak tam üç hafta sonra geri geleceğim, merak etme.''Bir yandan da valizimi topluyordum. Dolabımda bıraktığım çicekli elbiseyi giyinmek için aldım. Giyindikten sonra aynaya baktım.Saçım çok dağınıktı.Saçımı topladıktan sonra aşağıda Bulutun beni beklediğini hatırladım.Koşar adımlarla aşağı indim.

''Nerede kaldın?Ağaç oldum burada.''

''Geldim işte.''

''Bu üzerindeki şeyi hiç beğenmedim, kız arkadaşım olsan seni insan içine çıkarmazdım.''

''Senin bu beğenmediğin kıyafeti almak için iki ay para biriktirdim.'' Arabaya bindiğimizde radyoda Evanescence- My İmmortal şarkısı çalıyordu. Bu şarkıya bayılırdım.

''Sesini açar mısın?''

''Açamam.''

''Neden bu şarkıyı sevmiyor musun?''

''Hayır şarkıları sevmem.''

''Ne zaman şarkı dinlesem mutlu olurum.Bir insan neden şarkıları sevmesin ki?''

''Şarkıları sadece kötü anlarında mutlu olmak için dinlersin.'' O sırada arabayı durdurdu.Sanırım gideceğimiz yere gelmiştik.Aşağı indiğimizde siyah bir binanın önünde olduğumuzu farkettim.İncelerken bile beni ürkütüyordu.Binayı incelerken Bulut yürümeye başlamıştı bile.Koşar adımlarla yanına gittim.Binaya girdiğimizde etraf mini etekli kızlarla doluydu.Bulut geçerken göz kırpıyordu. Bari benim yanımda yapmasaydı.Gerçi ben onun için bakıcıdan fazla bir şey değildim.İçeri girdiğimizde büyük bir kalabalık vardı.Burası bardan farksızdı fakat daha büyük ve kalabalıktı.Etrafımızdaki insanlar delicesine eğleniyorlardı.Bulut'un işaret ettiği yere oturduk.

''Burada o kadar gezilecek yerler varken neden beni buraya getirdin?''

''İstersen seni lunaparka veya piknik alanlarına götürseydim. Pamuk şeker yiyip uçurtma uçururduk.''

Bu sözü üzerine başımı öne eğdim.Kahkaha sesleri geliyordu.Kafamı kaldırdığımda masada üç esmer kız oturuyordu.Kızlardan biri:

''Geçen haftakine ne oldu o sanki kızıldı, bu kız sarışın.'' Gülmeye başladılar.

''Bulut bak sana ne göstereceğim.'' telefonu alıp gülmeye başladılar.Artık sıkılmaya başlamıştım.Garson kız yanımıza geldi.

''Bulutcuğum ne alırdın?''

''Her zamankinden getir.''

''Peki küçük hanım ne alırdı.'' Küçük hanım mı? benim küçüğe benzer bir halim olmadığını düşünüyordum.

''Ben de Bulut'un içtiğinden istiyorum.''

Bulut gülerek ''Ağır ol, küçük hanıma karışık meyve suyu getir.''

''Küçük hanım mı?B enim küçüğe benzer bir halim mi var?''

''Bir şu kızlara bak bir de kendine o zaman anlarsın.'' Kızlara bakınca anladım.Boyum kısaydı ve yüzümdeki makyaj yok denecek kadar azdı.Kızlar gülmeye hatta kahkaha atmaya başladılar.Tekrar kafamı önüme eğdim.
Aradan bir saat geçmesine rağmen kızlar ve Bulut hala gülüşüp duruyorlardı.

''Bulut hadi başka bir yere gidelim çok sıkıldım," dedi kızlardan biri.

''Peki.'' Onlara bana davrandığından çok farklı davranıyordu.Ben ona ne yapmıştım ki?

''Görkem ben biraz buradan uzaklaşıcağım.Beni bekle, geri geleceğim."

Umutsuzca başımı salladım.Kızla el ele tutuşup gittiler. Garsonu çağırdım.

''Bana Bulut'un içtiğinden getir.''

''Sizin için ağır olmaz mı?''

''Ne dediysem onu yap!'' Çok geçmeden garson getirdi.Bu şey içkiye benziyordu.Ne olduğunu bilmeden kafama diktim. Küçük ha? Ven küçüğüm bu doğru değildi.

''Bu bitti tekrar getir!''

''Peki ama tehlikeli olabilir.''

''Getir!'' ikincisini de içtikten sonra başım dönmeye başladı. Bunlar olurken Bulut hala ortalıkta yoktu. Gideli neredeyse iki saat olmuştu.Deli gibi eğlenen insanların arasından kurtulup nihayet lobiye gelebilmiştim. Başım döndü,afalladım. Mini etekli kızlardan biri:

''İstersen yardım edeyim.''

''Hayır,yardıma ihtiyacım yok! Ben küçük değilim!'' yürümeye devam ettim. Nihayet açık havaya ulaştım.Hava zifiri karanlıktı.Normalde çok korkardım fakat alkolün etkisiyle rahattım.Özgür hissediyordum.Ayakkabılarımı çıkarıp yürümeye devam etmeyi düşündüm, ayağımı gerçekten acıtıyorlardı.Ayakkabılarımı çıkarttıktan sonra üzerimden büyük bir yük kalkmış gibiydi. Karanlıkta yolu yarılamışken karşıdan gelen araba farı gözlerimi yakmıştı.

Arabaya baktığımda oldukça sinirlendim.
Umarım beğenirsiniz, oy sınırı koymak isttemiyorum.Beğenirseniz zaten oylarsınız.Şimdiden teşekkür ederim. Yazım hatalarımdan ötürü özür dilerim.

.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin